2 Mart 2015'de yani dün Cengiz abi aradı beni. "Yakaladık, o*çocuğunu. Gel çabuk" dedi. Zehralaşmış insanların gülümsemeleriyle dolu yolları ışık hızına küfrederek geçip gittim. Evin bodrumuna tıkmışlardı yakaladıkları şerefsizi. Adamın kafasına küçük bir çuval geçirmişlerdi. elbisesi ve kafasındaki çuval kanlar içindeydi. "Bu işte" dedi Cengiz abi "Yavrumu öldüren şerefsiz bu" Ben "demek o şerefsiz bu" diyerek atıldım yakaladıkları adama doğru. Cengiz Abini korumaları beni tuttu. Cengiz abi "Dur. Buna gerek yok. Biz çok iyi bir dayak attık zaten" dedi.
"Yetmez abi, bunu kırk gün daha döveceksin"
"Polisler adamlarımı arıyor. Buraya her an gelebilirler. Elimizi çabuk tutmalıyız" dedi Cengiz Abi ve elime bir silah verdi. "Senden ve Zehra'dan haberim vardı, damadım olmanı gerçekten çok isterdim ama bu adam her şeyi engelledi. Hayatımızı mahvetti. Öldürmek istemedim sana bırakmam gerektiğini düşündüm. Yapman gerekeni biliyorsun. Sık kafasına ve artık senin işlerini halletmeye başlayalım daha sonra ülkeyi terk edeceğim zaten. Fazla bir vaktim yok" dedi. Daha önce kimseyi vurmamıştım ama birini vurmayı da hiç bu kadar istememiştim. Aldım silahı doğrulttum. Ve ben ne zaman konuşsam inlemeye başlıyordu bu şerefsiz. Ortalığı ayağa kaldırmasınlar diye ağzını kapatmışlardı. Ölmeyi en çok hak edenlerden biri hiç süphesiz bu adamdı. Cengiz baktı bana ve kafasını sallayıp onayladı. Başıma gelen bütün felaketlerin acısını çıkarmak niyetiyle başladım silahı ateşlemeye. Birinci şarjör boşaldı ikincisini istedim derken dördüncüsünü. Etraf Zehra'nın son gördüğümde giydiği kırmızı elbiseden daha kırmızı bir hale gelmişti. "Tamam yeter" deyip silahı aldı elimden ve dört şarjör boşalttığım adama yanaştı Cengiz Abi. O korumasının kulağına bir şeyler fısıldarken ben ilk intikamımı almanın zevkini çıkarmaya çalışıyordum. Cengiz Abi'nin kulağına fısıldadığı koruması gidip bodrumun kapısı açtı ve bir kadını aldı içeri. Hala herkesi Zehra olarak görüyordum herhalde diye düşündüm çünkü bu kadın Zehra'nın aynısıydı. Biraz daha yakınlaştı kadın ve Cengiz Abi "Gel kızım" dedi. Bu kadın gerçekten Zehra'ydı. Korumalar biraz daha yaklaştılar bana. "Cengiz Abi" dedim "neler oluyor, bu adamı öldürmem için bu neden yaptınki?"
"Yeğenim için yaptım""Ne demek istiyorsun Abi anlamıyorum"
"Anlayacaksın" dedi. Zehra garip bir şekilde gülümseyerek bana bakıyordu. Ardından korumalar kollarımdan tuttu. "Cengiz abi gerçekten neler oluyor? Zehra bari sen bir şey söyle" dedim. Zehra adamın kafasındaki çuvalı çıkarmaya başladı. Çuval çıkınca adamın Ali olduğu gördüm. Görmemi sağlayan gözlerimin oluşmasına vesile olan en ufak şey dahi her şeye lanet ettim. Gözlerimden çıkan lavlar bedenimi yakmaya başladı. Küle dönen yanağımı, boğazımı patlatacak kadar bağırarak etrafa saçtım. Beynim eriyip kulaklarımdan lavlara düştü. Önce ayaklarım küle dönüp düştü ardından bedenim. Cengiz'in kolları altındaki Zehra'ya bakıp tanrıya sövmeye başladım. O halde olmama rağmen zar zor nefes alıncaya kadar dövülüp, arabayla bir çöp gibi karanlık bir yoldaki bir yağmur birikintisine fırlatıldım. Keşke o yağmur birikintisi bir kara delik olsaydı. Ama değildi, gerçekten değildi. Bir buçuk saat sonra dört tane tanıdık el kaldırdı beni. Bir karpuza dönen sol gözüme rağmen sağ gözümü biraz açabiliyordum, onu da kapatıp açtığımda yatağımda temizlenmiş bir haldeydim. O tanıdık dört el mahalleden Muharrem Abi ve İsmet Amcanındı. Az önce gönderdikleri hanım teyze çorbamı içirip gitmişti. Muharrem abi her zamanki gibi gazetesini almış çayını içiyordu. Uyandığımı görünce gazeteyi önümdeki sehpaya bırakıp "neler oldu sana?" dedi. Göz yaşlarım tekrar aktı ve hala lav kadar sıcaktı. Anlaşılmaz bir fısıltıyla "daha sonra konuşalım abi" dedim. Tamam, sen nasıl istersen. İyileşmene bak önce." dedi. Biraz doğruldum ve gözüm sehpadaki gazeteye takıldı; Eşref Kantarcı'nın Kardeşi Cengiz Kantarcı Yeni Şirketinin Açılışı Yaptı...
Her şey daha net hale gelmeye başlamıştı. Bu Cengiz, saf sudan oluşmuş Asuman'ın boğazını kesen Eşref'in kardeşiydi ve 'yeğenim için yaptım' dediği yeğeni, Ali'nin kazayla öldürdüğü Eşref'in kızıydı. Ali'yi de beni kandırdıkları gibi kandırmışlardı yoksa Ali'yi kimse öyle kolay kolay yakalayamazdı. O yüzden eve benim gibi geç geliyordu. Bunu da evde bulduğum ama bana ait olmayan silahlar kanıtlıyor. Biz intikam alacağımızı düşünürken ,yüreğimizi bedenimizden avuçlarıyla çıkararak intikam almışlardı bizden.