Sevgili Babacığım;
Nasılsın, iyi misin? Umarım çok iyisindir. Ben iyiyim hatta o kadar çok iyiyim ki bunu sana yazdığım bu kağıtta anlatamayacak kadar iyiyim diyebilirim. Biraz canım sıkıldı sana yazmak istedim, umarım bu mektup eline geçer geçmez sende bana bir şeyler yazıp gönderirsin. Evimizin karşısında bulunan bakkaldan almış olduğun sarı kamyonetimi kırdım biliyorum en çok onunla oynardım, en çok onunla zamanımı geçirirdim sokakta ama sen gittikten sonra o kamyonetin hiç bir anlamı kalmadı. Sen gittikten sonra evimizin hiç bir anlamı kalmadı. Sen gittikten sonra ben büyüdüm, aslında kocaman bir adam oldum senin deyiminle. Bana hep derdin büyüyeceksin sende benim gibi, ama sen neden gittin, ben hiç anlamadım baba. Sen gittiğinden beri çok acı çektim ve halada çekiyorum o kadar çok acı çektim ki artık başka nasıl bir acı vardır diye bunları araştırır oldum. Ölmeyi denedim mesela ama olmadı elime yüzüme bulaştırdım ve her seferinde seni bekledim geleceksin umuduyla ama sen hiç bir zaman gelmedin baba. Çocuktum daha ben, mahallenin çocukları benimle çok dalga geçtiler baba ve bana hep piçsin diyerek yanlarına almadılar çok gocunuyordum ne yalan söyleyeyim. Piçin, piç olmanın ne olduğunu bilmediğim için evimizin kömürlüğünde çok ağladım kimseler görmesin diye ne yalan söyleyeyim çok canım yanıyordu ama artık büyüdüm sen piç birisin dediklerinde artık umursamıyorum çünkü çektiğim acılar o küçük bedenime o kadar çok ağırlık yapmıştı ki öğretmenlerimin isteği üzerine bu çocuğun çektiği acı çok fazla diye bir yıl okula gelmemem için izin vermişlerdi. Hani ben gelmeyeceğim beni bekleme deseydin eğer bir şey söylemiş olsaydın eğer seni beklemezdim baba ama bana hiçbir şey demedin ben hep geleceksin umuduyla bekledim seni sokakta. Çok canım yanıyor ama o kadar çok canım yanıyor ki artık dayanamıyorum ve artık ölmek bile fayda etmeyeceğinden korkuyorum. Yaşamaktan yoruldum ben. O kadar yoruldum ki, ölmeye bile gücüm kalmayacak diye korkuyorum. Sevgili babacığım eğer sen beni bi pazartesi günü yağmurlu günde terk etmeseydin hayat bu kadar zor olmazdı belkide benim için kim bilir sana söylerdim sende o hayatın ağzını burnunu kırardın ama sen en çok beni kırdın bu dünyada ve en çok beni parçaladın külümden doğmamak adına yerle bir ettin beni... Benim artık umudum falan kalmadı hatta dünyanın en kötü insanı ben olayım, dünyanın en iğrenç insanı ben olmak isterdim ama tutunacak bir dalım olsa belkide bunlar başıma hiç gelmezdi. Ben kimi sevmeye kalksam hep yara aldım çok yaram var benim mesela bana yalanda olsa kimse seni seviyorum demedi biliyor musun baba? Gerçi sen beni bıraktığında ben daha beş yaşındaydım nereden bileceksin ki özür dilerim bazen çok saçmalıyorum bazen durduğum yeri bilmiyorum. Ben dayanamıyorum artık bittim çünkü başka acı falan kalmadı yüzüme takmış olduğum maske solmaya başladı yalandan gülmelerim, yalandan benim bir şeyim yok demelerim artık canımı acıtıyor o kadar çok canım yanıyor ki daha fazla ne kadar kaybedebilirim diye düşünüyorum ama kaybedecek başka bir şeyimin olmadığını anlıyorum artık. Kalmadı artık kaybedecek bir şeyim kalmadı, bittim çünkü, tükendim...
Ölmekten yoruldum ben, her gün ölü biri olarak sokakta gezmekten yoruldum ben, vücudumda bulunan yara izlerinden yoruldum ben, yaşamaktan yoruldum, ben artık nefes almak istiyorum baba artık bir umudum olsun istiyorum, tutunacak bir dalım olsun ama kötü biri olayım ben... Sana bunları yazıyorum çünkü sen beni terk ettiğinde ben daha henüz beş yaşındaydım ve küçüktüm ama terk ettikten sonra büyüdüm. Benim hikayem falan kalmadı, inandığım bir masal, benim hiçbir şeyim kalmadı. Ben yokum artık baba yoluma çıkacak ilk engelde devrilmeyi planlıyorum artık benden bu kadar daha fazla ileriye gidemem ben....
Dedim ya yaşamaktan yoruldum ben, o kadar çok yoruldum ki, ölmeye bile gücüm kalmayacak diye korkuyorum......
ve sustu, müzik çalmadı...