Önce tuş kilidini açtı sonra mesaj tuşuna dokundu. Mesajı açmakta tereddüt yaşadı çünkü hâlâ kendini iyi hissetmiyordu. Numaranın kime ait olduğunu düşünmeye başlasa da Aslı buna engel oldu. Aslı durmadan Yiğit'e sorular sormaya devam etti. Aslı hem korkuyor hem de tereddüt yaşıyordu. Aslında Aslı, Yiğit tarafından aldatıldığını düşünüyordu. Aslı bunalıma girme aşamasındaydı. Yiğit ile arası çok bozulmuştu ve düzeleceğini düşünmüyordu. Okulun kafeteryasından ayrılıp eve gitmeye karar verdiler. Yiğit kendi evine davet etti Aslı'yı. Aslı biraz tereddüt yaşasa da kabul etti. Belki bir film izlerler, birbirleriyle zaman geçirip yeniden yakın olmaya başlayabilirlerdi. 3 gün sonra sınav vardı. Aslı'nın şu an ki planı sadece sınava çalışmaktı. Dışarıda yağmur yağıyordu. Otobüs durağına gelmek bilmeyen otobüs onların daha çok ıslanmasına neden oldu. Tek çözüm bir taksiye binip eve gitmekti. Şans onlara güldü ve 2 dakika sonra taksi geldi. Daha fazla ıslanmak istemeyip hemen taksiye atladılar. 17 dakika sonra taksi Yiğit'in evinin önünde durdu, taksi tutarını ödediler ve taksiden indiler. İstikamet 2. kat 8 numara idi. Yiğit'in bir ev arkadaşı olmayışı onun evdeki sorumluluklarını daha da arttırıyordu. Ev biraz dağınık olsa da bu durum Aslı'yı rahatsız etmedi. Yiğit ortalığı çabucak toparladı. Aslı salonun karşı duvarındaki film arşivine dikkat kesilmişti. Çünkü Yiğit böyle bir şeyden hiç bahsetmemişti. Aslı hızlı adımlarla arşive doğru ilerlerdi. Yiğit mutfaktan Aslı'ya seslendi. "Ben markete gidiyorum. Biraz çerez alsam iyi olur. Sen de bu sırada izleyeceğimiz filmi seçersin canım. " Aslı filmlerin arasında dalıp gitmişti. Yiğit'e cevap vermedi. Yiğit'in gittiğini kapının çarpılmasıyla anladı. Aslı o kadar film arasında karar veremedi. Bu yüzden zamanını evi gezmekle harcadı. Bu sefer kitapları incelemeye başladı. 2 tane büyük rafta duran kitaplar çok dikkat çekiciydi. Koyu lacivert renkte olan bir defter daha da dikkat çekiciydi. Defterin ilk sayfasını açtı. Yiğit'in adı, soyadı yazılıydı. Bir sayfa daha çevirdi. Fotoğraflar buldu. Küçüklüğünden bu yana olan sınıfça çekildiği fotoğraflar vardı. Aslı, küçük Yiğit'i tanımakta pek zorlanmadı. Aslı'nın yüzünü güzel bir gülümseme kapladı. Defterin birkaç sayfasını daha çevirdi. Üzerindeki tarih ve yazılardan bunun bir günlük olduğunu anladı. Okumak istedi ama tam da o sırada Yiğit eve geldi. Aslı istemsizce o günlüğü geri yerine bıraktı ve doğruca Yiğit'in yanına gitti. Yiğit'in elinde dolu poşetler vardı. Aslı, Yiğit'e poşetleri mutfağa taşımasında yardım etti. Aslı'nın aklı hâlâ o günlükteydi. Bir an önce o günlüğe ulaşıp okumak istiyordu. Yaptığı belki yanlış bir şeydi ama bunu yapmakta kendini zorunlu kılıyordu. Yiğit ellerini yıkamak için banyoya yöneldi. Aslı ise soluğu hemen lacivert renkli günlüğün yanında aldı. Hızlıca sayfaları değiştirdi. Bu sırada sayfaların ses çıkarmasını engellemek için çok dikkatli davrandı. Günlüğün orta kısımlarına geldi ve gözü nereye takıldıysa orayı okumaya başladı. Günlük "Malvi..." diye başlıyordu... . . DEVAM EDECEK... . Devamı 3. bölümde