Take Me to Your Light | yoonseok | m.y.g+j.h.s |

♡

"Yoongi hadi gel!"

Yoongi sevinçle sevdiğine koştu.Onu mutlu görmek onu harika hissettiriyordu.

"Fotoğrafımı çeker misin?" Diye sordu ve elindeki eski yıllardan kalma polaroid kamerayı ona uzattı.Bir antikacıdan beraber almışlardı.Soluk sütlü kahve rengindeydi ve deklanşörü hafif paslıydı.

Yoongi kamerayı aldı.Metalin soğukluğu soğuktan kızarmış ellerini acıtmıştı.

Makinenin içine cebindeki filmleri doldurdu ve çekmeye başladı.

"Kamerayı kıskanıyorum Hoseok." Hoseok ise şaşırmıştı.

"Neden ki?"

"Benim dışımda başka bir canlı veya nesnenin senin güzelliğini görmesini istemiyorum"

Küçüğün soğuktan kızaran yanakları dahada kızarmıştı.

Etrafına bakınırken bir sokak lambası gördü.

"Bir fikrim var." Diyerek lambaya koştu.

Siyah botları karda koşarken ses çıkarıyor ve onu bir  çocuktan farksız kılıyordu.

"Buradada beraber çekinelim Hyung."

"Hoseok biliyorsun ben-"

"Ama hep sevmiyorum diyorsun.Seninle birlikte olduğumuz tek fotoğraf lise mezuniyet fotoğrafımız!"

Yoongi güldü ve onun yanına geçti fakat küçüğü hala söyleniyordu.En sonunda Yoongi ondan habersiz paslı deklanşöre bastı.

Fotoğraf kuruduğunda ise yüzünde bir tebessüm oluştu.

Yoongi ve onun yanında ağızı konuşurken açık çıkan çatık kaşlı sevdiği.

Annesi fotoğraf çekerken mızmızlanan çocuklardan farkı yoktu.

Yoongi gülürken Hoseok meraklanmıştı.

"Neden gülüyors-Ama hayır Yoongi!"

Yoongi ise hala kahkaha atıyordu.

"Neden ama bence çok şirin?"

"Şirin değil gerizekalı gibi duruyorum!"

Yoongi ise gülümsedi ve küçüğün alnına bir fiske attı.Küçüğü şaşkınlıkla gözünü yummuştu.

"Bir daha kendine hakaret edersen o güzel ağzını yırtarım."

Küçüğü ise şaşkınlık ve aşk dolu bir bakış ile ona bakıyordu.Kızarmış burnu ile birlikte çok tatlı duruyordu.

Yoongi bu görüntüye daha fazla dayanamadı ve onu usulca öptü.

Küçük çok şaşırdı.Ve aklına bir fikir geldi.

"Bu sokak lambası bizim sembolümüz olsun mu Yoongi?"