BORÇ

31 4 2
                                    

Caresizlik; demirden bir pence gibi zayıf insanları avcunun icine alip adeta kivrandiriyordu. Tıpkı benim gibi. Hayatim sanki mukemmelmis gibi hic bilmedigim kisiler tarafindan sebebini bilmedigim nedenden kaciriliyorum. Nedense bu isin içinden de babamin parmaginin oldugunu hissediyordum. Basimin arkasina giren agriyla gozlerim kapali bir sekilde yuzumu burusturdum. Baygindim. Bilincim acik olsa da gozlerimi avmaya mecali kendimde bulamıyordum. Keske, keske burdan sag cikmasam keske bu iğrenç fani dunyada bi an önce son nefesimi versem. Sadece keske. Ağzımın ici kurumustu.

Tıpkı çöle bırakılmış bir balık gibi icimdeki insanlik da kıvranarak, cirpinarak yasamini yitiriyordu. Birden gelen gucle gozlerimi acma zahmetinde bulundum. Oldugum yer yaşadığım ev gibi harabeye benziyordu. Sadece esyalar yoktu. O da.benim icin bi sorun gibi gorunmedi.

Yere ellerim ve ayaklarim bagli olarak ayni çöp gibi birakilmistim. Buna da güldüm. Iceride sessizlik hala egemenliğini sürdürüyordu ta ki yavas yavas gelen sessizligin egemenligini yitirdigi bi sesle adim sesleri kulagimi doldurdu. Kafami kaldirip kim olduguna bakmadim bile gerek duymadim. Kafam hala yere bakiyordu. O adimlar gelip tam önümde durdu. Ayaklarimdaki ve ellerimdeki ipi bir bicakla kesti. Ardindan buzların bile yaninda sıcak kaldığı soguk bi sesle "Kalk"dedi.

Gercekten kalkabilsem sen demeden burayi coktan topuklamistim. Kalkmadim kalkamiyorum ki. Kırmızı görmüş boğa gibi öfkeyle burnundan nefes verip bu defa daha sert ve yüksek bi sesle "Sana kalk dedim." Dedi. Kupkuru ağzımdan son kalan tükürüklerle bogazimi islatmaya calisip "Yardım et." Dedim.  Bogazim öyle bi yandi ki sanki bogazimdan tükürük yerine lav akmjs gibi hissettim. O yüzünü bile görmediğim adama yardim icin elimi uzattim. Sabirla bi nefes alip elimden tutup sertce cekti. Anlamıyorum ki bu neyin siniri.

Daha kendimi bile toparlayamadan kolumdan tutup sürüklemeye başladı.  Zorla yutkunarak "Kimsiniz?" diye sordum. Cevap vermedi. Bi merdivenlerden cikmaya başladık.  Burasi alt kata oranla daha iyiydi. Buraya ilk giren harabe sanip cikardi ama ust kati oyke değildi. Ben etrafi incelerken yerdeki tas yüzünden ayagim burkuldu be yanimdan gecen adamla omuz omuz carpistik. Saclarimi önümden cekip arkama.bakihim derken kolumdan tutan adam bi kapiyi acip beni iveri fırlattı. Zaten önüme bakmadigim icin yere kapaklandim. Su an sadece su istiyordum. Yoksa bu adamlara kafa tutacak gucum yoktu. "Su" dedim. Koltukta oturan adamin korumalarından birine onay maksatli el isareti yaptigini gördüm. O da basini sallayarak kapidan çıktı. 2dk sonra elinde pet siseyle gelip suyu bana uzatti. Son kalan gucumle pet sisenin kapagini acarak suyu kafama diktim. Bu his sanki çölde biraklimis bir baligin suya atilmasiyla tekrar yasama donmesi gibiydi. Bu tanimadigim kisilerin arasinda daha fazla kalmak istemiyordum. Kafami dik bi seklide kaldirip yerden destek alarak zorda olsa kalktim. Karsimda tahminen 30 35 yaslari arasında iri yarı kalipli bi adam vardi. "Evet?"dedim. Ama bu oylesine bi evet deildi. Icinde daha cok 'Ne var Niye burdayim Ne istiyorsunuz' gibi sorular barindiriyordu. "Bilmiyor musun gercekten?" diye alayla sordu. "Sence sebebini bilsem sorar mıyım aptal herif" diye dik baslilik yaptım. Alayla bakan gözlerinden bi an simsek cikacak sandim. Hizli ve büyük adimlarla yanima gelip kolumdan tuttu. "Benimle nasil boyle konusa biliyorsun lan sen?" diyip 5 parmaginin hepsi yüzümde yer edindi. Bi an gözümün önünün kararmasiyla ayaklarim birbirine dolandi ve kendimi yerde buldum. Ardindan karnima bi tekme. Nefret ediyordum. Böyle aciz bi durumda olmaktan nefret ediyordum. Erkeklerin kadinlari boyle kucuk düşürüp onurunu gururunu yerle bir etmelerinden nefret ediyordum. Ama hayir. Tanışalı 5 dk olmayan bi adama karşı güçsüz olmucaktim. Bilmiyorum kimler neler ama olsun. Zaten beynimde surekli onların mafya oldugunu haykırıyordu. Umursamadim.

Kalbim onurum daha ne kadar parcalana bilirdi merak ediyorum. Kalbimi kirdiklarinda tekrar birlestirmeye calisirken bu sefer daha agir darbeler vuruyorlardi. Zaten bende bu sure sonra birlestirmeyi biraktim. Ayaga kalkip derin bi nefes aldım ve dislerimin arasindan "Ne istiyorsunuz?"diye tisladim. "Sen Mina Demir baban Selami Demir.?"dedi. Daha cok soru sorar gibi. "Evet" diye onayladim. "Baban olacak o itin patrona 20 bin tl borcu var. Ama artik 50 bin tl oldu. Bilirsin faizler. O baban olcak serefsize soyle parayi versin yoksa 2 kurusluk canini aliriz. Seni de her gun eglencemiz yapariz." diyip pis pis güldü. Onla beraber bütün korumalar da dahil. Bi kez daha kadin olmaktan nefret ettim. Bi bekaretim vardı ona da mi göz dikmislerdi. Birden elim ayagim boşaldı ne yapacağımı bilemedim. Duvarlar üstüme geliyordu. Sanki dünyadaki bütün oksijen çekilmişti. Adim kadar emindim o şerefsiz parayi odeyemezdi. Onun canini alabilirlerdi sorun yok. Ama peki ben simdi ne yapicam.???.... 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 03, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BOŞLUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin