Elimden kayıp gidenler midir aslında umut. Yoksa yanında olsalarda umut edemediklerin midir? Delice çığlık atsanda duyulmaması mıdır? İç çekişlerinin göğüs kafesine sıkışıp kalması mıdır? Hangi kitap,hangi cümle açıklar bu hissettiklerimi,hissedemediklerimi. Bir muhabbet kuşuna önemsiz bir kelimeyi öğretip muhabbet kuşunun o kelimeyi ilk yakarışı gibi. Bir annenin içinde bebeğinden duyacağı ilk kelimenin heyecanı mıdır yoksa? Hepsi birer umut aslında. Duymamak zor sanırdım. Meğersem duyduklarına cevapsız kalmakmış zor olan. Senden umut ettiklerini duyup konuşamamakmış. İnsanlar sen konuşamayınca duyma yetkin yok sanıyorlar. Oysa sadece sağır ve dilsiz yok. Duyduklarına karşı sağır ve konuşamayan kimselerde var. Gün içinde defalarca sorduğum bir soru var kendime "konuşabilseydim her şey daha mı kolay olurdu?" muhtemelen olmazdı. Cevabı bildiğim halde defalarca sormak neden?hiçbir fikrim yok. Ama biliyorum, konuşabildiği halde çok şey susan insanlar var. Onlar bir suçlunun sorgu anında artık ne konuşsa bir işe yaramiyacağını bilen insanlar. Sonuç yine hapis yine leke. Konuşabilseydim eğer bende bu insanlar gibi olurdum sanırım. Çok konuşurdum ama kimse sustuklarımın farkına varmazdı. Uzun yıllar sonra artık alıştım. Doğuştan böyleydim ve düzeleceği yoksa düzelmezdi biliyorum. Buda benim bir imtihan şeklimdi. Ama yine de bazen merak etmiyor değilim çığlık atmak nasıl bir his diye. Hani herkesin bir iç sesi birde dış sesi olur. Benim sadece iç sesim var. Hep konuşan ama kimsenin duymadığı iç sesim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duyulan Geniş Zaman
ChickLitHissizliği de tadacaksın bu bedende hisleri de. Kalbin acılarınla terbiye olurken, sessiz kalmak ne kadar güç bunu anlatacaksın insanlara. Konuşamıyorsam yazarım deyip bir umut ışığı yakacaksın kendine. İzmaritler yakarken ayaklarını pes etmeden tek...