Birdy - Wings
Dudaklarım boynuna misafir olduğu gün, bizim için tüm papatyalar açmış olacak.
Babamla her sene bir kez gittiğimiz çiftlik evindeydik. Kucağındaydım. 5 yaşındaki halimle. Dediklerini anlayacak bir yaşta olmayabilirdim ama bu bir rüyaydı ve anlıyordum. Onu en son rüyamda gördüğümde Chanyeol'den vazgeçmem gerektiğini söylemişti. Dinlememiştim. Aslında ben babamı hiçbir zaman dinlememiştim. Burnumun dikine giden şımarık bir çocuktum.
"Küçükkende böyleydin sen hep burnunun dikine giderdin. Yaptıkların sonucu bazen çok ağlar, bazense mutluluktan havalara uçardın. Chanyeol'de her ikisini de yaşadın. Vazgeçmen gerektiğini söyledim ama beni dinlemedin. Dinlemediğin için mutluyum oğlum o seni mutlu edecek tek adam." Dediği gibi yaptığım, verdiğim her kararda ya ağlamış, ya da mutlu olmuştum. Çünkü biliyordum arkamda bir babam vardı ve ne yaparsam yapayım beni desteklerdi. Ama şimdi o yoktu lakin arkamda sevdiğim adamın güvenebileceğim birinin olması babamın yerini dolduramasada iyi hissettiriyordu.
"Annen, o seni çok üzdü biliyorum. Beni de üzmüştü. Ama yinede o senin annen Baekhyun sakın ona sırt çevirme." Gözlerimden süzülen yaşları silip göz kapaklarımı öptü. Sıkıca sarıldım. Sıkıca sarıldı.
"Ben her zaman yanındayım papatya kokulum. Chanyeol ile evlen ve mutlu ol tamam mı?" Başımı salladım. Alnımı öpüp kollarımdan kayıp gitti. Gülümseyip el salladım.
"Baekhyun!" Bedenimin sarsılmasıyla uyanmıştım. Luhan omuzlarımı bırakıp bir bardak su vermişti.
"Hala gelmedi mi?" İçimi saran korkuyla sormuştum. Korkum beni bırakması değildi sadece başına bir şey gelmesinden korkuyordum.
"Hayır Baek. Sehun her yerde onu arıyor." Evlenmemize dakikalar vardı ve Chanyeol ortalıkta yoktu. Yarım saate dönerim demişti. Nereye gittiğini de söylememişti ve saatlerdir ortalıkta yoktu.
"Luhan başına bir şey gelmemiştir değil mi?" Luhan omzumu sıkıp başını iki yana sallamıştı.
"Gelmemiştir Baek. Eminim birazdan burada olur." Chanyeol'ü beklerken içim geçmişti. Rüyamda babamı gördüğüme mutlu olmuştum. Çünkü onun rızası olmadan evlenemezdim.
"Vakit geldi Baekhyun. Herkes sizi bekliyor." Üzerimdeki beyaz takımı düzeltip Luhan'ın koluna girdim. Sehun olmadığına göre Luhan'la gidecektim törenin yapılacağı yere.
Alkışlar eşliğinde bizim için ayrılan bölümde durduğumda bir an evvel gelmesini istiyordum. Herkesin bakışları üzerimdeyken hem utanıyor, hemde korkuyordum.
Chanyeol gelmeden buraya çıkmam doğru değildi ama zaman gelmişti. Davetlilerin fısıldaşmalarını umursamayıp Luhan'a baktım.
Bana gülümseyip eliyle gösterdiği yere baktım. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken kalabalığı umursamayıp Chanyeol'e koştum. Kucağına zıplayıp bacaklarımı beline doladığımda gülümseyip dudağımı öptü.
Hali perişandı. Takım elbisesi çamur içindeydi. Sarıldığım için benimde takımım batmıştı. Saçlarının ıslaklığı yağmura yakalandığının habercisiydi. Arkasında duran Sehun'unda hali Chanyeol'den farksızdı. Bana göz kırpıp Luhan'ın yanına ilerledi. Mikrofonu eline alıp konuşmaya başladı.
"Evet beyler, bayanlar az önce yaşananları hafızanızdan silin. Çünkü baştan başlıyoruz." Chanyeol beni kucağında hazırlanacağımız odaya götürürken Luhan ve Sehun'da arkamızdan geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fratello :: chanbaek
Fanfiction"Dudaklarım boynuna misafir olduğu gün, bizim için tüm papatyalar açmış olacak."