Not: Bu kitap, Efsanevi Savaş'ın devamıdır. Wattpad da en fazla 200 bölüm eklendiği için, 6.Sezon yeni bir kitap olarak devam etmektedir. Önceki kitabı okumak isteyenler:https://www.wattpad.com/50986246-efsanevi-sava%C5%9F-1-sezon-1-b%C3%B6l%C3%BCm
"Hayır Joe! Başaramayacağız!" Joe, küçük kardeşi Charlie'ye baktı ve güldü. "Kasabanın içine kadar dayan küçük kardeşim!" Bu sırada ortalık silah sesinden geçilmiyordu. Charlie ve Atış-ka Joe'nun hemen arkasında onları ele geçirmek isteyen kanun kaçaklarına ateş ederken, Joe en önde, asla ıskalamadan babasından gelen yeteneği konuşturuyordu. Jack Wheeler'ın üç farklı anneden, ama aynı babadan olan oğulları, babalarının izinden gitmek için, kanun kaçağı olmuşlardı. Gemiden kaçtıktan tam on gün sonra, limana filika ile ulaşmayı başarmışlardı. Limana adım atar atmaz, kanun adamları etraflarını sarmış ve büyük bir çatışmanın içine düşmüşlerdi. Joe, arkasında canlarını ortaya koymuş olan kardeşlerine bağırdı. "Charlie! sahil boyunca koşun, daha sonra karşınıza bir mahzen çıkacak, mahzenin arkasından dolaşın ve kasabanın meydanından uzak bir şekilde koşmaya devam edin. Wheeler'ların evi yazan, ev enkazından geriye doğru koşun ve kasabanın en büyük binası olan, han'a girin. Oraya girdiğinizde Sabrina'yı bulun ve bizi Joe Wheeler gönderdi, aranıyoruz deyin." Charlie son kurşunun sıktıktan sonra, "Seni burada bırakmayacağız kardeşim! Bunca yıl sonra seni bulmuşken kaybetmeyeceğiz!" Joe, bir adamı daha kafasından vurarak öldürdükten sonra, "Ben iyiyim Charlie, geleceğim! Bundan emin ol ve koş!" Atış-ka, koca gövdesiyle Charlie'yi çekiştirdi. Charlie son kez ateş etmek istedi ancak silahı boştu. Atış-ka'nın kendisini çektiği yöne doğru koşmaya başladı. Bu sırada, Joe'nun yanından sıyrılan iki kanun adamı onların peşine düştü. Joe, ön tarafına ateş ederek geriye çekildi ve kardeşlerinin arkasından giden adama, diğer elindeki silahla nişan aldı. Adamlardan birini vurdu. Yere düşen adamın çıkardığı sese, arkasını dönen Atış-ka, durup üstlerine gelen adamı bekledi. On metre kadar ileride durup, kardeşinin ne yaptığına bakan Charlie tam geriye dönmek için hazırlanırken, Atış-ka o Kızılderili şivesiyle "Hayır, koş!" dedi. Charlie'nin biraz uzun olan sarı saçları, rüzgarın etkisiyle geriye yatarken, son sürat koşan Charlie, Joe'nun bahsettiği mahzenin önünde durdu. Mavi gözleriyle etrafı süzdükten sonra ardına baktı. Atış-ka gelen adamla mücadeleye girmişti. Adam elindeki tüfek ile Atış-ka'ya vurup yere düşürdü. Daha sonra tüfeğin arkasını kafasına çevirmek için döndürdü. Tam tüfeği indirdiği zaman, beyaz bir ata binen, güneşten yüzü gözükmeyen, sarı saçlı uzun boylu kalıplı bir adam tarafından vurularak yere yığıldı. Adam daha sonra, sahilin üstüne çıkıp kasabanın içine daldı. Adamın engebeli arazide kullandığı attan bir kere bile sekmemesi Atış-ka'yı şaşırtsa da hemen kendine gelip, koşmaya devem etti. Kardeşinin yanına geldiğinde, Joe'nun tarif ettiği yola koyuldular. Bu sırada, Joe arkalarından gelmek için son atışlarını yaptı. Yük gemilerinden birinin getirdiği ve limana dizilmiş olan yağ fıçılarına arka arkaya ateş edip, bir kısmının önüne yuvarlanmasını, diğer kısmının ise yere dökülüp adamların dengesini bozmasını sağladı. Kardeşlerinin arkasından gitti, onları etrafta göremeyince, direk Han'a girdi. İçeri daldığında, kardeşlerinin üzerine tüm han sakinleri tarafından silah çekildiğini gördü. "Hey! Siz ne yapıyorsunuz!" Joe, koşarken yerine taktığı silahlarından birini çıkarıp, tüm hanın üzerinde bir tur gezdirdi. İçlerinden biri, "Joe! Bunlar da kim? Senin adını sayıklayıp duruyorlar." Joe silahı yerine koyarken, "Onlar benim kardeşim." Joe, kalabalığın uğultuları daha fazla yükselmeden konuşmaya devam etti. "Dışarıda bir sürü kanun adamı bizi arıyor! Yakaladıklarında sağ kalacağımızı zannetmiyorum." Joe, han sakinlerini tekrar süzerken, başka biri bağırdı. "Jack Wheeler'ın oğullarını kimseye vermeyiz!" Bu ses defalarca tekrarlandığında, üst kattan, han sahibi ve Joe'nun eski dostu Sabrina indi. "Joe! Neler oluyor iyi misin?" Joe kadına kısa bir sarılma yaptıktan sonra, "Vakit yok Sabrina, bizi hemen üst kata çıkarmalısın, yakında burada olurlar." Sabrina, onları üst kata çıkarırken, "Chio nerede?" Diye sordu. Joe cevap vermeden yukarıya çıkmaya devam etti. Onlar yukarıya çıktıktan, beş dakika sonra hanın kapısı hızla açıldı. İçeriye dört kanun adamı daldı. Havaya iki el ateş eden liderleri tüm han sakinlerini süzdü. "Buraya üç kaçak girdi mi?" Han sakinleri, önce adamlara biraz baktıktan sonra, işlerine geri döndüler. Kimisi içkisini içiyor, kimisi ise hiçbir şey olmamış gibi muhabbetine devam edip kahkahalarla "Bir daha ! biraz daha şarap getir!" diye bağırıyordu. Uzun boylu, sakallı esmer kanun adamı, biraz daha ilerleyip, içlerinden birini yaka paça havaya kaldırdı. "Onlar nerede?" Adam, hiç heyecanlanmadan, "Kimler?" diye sorunca, kendini sert bir şekilde yerde buldu. Yere yığılan adamın ayağına bir el ateş ettikten sonra, "Siz ne yaptığınızın farkında değilsiniz, onu tanıyorsunuz biliyorum! Gemi kayıtlarına göre, üç Wheeler, bu kasabaya girdi. Geçen her üç dakikada bir, birinizi öldüreceğim." Ayağına sıktığı adama bakıp, "Bu ilk kurşun senin için bir avans olsun." diyerek, masalardan birine geçip, yan masadaki adamın şarap şişesine uzandı. Şarabı yudumlarken, çıkardığı cep saatini açıp, "Süreniz başladı" Dedi.
NOT:
Not: Bu kitap, Efsanevi Savaş'ın devamıdır. Wattpad da en fazla 200 bölüm eklendiği için, 6.Sezon yeni bir kitap olarak devam etmektedir. Önceki kitabı okumak isteyenler:https://www.wattpad.com/50986246-efsanevi-sava%C5%9F-1-sezon-1-b%C3%B6l%C3%BCm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsanevi Savaş 2
Historical FictionEfsanevi Savaş isimli kurgumuzun, 200.Bölümüne geldiğimiz için, aynı kitap üzerinden daha fazla bölüm güncellemek yasak. 200.Bölümden sonra bölüm eklenmediği için, 6.Sezon'a bu kitaptan devam edeceğiz. Tamamen karakterler üzerinde oynama yapılmadan...