Sabahın körü allahım sen yardım et, şu okulu bir geçiyim de gidiyim bu okuldan, bu şehirden...
Alarm: 06.30. 06.31. 06.32 06.35 ....
" Uyan artık Melis!!" Diyen annem gine beni çıldırtacak gibi kapıya vuruyor.
" Anne 5 dk dahaa!!"
Klasik öğrenci sözü ne yaparsın.
En sonunda pes edip banyoya ilerledim. Aynaya baktım ve çığlık atasım gelse de kendimi zorda olsa engelledim. Allahım bu ne!! Tipe bak yaa saç baş dağılmış, neden bu kadar güzelim acaba? İnşallah bir gün bende normal bir insana dönüşeceğim. O zamanı iple çekiyorum. Buna sizde inanın lütfen.Kendime çeki düzen verip banyodan ayrıldım ve mutfağa doğru ilerledim. Masaya annem ve babam oturmuş beni bekliyordu.
" Günaydın uykucu. " Diyip güldü babam. Babam aslımda şirin ve nazik bir insan, ama sinirlenince onu cidden kimse tanıyamaz.
" Günaydın. Babaa" dedim gülümseyerek.
Anneme de öpüvük atıp. Hunharca yemek yemeye başladım ve kalkıp üstümü giyinmek için merdivenlerden çıkarken serçe parmağımı merdiven başlığının yanına vurup dünyanın en büyük acısını çeksem de odama gelmeyi başardım. Alkış lütfen.
Siyah pantolon üstüne de toz pembe bir kazak giydim saçlarımı düzleştirip odadan çıkıp aşağı indim siyah montumu üzerime geçirip siyah botları giyip evden ayrıldım.
Anneme " Anne tamam bu kadar hazırşanmış olabilirim. Ama üşenöedem de çıkartadabilirim. Sen yeter ki iste. " desim kendimi şirin göstermek için de gülümsemeyi unutmadım.
"Bende hazırım bu kıuafetleri çıkartıp bütün gün evde yatmak aöa naparsın Meliscim hayat sorumlıluklarımızı yerine getirmemiz lazım. " dedi ve odasına ilerledi.
Anneme ne kadar ısrar etsem de beni teraleyecek ve bir şekilde okıla götürecekti. Zaman kaybı yaşamamak içim şiödiden pes etmek en iyisiydi bence.
Düz siyah olan ayakkanılarımı ayağıma geçirip. Merdivenlerden inmeye başladım. Çünkü binamızdan biri taşınıyordu. Sabah sabah bu eksikti zaten tam oldu.
^ Saat: 07.45 ^
Ve servisi bilin bakalım kim kaçırdı MELİS. Allahım bir üniversiteye geçip araba kullansaydım da şu dertlerden kurtulsaydım. Diye içimden düşünürken, telefonumu cebimden çıkarıp. Babamı aradım.
Aranan: Dad ❤
" Noldu prenses bir sıkıntı mı var?"
" Şey baba ya."
Anlamıştı. Çünkü resmen allahın her günü servise geç kalıyorum. Hatta servisimiz genelde bizden daha az para alırdı. Ama napabilirim yani olur böyle şeyler.
" Kızım keşke o kadar süslenmek yerine evden daha erken ayrılsan da geç kalmasan. Ama benim toplantım var illa gel diyorsan.."
Sözünü kesip
" Yok baba ben otobüsle geçeyim."
Dedikten sonra telefonu cebime koyup otobüs durağına ilerledim.
Otobüs durağına geldim, bir 15 dk kadar bekledim.En sonunda geldi özel jetim , bilirsiniz otobüsler 1 trilyon kafar çıkıyor. Şaka bir yana asıl olay otobüse bindim vee" YETERSİZ BAKİYE !! "
Allahım çıldırıcam şimdi.Niye bugün herşey ters gidiyo ya Amcaya dönerek
" Amca hemen doldursam kartı, okula gitmem lazım geç kaldım lütfenn." dedim yalvarırcasına.Ve adamın tepkisi
" İn!"
Yok artık bu ne cesaret yiğidim tanışmak istiyorum senle..
Adam göz devirip. " Tamam Amca." dedim.
Ama ne diyeyim adam yaşlı saygımı bozamam. Bu da benden başka bir örnek davranış olsun.
Bilet yükletmek için ilerledim. Arkamdan bana korna çalan arabaya tam sövecekken bilin bakalım kim??
" BORAA!!" diye çığlığı basıp Bora'nın arabasına yani arabası derken şoförü var oğlanın havalı çocuk işte naparsınız Bora en yakın karşilerimden birisi bu arada hemen arabaya koşarak bindim. Arabasının kapısı açıp işk beni bir süzdü.
"Melis bu ne hal!!" Diyip kendini gülmemek için zor tutuyordu.
Cevap vermeyip, göz devirmeye yetindim. Tek sığınağım göz devirmek zaten sizde yapım zor zamanlarda işe yarar bir davranış." Anlat kanka bir, merak ettim biraz komik duruyorsun." diyip güldü öküz. Ya anlamıyorum bugün yaşadıklarımı bir de sen yaşa lan.
Sinirli bir şekilde baktım. Anlamış olcak ki sert bir ifadeye büründü.
Bende sabahtan beri olan olayları bir bir anlatana kadar okula geldik. Arabadan inip yürürken yanımıza en sevilen en değerlim geldi. Şaka bi yana sevmem o kızı ıy.
" Bora naber!" Dedi. Bu arada adı Selin
- Bora'nın eski sevgilisi - Bora tam bir şey diyecekken.
" Sanane!" Dedim, göz devirip.
" Sonra konuşuruz Bora." diyip gülümseyerek gitti. Bu ne yüzsüzlük yarabbim.
Ama abi haklıyım şimdi neden çünkü kardeşimi kullandı resmen, sonra aklı başına geldi. Ee bu işler böyle olmaz kusura bakmasın. Bora da taşş gibi çocuk şimdi kankam diye demiyorum ama kullandırtmam.
Bora bir şey demeden güldü sadece , ee demesin bir zahmet. Okulın kapısına doğru ilerlemeye devam ettik.^ Saat: 08.30 ^
Ders yeni başladı. Sınıfa girdik. Herkes öküzün trene baktığı gibi bakıyor.
" Ne bakıyorsunuz." diyerek sırama oturdum hoca bana, bakıp ders anlatmaya devam etti. Sabahları herkes farklı bir insansım falan der. Genelde insanları terslerim çünkü eğlenceli.
Kafamı sıraya koyarak uyudum çünkü anlatılmaz derecede uykum vardı.
"Meliss! Melis!! MELİSS!! "
Sinirle " Neee!!" Diye cırladıktan sonra kafamı kaldırıp bağırdığım kişinin Zeynep olduğunu farkettikten sonra
"Kusura bakma Zeynep senin olduğunu anlayamadım kanka." Dedikten sonra
" Önemli değil kuzummm" deyip. devam etti.
" Okula bir çocuk gelmiş müdür yardımcısının yanında hangi sınıfa gelecek acaba çocuğa çok taş diyorlar. "Evet arkadaşlar 1. Bölümün sonundayız
Umarım beğenmişsinizdir diğer bölümler
yakın zamanda gelecekk😍 Desteklerinizi esirgemeyin!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNLÜĞÜMÜN PRENSİ #wattys2017
Novela JuvenilAşk alevlenecek mi ? Yoksa her şey tam tersine mi? Bitmiş birşey alevlenecek de bu hikaye de herkes yanacak mı? Her gün yazdım günlüğümü, yazmaya da devam edeceğim. Ama ne oldu bu günlük sayesinde prensimin zararına uğradım. Bu beni öyle yık...