Evet, yeni bir haber. Başta çok mutlu olmamı sağlayan sonra da hiç mutlu olamayacağımı tekrar hatırlatan bir haber. "TAŞINIYORUZ"
Yeni haberim buydu. Hep yeni bir şehirde yaşamayı hayal etmişimdir. Hayalim gerçek oluyordu. İLK KEZ. Ama bu sevincim fazla uzun sürmedi. Taşınacağımız yeri duyana kadar gayet mutluydum aslında.
Biz; nerdeyse gün boyunca hiç suç işlenmeyen, herkesin işinde gücünde olduğu bir şehirde yaşıyoruz. "Aman aman çok muhteşem bi hayatım var" diyemem. Ben ve babam birlikte yaşıyoruz. Annem veya bir kardeşim yok. Ben annemi hiç görmedim. Bir kısmı yanmış resimler dışında.
Babam; annemin ben küçükken bizi terk ettiğini söylüyor. Bence hikaye bundan ibaret değil.
Babam, annem bizi terk edince onun bütün resimlerini yakmış. Ama dayanamayıp ateşi söndürmüş. Az yanmış olan resimleri alıp saklamış. Annemi bir çok kez bulmayı denedim. Ama başarılı olamadım. Ona ait ne bir numara vardı ne de bir adres. Kim bilir belkide ölmüştü?
Konudan saptığımın farkındayım. Düşüncelerim karmançormandı. Hepsi birbirinden farklı ama ortak bir amaçları varmış gibi hafızamı esir almışlardı.
Taşınıyorduk. Büyük bir şehir olur sanmıştım ama bulunduğumuz şehirden daha küçük ve daha sakin bir yerdi. İnsanların tatil için gittiği yazlık köyler gibi bir yerdi. Ne kadar gitmek istemesemde babama bunu söylemedim. Babam bana bakıyor, ihtiyaçlarımı karşılıyordu ve biz oraya babamın işi yüzünden gidiyorduk. Şımarık çocuklar gibi davranıp sızlanmayacaktım.
Okulumdan ve arkadaşlarımdan ayrılmak çok zor olacaktı. (!) Belki biraz zor olurdu. Ah kimi kandırmaya çalışıyorum? Hiç arkadaşım yoktu. Kimin arkadaşa ihtiyacı olur ki? Sadece eziklerin. Benim ihtiyacım yok. Tek ihtiyacım olan günlüğüm, MP3 çalarım, kulaklığım ve kitaplarım. Sanki ben yazmak, dinlemek ve okumak için doğmuşum.
***
Yeni evimize gelmiştik. İki kişi için çok büyük ve bir o kadar da sinir bozucu görünen evimize. Çok mühim gibi bir saat sonra dersim varmış. Babam izin vermeyecek ama denemekte fayda var.
"Baba?" "Efendim oğlum" " Bugün okula gitmesem olmaz mı?" Ve işte başlıyorduk. Sonu istemediğim şekilde biten uzun konuşma. "Olur mu öyle şey? Gitmek zorundasın. Orası senin geleceğin. Git ve kendine yeni arkadaşlar bul yakışıklı oğlum. Biliyorum eski okulunu ve arkadaşlarını özlüyorsun ama yenileriylede güzel ilişkiler kurabilirsin. Eskileri kadar güzel ilişkiler. Şimdi itiraz yok. Okula gidiyorsun. Eğer istiyorsan bugün ben bırakırım seni. Yarında servise söyleriz seni de alır." Ah be babam. Bilmiyor ki benim hiç arkadaşım olmadığını. Yinede okula gitsem iyi olurdu yoksa evde kalıp babamın sürekli bir şeyler kırmasına tahammül edemem.
Odama çıktım. Benim odammış. Her şey vardı içinde. Tek yapmam gereken özel eşyalarımı yerleştirmekti. Ama bunun için zaman yoktu. Valizimden çıkardığım siyah kotumu ve mavi
t-shirtümü giydim. MP3'ümü ve kulaklığımıda alıp çıktım. Okulum evimize uzak. Muhtemelen geç kalacaktım. Kulaklığımı taktım ve okula gelene kadar aynı şarkıyı dinledim.
Ve sınıfın kapısındaydım. Yanımda ise hoca vardı. Geç kalmam gerekiyordu ama kalmadım. Hoca arkadasından sınıfa girmemi söyledi.Bende ellerim cebimde, başımı önüme eğip sınıfa girdim. Sınıf bitkin bir biçimde ayağa kalktı.Hoca ise onların aksine çok neşeliydi. "Günaydın. Oturabilirsiniz. Bu Aras. Okulumuza yeni geldi.Artık sizinle aynı sınıfta eğitim görecek. Boş bir yere otur Aras'cım" İki tane boş yer vardı. Biri okula geldiğini unutmuş bir kız diğeri ise önünde testle sıkı bir dostluğu olan kız. Zeki gözükenin yanına oturdum. Oturduğumu beş dakika sonra kalemini düşürdüğünde anladı. Kalemini vermesem farkına bile varmayacaktı. Şaşırdığını belli etmek istercesine "Selam?" dedi. "Selam" "Ben Ada. Sen?" " Beş dakika önce hoca söyledi. O soruyla ilgileneceğine hocayı dinleseydin." "Geldiğinin fatkındayım. Ama Çağla'nın yanına oturursun diye önemsemedim. Genelde yani herzaman ben tek otururum. O yüzden şey yapmıştım." " İsmi neydi? Çağla mıydı? Öylelerini pek sevmem. Doğrusu ben kimseyi sevmem. Etrafına bakarsan burda oturmamın sebebini anlarsın" "Aptal değilim!" Zeki kızımızı kızdırmıştım sanırım.
***
Son ders. Okullar neden bu kadar uzun olur ki? Her ders Ada'yı izledim. Bide Çağla'yı. İkisini karşılaştırdım. Çağla güzel olan, Ada ise normal olan. Yinede bi seçim yapacak olsam Ada'yı seçerdim. Ada sarı saçlı, gözlüklü ve çok güzel gözleri olan bi kız. Çağla ise okula geldiğini unutmuş. Yalnış metroya binmiş biri gibiydi. Okul için fazla abartılı giyinmişti. Onun aksine Ada, lacivert şortu ve beyaz t-shirtü ile çok sadeydi. Bide DUMAN dövmesi. Çok güzel. Yani dövme çok güzel. Elimi Ada'nın elinin yanını getirdim ve bakmasını istermiş gibi öyle bekledim. Gördü. Bana bakıp gülümsedi. Kağıda "Duman severim, Duman sevenleride severim." yazdı. İyi bi kıza benziyordu. Ve ben onu ilk ders terslemiştim. Belki sonra özür dilerim. Bu kızı niye umursuyorumki? Kız sonuçta. Çağla'da aynı Ada'da...
Merhaba. Ben Meryem ilk hikayem. İlk bölüm. Umarım beğenirsiniz. Votelemeyi unutmayın. Gülin ve Elif'e teşekkür etmeyi unuttum. Teşekkürler. :)