Ryuu'dan
"10.300.457.39, 10.300.457.40, 10.300.457.41-"
"Ne sayıyorsun sen öyle?"
Kafamı kaldırarak Ebisu denen gerzek herife baktım. Omzumu silkerek, "Parkeleri." diyerek cevapladım. Daisuke mırıldanarak sol tarafıma geçti. Sanki ilgisini çekiyormuş gibi, "Peki kaç tane varmış?" diye sordu.
"Sayabildiğim kadarıyla 10.300.457.41 tane parke var. Bu da zaten koridorun çeyreği bile etmiyor. Sanırım zenginsiniz?"
Daisuke hafifçe gülerken Ebisu kafasını iki yana salladı.
"Bu ne ki? Sen birde kraliyet hazinesini gör."
Daisuke uyarıcı şekilde öksürdü ama Ebisu onu takmadan devam etti. "Hem sen bu kadar saymayı nereden öğrendin, velet?"
Kaşlarımı çatarak homurdandım. "Öncelikle şu konuda bir anlaşalım : 6 yaşında olmam velet olduğum anlamına gelmez. Tıpkı senin yaşının dinozorların nesline dayanmasının seni yetişkin yapmadığı gibi. Sayabiliyor olmam neden seni bu kadar şaşırttı?"
Daisuke'nin kahkahası koridorda yankılandı. "Küçük olabilir ama ağzı iyi laf yapıyor doğrusu."
Ebisu kaşlarını çatıp yumruğunu sıktı. "Fazla oluyorsun sen velet! O kadar yaşlı değilim ben, abartma. Eğer tahtın varisi olmasaydın-"
Ebisu daha sözünü bitiremeden güçlü bir aura dalgası yayıldı. Kalbim sıkıştı, baskı karşısında nefes bile alamıyordum. Çok geçmeden auranın sahibi konuştu.
"Varis olmasaydı ne yapacaktın Ebisu?"
__________
Kurai Kuni (Karanlık Ülke)- Batı Bölgesi
"Baba!" küçük çocuk gözüne gelen perçemlerine üfleyerek onları dağıttı. "Varisin bulunmuş olması kimin umurunda?! Beni götürmek zorunda mısın, gelmek istemiyorum."
Adam burun kemerini sıkarak sabır diledi. Gözlerini yavaşça aralayıp karşısında yumrukları sıkılı, kaşları çatılı olan oğluna baktı.
"Atsushi!" adam her sinirlendiğinde olduğu gibi oğluna ikinci adıyla seslendi. "Sana gideceğiz diyorsam, gideceğiz. İmparator benim dostum ve onun bu mutlu gününde yanında olmam gerekiyor."
Oğlu itiraz etmek için ağzını açtı ama adam ne diyeceğini tahmin ederek tekrar konuştu. "Ve tabi ki senin de benim yanımda olman gerekiyor. Niye bu kadar ısrar ediyorsun gitmemek için?"
Küçük çocuk sandalyeye oturarak babasına dikti gözlerini. "O da diğerleri gibi olacak. Ben artık bundan sıkıldım."
Adam oğlunun önüne çökerek ellerini omuzlarına koydu. "Bak Akio," derin bir nefes aldı. "Bildiğin gibi varis normal insanların arasında büyüdü. Diğerleri gibi olmasına imkan yok, endişelenme."
Akio mırıldandı. "Bu bir şeyi değiştirir mi?"
Adam gülümsedi. "Bu, birçok şeyi değiştirir."
Ayaklandı. "Haydi bakalım. Gidelim artık."
Akio sandalyeden kalkıp babasının yanına gitti, elini tuttu. "Bu seyahat şeklinden hiç hoşlanmıyorum. Başımı döndürüyor."
Adam gülümseyerek oğlunun elini sıktı. Boynundaki kolye titreşip ufak bir ışık yaymaya başladı. Akio tenindeki karıncalanmayı hissedip gözlerini yumdu. Sanki girdabın içine çekiliyormuş gibi hissetti. Birkaç saniye sonra bu his kayboldu ve yerini baş dönmesine bıraktı. Gözlerini gelen bağırış sesleriyle birlikte açtı. Önündeki manzaraya şok içinde baktı. Keza babası da ondan farklı değildi. Kraliyet muhafızları kralın koruması olan Ebisu'yu kollarından tutarak engellemeye çalışıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsaneler Hep İyi Olmazlar (Düzenleniyor)
FantasyEfsaneler hep iyi olmazlar. Baş rolümüzün küçüklüğünden beri kötü şeylere kurban gitmesini, birinin gelip ona yardım eli uzatmasını ve kolayca giderek güçlenmesini, insanlara yardım edip düşmanlarına merhamet etmesini okumak istiyorsanız eğer, yan...