Sıcak , kavurucu bir yaz günüydü , Ebru her zaman ki gibi kendini eve kapatmış , kulaklığını takmış son ses müzik dinlerken teknoloji dergilerine bakınıyordu. Ebru diğer kızlara göre biraz hatta oldukça farklıydı , ne alışveriş ilgisini çekerdi ne de moda... Kendine kapanık hiç arkadaş edinmeyen yalnız , günümüzde asosyal olarak algılanan bir kızdı. Belki bunun sebebi 2 yıl önce kaybettiği babasıydı. O gün farklı bir şey oldu yoğun işlerinden dolayı onunla hiç ilgilenemeyen annesi yanına geldi ve kızına :
'' Seninle konuşmak istiyorum Ebru. '' dedi. Ebru annesinin sesini duyduğu halde duymuyormuş gibi yapıp müzik dinlemeye devam etti. Bir süre sonra annesi dayanamayıp kulaklığı kulağından çıkardı ve onunla konuşmak istediğini tekrar söyledi. Ebru halsiz bir şekilde :
'' Ne oldu , ne konuşmak istiyorsun benimle ? '' diye karşıladı annesini , oysa annesi onda hoş tavırlar bekliyordu ama annesi bunu belli etmedi ve devam etti :
'' Kızım neden böyle yapıyorsun ? Hep evdesin biraz gez , çık , dolaş , eğlen neden eve tıkılıp kaldın? '' Ebru sinirlenerek :
'' Benim hayatım benim yaşamım sen bana karışamazsın! '' diyerekten uzun bir süreden sonra evden çıkıp güneşe kendini gösterdi. Dışarı çıkmıştı ancak hala yalnızlığını koruyordu sadece kendisinin bildiği yerlere gidip en iyi yaptığı işi yapıyordu , şarkı söylüyordu... Ebru'nun normal insanlara kıyasla inanılmaz bir sesi vardı narin bir serçe mi desek yoksa şakıyan bir bülbül mü? Sesini kontrol edişi tonlamaları yapışı da cabası... Ebru'nun en büyük hayali yurt dışında ki yetenek yarışmasına katılmak ancak annesi bu olaya pek iyi bakmıyor çünkü evi tek başına geçindirdiği için bu işe imkanları yetmiyordu... Ebru kendi kendine şarkı söylerken bir anda bir çalı sesi duydu ve gözlerini açtığında karşısında gördüğü kişi genç bir çocuktu , gizlice onu izliyordu. Ebru bunu farkedince hemen çocuğun yanına gidip :
'' Ne yaptığını sanıyorsun sen ? '' diyerek bağırdı bir anda. Çocuk ne diyeceğine bilemedi şaşkınlık ve korku içinde :
'' Yoldan geçerken sesini duydum ve merak ettim seni görünce de yanına gelip tebrik edicektim ama bitirmeni beklemem gerektiğini düşündüm , gerçekten! '' Ebru bu söylenenleri umursamadan :
'' Senin bu yaptığın sapıklığa girer , bir daha karşıma çıkma! '' dedi. Çocuk bir anda Ebru'nun kolunu tuttu ve :
'' Evet haklısın bunu yapmam gerekti , sana kendimi affettirmem gerekir değil mi? Mesela bir yerler de bir şeyler içebiliriz , ne dersin? '' Ebru alaycı bir biçimde :
'' Haha! Sen bu ucuz sözcüklerle beni tavlayacağını mı sandın? Sersem! '' der ve tam koşacakken çocuk bir daha kolunu tutar ve :
'' Bari bana ismini söyle , bu kadarını biliyim lütfen. '' dedi. Ebru sinirli bir biçimde :
'' Ebru tamam mı benim adım Ebru? Artık peşimi bırakabilirsin! '' dedi ve koşarak evine geri döndü.
O gece Ebru o çocuğu düşünmekten uyuyamamıştı...
GECE KURDU