Karanlık. Çığlıklar yükseliyor. Daha derin bir karanlık. Bu saçma şekillerde ne? Duvarlar soğuk. Sonundayım, acının sonunda.
Gözlerimi yavaşça açıyorum. Az önceki siyaha karşın, bembeyaz bir odanın içindeyim. Ve en derinden aynı çığlıklar gelmeye devam ediyor.
Birden etrafımda ki beyazlık bir oda suretine bürünüyor ve çığlıklar diniyor. Karanlığı özlüyorum. Tanrı dedikleri olgu nerede? İzliyor mu?
"Söyle." Kalın bir sese karşın şaşkınca etrafıma bakıyorum. "Neyi söyleyeceğim?" Etrafı inceliyorum. Sıradan, neyi söylemem gerekiyor?
"Ne gördüğünü." Ayağa kalkıyorum ve eşyalara yavaşça dokunuyorum. O sırada müslümanların dini kitabı dikkatimi çekiyor. "Dindar bir aile, küçük bir çocukları var. Muhtemelen oda dindar bir okula gidiyor."
Kalın ses gülüyor. "Güzel, başka?" Saat dikkatimi çekiyor, odanın geri kalanına göre fazla güzel. "Kadın evini sevmiyor ama güzel görünmesini istiyor. Ayrıca," kanepelere yavaşça yaklaşıyorum. "4 kişilik bir aile."
Cevap vermesini bekliyorum. "Asıl soruyu hala sormadın." Birçok sorum vardı ve bana göre hepsi oldukça büyük bir öneme sahipti. "Buraya nasıl geldim?" diyorum, turuncu renkte ki kanepeye yavaşça dokunurken, gerçek değil. Gülümsüyorum, fazla inandırıcı.
"Asıl soru bu değil, sor." Aklımda ki onlarca soruyu düzenliyorum ve kelimelerin yerlerini değiştirerek asıl soruyu bulmaya çalışıyorum.
"Sen kimsin?" Asıl sorunun bu olmadığını biliyorum ama vakit kazanmak bana yararlı olacak en önemli şey diye düşünüyorum.
Kalın ses ürkütücü bir şekilde hırlıyor. "Aptal olduğunu düşünmeye başlıyorum. Asıl soruyu sor!"
Ayağa kalkıyorum ve odanın içinde birkaç tur atıyorum. Asıl soru.. Bana göre asıl değil, ona göre asıl. Gerçi o kim? Yoksa Tanrı' mı? Kendi kendime gülüyorum. Ne farkeder aptal, asıl soru!
"Neden buradayım?" Diyorum, "Neden bu eşyalar, neden bu oda?" Bir anda tüm eşyalar kayboluyor. Bu kesinlikle Tanrı, bunu nasıl yapabiliyor?
"Bunu sana söylemeyeceğim." Sinirli bir kahkaha atıyorum. "Öyleyse neden sormamı istedin?"
"Düşünmen hoşuma gidiyor." Kendi kendimi yineliyorum, bu kesinlikle Tanrı. "Meleklerin nerede usta yaratıcı? Hadi öldür ve cehennemde mangal yapayım."
"Ben Tanrı değilim!" Bir anda beyaz ışıklar sönüyor ve etraf yeniden zifiri karanlığa boğuluyor. O sırada asıl soru aklıma geliyor. Ben kimim?
Bölüm sonu.
Şunu belirtmeliyim ki ateist değilim. Sadece karakter bu olguya göre ortaya çıkmıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Çiçeği
General FictionNe kadar çok hissedebilirsin? Hadi tut elinden çünkü o hissedememiş. Ne kadar inanıyorsun Tanrı' ya? Hadi tut elinden çünkü o hiç inanamamış. Ecel misin? Su mu? İki farklı karakter ve iki farklı düşünce tarzı. Peki sen hangisisin?