7 - Priz

3.7K 273 404
                                    

Keyifli okumalar💞

----

En başta ruhumdan fışkırmak için can atan heyecanımın binlerce katı şimdi içeride saklanan bir korku dalgalarına dönüşüyordu. Duvarın soğukluğunun içimde yanan ateşe hiç faydası olmuyordu. Kaçmak için hareket etmeye çalıştım ama hareket bile edemiyorken, kaçmayı düşünmem bile saçmaydı. Kafamı kaldırıp beni tutan adama baktım. Tek elini omzuma bastırmış, karşımda dikiliyordu ve beni görmekten memnun olmuşa da benzemiyordu.

Ne tesadüf ki ben de onu görmekten pek memnun değildim. Beni bıraktığı anda arkama bakmadan kaçmalıydım.

"Buraya nasıl geldin?"

Adamın gözlerinin içerisine baktım. Cevap veremedim. Sansar'ı takip ettiğimi söyleyemezdim. Adamın geniş cüssesi de düşünce yapımı çalıştırmıyor; bir yalan bulamıyordum. Sadece en olarak değil, boy olarak da oldukça fazlaydı. Bu onu biraz korkutucu... Oldukça korkutucu yapıyordu.

Omzumdaki elini gevşetti. Bastırdığı yeri eliyle kavradı. Montumun bir kısmını avuçlarının içerisinde dolamıştı. Montumdan çekerek merdivenlere yöneldi. Büyük adımlar ile çıktığı merdivenleri ben de onun gibi yürümek zorunda kalıyordum. Aslında beni sürüklüyor demek daha doğru olurdu. Belki de sadece kapı dışarı edecekti.

Kapıda koruma olacağını yoldayken düşünmüştüm ama buraya geldiğimizde ortalık tamamen sessizdi. Korumasız olduğunu düşünüp rahatlamıştım bu rahatlama binaya girdiğim andan yakalanana kadar kadar sürmüştü. Sadece beş dakika.

Kapıya doğru ilerleyeceğimizi düşünmüştüm ki bir üst kata yöneldi. Ayaklarımı yürümemek için yere bastırdım ama koca adamın cüssesine vücudum karşı koyamıyordu. Beni sürükler gibi yürümesine devam ediyordu.

Keşke ben gibi küçük, narin ve ince bir koruma koysalardı. Tabi bir sonraki sefere siparişimi belirtirdim ve benim isteğime göre birini işe alırlardı da beni o yakalardı.

"Nereye gidiyoruz? Çıkış orada."

Konuştuğumda durdu ama hala eli montumu tutuyordu. Elim ile geldiğim yolu gösterdim. Suratından hafif bir tebessüm geçti. Sonrasında bana kafa salladığında o tebessüm yerini suratsız bir ifadeye dönüştürmüştü.

"Davetsiz misafirleri hemen yollayamıyoruz küçük hanım."

Harika Çağrı. Aferin Çağrı. İyi halt yedin Çağrı. Bakalım buradan nasıl çıkacaktım. Özge'ye haber versem... Ne yapabilir ki? Polisi arayabilirdi ama içeride Sansar vardı. Polis olmazdı. Hem nasıl haber vereceğim de problemdi.

"Beni görmezden gelsen? Ben kapıdan gittiğim gibi bir daha geri gelmem."

Beni duymazdan geldi yürümeye devam etti. Merdivenlerden çıktıkça üst kat daha net görülüyordu. Alt kat ile aynı derecedeydi. Burası da dökülüyordu. Dar bir koridora girdi. Koridor kapılar ile doluydu ama adam tüm kapıları es geçip koridorun sonuna kadar gidip sola döndü. Hemen karşımızda bir iri cüsse daha vardı. Beni gördüğünde gözleri kocaman oldu. Arkamdaki adama baktı.

"Kız mı?"

"Hem kız hem de davetsiz bir misafir. Harika bir ikili birleşim. Patron içeride mi?"

"Demek burada bir Tavşan'ımız var ama Barut içeride değil. Buraya bir Tavşan'ın da geleceği günler olacakmış demek."

Benim de hayvan olmadığım kalmıştı. Eğer buradan çıkarsam dışarıdaki taksici amcaya artık benim de bir hayvan ismine sahip olduğumu söyleyecektim hem de beyaz ve tatlı olanından. Kırmızı gözleri olan ben gibi tatlı bir Tavşan. Söyleyecektim söylemesine ama önce buradan çıkmam gerekliydi.

Başka Bir Çağrı&Demir Hikayesi #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin