.X

34 2 0
                                    

Bir iki yumruk yedikten sonra adamı belinden kavrayıp duvara doğru fırlattım. Ardından bir kaç yumruk atıp yere düşürdüm. "Ne istiyorsun!" diye bağırması ve iki tekmeyi suratına yemesi bir oldu. "Ne mi istiyorum?" sinirden deliye dönmüştüm. Kapıdan bıçağı alıp adamın boğazına dayayınca Eşref itinin Asuman'ı kestiği an geldi gözümün önüne. Bıçağı fırlatıp adamı yumruklamaya başladım.

"Ne istiyorsun! Kaç para!" dedi, ben yumruklamaya devam ettim.
"Zehra'dan uzak dur, yoksa bir daha ki sefere bununla kurtulamazsın" dedim.
"Zehra kim lan şerefsiz! diye bağırmasıyla bıçağı sapladım bacağına. Bir fotoğrafını Cengiz abi için kanıt olarak çektikten sonra silahımı aldım. Arabaya binip doğruca Cengiz Abi'nin evine gittim. Çok iyi iş çıkarmıştım. Cengiz Abi de aynısını söyleyip tebrik etti beni. İki gün sonra Zehra aradı beni.
"Müsait misin, görüşmek istiyorum?"

"Olur tabi, baban mı istedi? İş meselesi mi?"
"Hayır ben istedim, iş meselesi de değil"
"Tamam nasıl isterseniz"
"Tamam o zaman görüşürüz" deyip gideceğim adresi verdi.  Kalkıp gittim istediği yere. Arabasına bekliyordu. Beni görünce "İçeri gir" dedi. Ben içeri girince  şoföre dışarı çıkmasını söyledi.
"Duyduğuma göre benim kahramanım olmuşsun?"

"Ben sadece görevimi yaptım"
"Eminim öyledir"
"O adam nasıl bir rahatsızlık verdi size?"

"Bunun hakkında konuşmak istemiyorum"

"Anladım. Adam bana seni tanımadığını söylemişti de sadece bunu merak ettim"
"Hep öyle derler"
"Peki ne için görüşmek istediniz benimle?"

"Beni seviyor musun?" dedi. Ben afalladım. Bu babası tarafından bana uygulamak istediği bir test miydi? Sadakatimi böyle mi ölçüyordu acaba?
"Güzel bir kadınsınız, sizi herkes sever?"
"Soruma düzgün cevap ver"
"Benim tek amacım babanızla olan işimi halletmek"
"Bana nasıl baktığını gördüm"
"Baban duyarsa her şey mahvolur benim için"
"Gerçeği zaten biliyorum. Sadece senden de duymak istiyorum. Gerçekleri konuşabilir misin?"
Tüm o söylediklerimin aksine ona onu sevdiğimi, aşık olduğumu haykırmak geliyordu içimden. Ama ya her şeyi berbat bir hal alsaydı? Ya intikam çabam boşuna gitseydi? İntikamımı her türlü alırım diye düşünüp "Evet" dedim "Hemde gördüğüm ilk günden beri!"
"Biliyordum"
"O zaman neden ısrar ediyorsun?"

"Çünkü benim de aynı şeyleri hissettiğimi bilmeni istiyordum"
"Gerçekten mi?"
"Hem de nasıl"

Sevincimi ayaklarımla boğazıma tıkarak "Peki ya baban?" dedim.
"Babam bir şey demez. Hem seviyor seni, elbette ki beni de.  Kırmaz beni merak etme"
"Tamam ama ne olur ne olmaz, bu doğru bir zamana kadar sır olarak kalacak"
"Tamam nasıl istersen"
"Ciddiyim"
"Bu kadar korkma babamdan, sana gerçekten değer veriyor."

"Sağ olsun, iyi adamdır"

"Sen de öylesin" deyip yanağımdan öptü. Bütün gün olduğu gibi akşamı da beraber geçirdik. Vakit bir hayli geç olunca "Artık ben gideyim" dedi.

"Olur tabi. Geç oldu zaten"

"Sonra tekrar görüşürüz o zaman?"

"İster istemez"

"İstemiyor musun yoksa?"

"Haşa"

"Tamam o zaman" deyip arabasına binip gitti. Ben de kalkıp eve gittim. Ali evde değildi. Bunu fırsat bilip Cengiz Abinin verdiği birkaç silahı daha arabadan çıkarıp eve sakladım.

Ertesi günün akşamında Cengiz Abiden bir telefon aldım.
"Artık buraya gelmene gerek yok. Ben sana her şeyi sağlarım. Sen sadece telefonlarımı bekle" Yoksa öğrenmiş miydi Zehra'yla aramızdaki şeyi diye düşünüp "Bir sorun mu var abi?" dedim. "Hayır dedi böylesi daha güvenli"
"Tamam abi, sen daha iyi bilirsin" dedim. Bir ay boyunca bu böyle devam etti. Telefon ediyor bir kaç adamı pataklamamı istiyordu. Ben de emir kulu dediğini harfiyen yerine getiriyordum. Sonuçta bana intikamımı alma fırsatı verecekti. Bundan başka ne isteyebilirdim ki?

ZiftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin