MOR KELEBEK

174 14 8
                                    

"Nefess , sana diyorum , bir bak. Nefes yaaa!!"

Arkamızdan gelen deli gibi korna seslerinin geldiği arabada Uras'ı görünce nutkum tutuldu. Ne ara , nasıl ve niçin gelmişti? Arabanın içinde Doğu'yu da görünce kandırıldığımı anladım.

~ DOĞU'DAN~
Bugün Nefesle konuşurken aslında ben Türkiye'deydim. Ona üç gün sonra geleceğimi söylemiştim ama aslında Bursa'da Uraslarla bir kafede oturuyordum. En yakın arkadaşımı kandırdığım için içim yansa da , bu iki inatçıyı barıştırmanın tek yolu buydu. Dün akşam Uras beni aradı ve hemen Türkiye'ye dönmem gerektiğini söyledi. Akın'ın da ısrarlarıyla bu sabah Bursa'daydım. Bir plan yaptık. Nefes'in beni aramasını sağlayacaktık. Bu işte Alev Teyze bize yardımcı oldu , ve Nefes'in beni aramasını sağladı. Ben Nefes'le konuşurken ağzını arayacak ve nereye gideceklerini öğrenecektim. Onlar yola çıktıktan on beş dakika sonra bizde peşlerine takılacaktık. Tabi Savaş Amca'nın orada olduğunu biliyorduk. Ama ne olursa olsun gitmeye karar verdik. Bir mucize oldu ve Savaş Amca geri döndü. Biz de kendimizi göstermeye karar verdik

            
                           ☆☆☆

    "Ya inanamıyorum , Doğu bunun hesabını ağır ödeyeceksin." Dedim kendi kendime. Ve Lavin'e dönüp :

   "Lavin bak sakın durmuyorsun. Onları görmemişiz gibi devam et kanka." Tabi Lavin Doğu'yu görmediği için beni dinledi ve sürmeye devam etti.

   "Ya ama Akın orada , banane ya durdurun arabayı !" Dedi Hira.

   "Kanka doya doya görüşürsünüz. Az dayan lütfen."

Her şey çok güzeldi. Yolumuza devam ediyorduk. Ta ki Doğu'nun sesini duyana kadar.

   "Lavin ben geldim. Hadi durdur arabayı güzelim!" Diye Uras'ın zoruyla seslendi Doğu.

   "Ne oluyo be? Artık Doğu'mun sesini duymaya başladım. İyice kafayı yedim." Dedi Lavin.

   "Delirmiyorsun kanka çünkü Doğu tam arkanda duruyor. Diye ekledi İlkim.

   "İlkim ya ne yapıyorsun sen. Niye söylüyorsun kankaaa!!" Dedim bağırarak.

   "Ay pardon. Ben düşenemedim." Dedi o da. 

   "Tamam sakinim. Şimdi Doğu arkamda mı? Geldi mi?" Diye heyecanla bağırdı Lavin.

   "Evet Lavin şuan tam yanında duruyor." Dedi Laden.

Akın'ın sürdüğü araba bizi sollayarak yanımızdan geçince ve Lavin Doğu'yu görüp arabayı ani bir frenle durdurunca herkes öne doğru uçtu.
Hira araba durur durmaz atlayarak aşağıya indi ve koşarak Akın'ın yanına gitti. Polen onca yaşanana rağmen tek kelime etmeden araba da oturuyordu. Lavin yavaş hareketlerle arabanın kapısını açtı ve aşağı indi. Ellerinin titrediğini görebiliyordum. Suratında hiçbir duygu belirtisi yoktu. Doğu'da arabadan inmişti ve oda hareketsiz bir şekilde Lavin'e bakıyordu. Etraf çok sessizdi. Sadece rüzgarın uğultusu  yavaşça kulağımda çınlıyordu. Ve okşarcasına yüzüme değiyordu. Lavin'le Doğu sadece birbirlerine bakıyorlardı. Sonunda dayanamayıp arkadan itledim Lavin'i.

    "Gitsene kızım. Ne duruyorsun."

Benim itmemle Lavin kendine geldi ve yavaş adımlarla Doğu'ya doğru yürümeye başladı. Doğudan hiç beklemezdim. Ama oda Lavin'e doğru yürümeye başladı. Lavin Doğu'nun yürüdüğünü görünce birden koşmaya başladı ve Doğu'nun boynuna atladı. Herkesin gözleri faltaşı gibi açılmış , onları izliyorduk. Hiçkimse böyle bir şeyi beklemiyordu. Hele ki Doğu'nun da kollarını Lavin'in beline doladığını görünce hep bir ağızdan :

MAVİ CÜCELER AŞKINA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin