Kutudaki Kedi

41 5 1
                                    

Okulun bahçesinde oturmuş Ecrin'i beklerken önümden geçen insanları inceliyorum.

Kapıya doğru baktığımda görüş açıma İlhan girmişti. Heyecandan ne yapacağımı bilmezken, olduğum yerden kalkıp etrafımda döndüm. Ne yapıyorum ben? Geri banka oturduğumda tekrar o tarafa doğru döndüğümde gülerek arkadaşlarıyla içeri doğru gittiğini gördüm. İçeri girdikten sonra, üşüdüğüm için ellerimi ovuşturarak oturduğum yerden kapıya doğru ilerledim. Kapıya gelince sokağın başından Ecrin'i gördüm hırkası içinde bir şey varmış gibi kucağında tutuyordu.

Okulun kapısından girdiğinde kızarmış gözlerle kucağına baktığının görünce telaşla yanına koştum. "Ne oldu, niye ağlıyorsun?" diye sorduğumda kucağındaki hırkayı bana göstermek için yukarı kaldırdı. "Baksana annesi tarafından bu soğukta terk edilmiş." diyerek hırkasını içini gösterdi. İçinde çok şirin bir yavru kedi vardı. Kapıdaki görevli bize doğru bakında Ecrin'i bankalara doğru çekmiştim. Sonuçta okula hayvan sokmuştuk. "Bakkaldan süt alıp içirdim ama onu bu soğukta dışarıda bırakamadım." dedi ağlamaklı sesiyle. Kucağındaki yavruyu severek "Eee. Getirmişsin buraya kadar buradan sonrasını da zaman gösterir." dedim gülümseyerek.

Cem, Ecrin'in ağladığını fark etmiş olacak ki koşarak yanımıza geldi. Hatta uçarak bile diyebiliriz. "Güzelim, canım, en değerli varlığım. Kim ne yaptı, kim üzdü seni, biri sana mı karıştı, laf felan mı attılar? Söyle kim ne yaptı lan benim Portakalım'a anasından doğduğuna pişman ederim." son cümleyi etrafındakilere bağırarak söylemişti.

Cem yanımıza uçtuğu için Barış yeni gelmişti. "Abi az sakin ol da kızı dinle." diye sakinleştirmek için omuzunu sıktı. Cem, Barış'a dönüp "Abicim nasıl sakin olabilirim ki benim burda yazın zor bulunan en tatlı Portakalım, iki göz iki çeşme ağlarken, benim kalbim isyan ediyor."dedi resmen gözleri dolmuş ağlamak üzeriydi.

Yuh ben ne duygusal çocukmuş.

Ecrin sakinleşmiş, Cem'i de sakinleştirmeye çalışıyordu.
Ecrin Cem'e yavru kedi için ağladığını anlatınca Cem de istemsizce bir oh çekti, Barış da Cem'e dönüp "Bak gördün mü kardeşim abartılacak bir sey yokmuş, fazla abarttın... " Ecrin'in bağırmasıyla cümlesi yarıda kesilmişti " Ne yani? Yavru bir kedi bu soğukta dışarıda kalıyor sen abartılıcak bir şey yok diyorsun." hepimiz Ecrin kızıcak diye susmuşken yine bizi kurtaran zil olmuştu. Ecrin'i omuzunda tutarak "Hadi zil çaldı." diyerek kapıya doğru ittirdim. Arkadan Cem "Kedi de mi bizimle derse girecek, Hoca?" dediğinde aklıma gelen fikirle "Ben bir şey buldum. " dedim.

Hoca ders anlatmaya başladığında benim arkada oturduğumu fark edince "Dünya kızım iyi misin, neden arkadasın, bir seyin yok ya?" diye sorduğumda Barış'ın hala benim yerimde oturduğu aklıma gelince sinir oldum "Yok. Hayır, hocam iyiyim ben. Dün rehber hocamız yeni gelen arkadaşımızı benim yerime oturtuğu için bende buraya geçtim." tabi adam da haklı arkaya bir tek hasta olunca yatmaya geçiyordum.

Hoca ders anlatırken aralarda dolaşıyordu benim yanıma gelince 'Evet yine ne merak etti de benim yanımda durdu. Gönder gelsin hocam' der gibi baktığımda. Yanımdaki kutuyu göstererek "Bu ne burada?" diye sordu.

Hay ben böyle merakın ta...

Hocanın gösterdiği yere bakarak "Hangi kutu hocam?" diye sırıtarak döndüm. "Kızım görüyor musun yanındaki koca kutuyu?" diye sinirli bir şekilde sorduğunda kolumu kutunun üstüne atıp "Hee. Siz bu kutuyu soruyorsunuz." dedim. Galiba hocayı daha da sinirlendirdim. "Evet kızım başka kutu mu var. O kutuyu soruyorum. Ne var içinde?" diye bana baktı.

Ecrin'e yardım etmesi için bakıyordum ama Ecrin den beklediğim gol "Fizik projesi o, Hocam, değil mi Dünya?" diyen Barıştan geldi. Hoca Barış'a bakıp bana dönünce "Niye işkence çektiriyorsun kızım, Fizik projesi demek çok mu zor?" diyip arkasını döndüğünde gözlerimi kapatıp oh çekmiştim ki kutudan gelen mırnama sesiyle hoca geri döndü. "O da neydi?" diye bana baktığında telefonumu gösterip "Poo. Acıkmış da hocam. Kusura bakmayın sesini kısmayı unutmuşum." dedim sevimli bir şekilde gülerek.

Ahmet Hoca arkasını tekrar dönerek dua edercesine yukarı bakıp "Allahım ne nesillere kaldık ya?" diyerek öne doğru gitti.

Sonunda okulun bitmesine bir ders kaldı.
Zil çalmıştı burun gün boyunca kutunun içindeki kediye bakıp süt vermiştik.

Yerime toruduğumda Ecrin'de beni kaydırıp yanıma oturdu. Kediye doğru eyilip kutunun kapağını araladı." Bu kız derste iyi bakıyor demi yavrum" diye kediyle konuştuğunda. Ecrin ve kedinin ortasında sıkıştığında Ecrin'i üstünden çekip "Lan hem ben bakıyorum bütün ders boyunca, hemde gelmiş burda üstüme çıkmış bu kız diyorsun" dedim saçından çekerek "oyyy oyyy benim minik kuşum. Kediyi mi kısmanmış." diye yalakalığa başladı. Elini itip "bak hoca geldi geç yerine." diye kapıyı gösterdim.
Umarımm beğenirsinizi.
Sizi seviyorum <3 <3 <3

Kim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin