Yeraltı Dünyasına Yolculuk

70 5 8
                                    

merhaba sevgili okurlarım :)

Yine uzun bir aradan sonra bölümü toparlamayı başarabildim nihayet.

!!LÜTFEN EMEĞE SAYGI!!

Çevrenizdekilere de bu tatlı kitabı önerin ki bizim gizemli dünyamızdan mahrum kalmasınlar :)

OY ve YORUM yapmayı unutmayın. Seviliyorsunuz :)

Yeni bölümü böyle bıraktım, keyifli okumalar...

------------------------

Gördüğüm kabusun etkisiyle soluk soluğa uyandım. Nerede olduğumu anlamak için hızlıca etrafa baktım. Evimdeydim, odamdaydım. Günün ilk ışıkları perdelerin arasından süzülüyordu. Hala oradaymış gibi boğazımda hissettiğim parmakları hayali bir şekilde çözmeye çalıştım.

Odamın  kapısının tıklatılmasıyla oturduğum yerde ufak bir çığlık atıp sıçradım. 

"Tatlım hala uyanmadın mı? Okula geç kalacaksın."

Bir kabustan bir diğer rüyaya mı geçmiştim acaba? Çünkü normal şartlarda annemin kapının dışından bana seslenmesinin imkanı yoktu. Benden ses çıkmayınca kapı yavaşça gıcırdayarak açıldı.

Ve işte hayatımda görüp görebileceğim en güzel kadın karşımdaydı. Kumral kıvırcık saçları ufak bir topuz ile başının üstünde toplanmış, uğruna her şeyi feda edebileceğim gülümsemesiyle bana bakıyordu.

"Hadi ama Hüma. Kahvaltı hazır seni bekliyoruz. Kalk artık kızım."

O kadar sıradandı ki her şey. Bunların gerçek olma gibi bi olasılık olmadığını biliyordum. Ama yine de o kadar olası ve olağan görünüyordu ki...

"A-anne..." diyebildim sadece düğümlenen boğazımla.

"Tatlım sen iyi misin? Rengin bembeyaz olmuş. Hasta mısın?"

Az önce gülerken oluşan oluşan kırışıklarına şimdi endişe hakimdi. Hızlı adımlarla yanıma gelip avucunu alnıma dayadı.

"Ateşin de yok gibi..."

O kendi kendine mırıldanırken ben de dünyanın en güzel sahnesini izliyormuşum gibi gözlerimi ondan alamıyordum.

"Neden bana öyle bakıyorsun annecim?"

Artık nasıl baktıysam kadına, korkmuştu.

"İyiyim anne. Sadece kabus gördüm sanırım."

Yıllar sonra bu sözcüğü söylemek hem de anneme... 

"Kıyamam ben kuzuma. Hadi git elini yüzünü bi yıka kendine gel. Sonra da kahvaltıya."

Bir rüyada olduğumun bilinciyle hareket etmem gerekiyordu ama kendime bunun gerçek olduğunu telkin edip duruyordum. Çünkü her bir parçamla gerçek olmasını istiyordum.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynadaki görüntümü inceledim. Ben aynı bendim. Hala 22 yaşındaydım. Ne olduğunu anlamamı söyleyen iç sesimi bir yere tıktıktan sonra yaşadığım anın tadını çıkarmak için mutfağa doğru yöneldim.

Gelen sesi duyunca kapıda durakladım. Benim küçük kardeşimin kuş cıvıltılarını andıran melodili kahkahası çalınıyordu etrafta.

Beni görünce oturduğu sandalyeden zıplayıp cıvıldayarak yanıma geldi.

"Ablacım ne çok uyudun. Ben çok acıktım ama seni bekledim. Annem seni beklememizi söyledi. Zaten söylemese de ben seni beklerdim ki."

Kucağıma atlayıp sarıldı bana. Bu işte bi gariplik vardı. Ben aynı yaştaydım ama onlar o kaza olduğundaki yaşlarındaydılar. Üstelik kardeşim 2 yaşında görünmesine rağmen çok güzel ve akıcı konuşuyordu.

Ateşin Ruhu (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin