Oradaydı. Bana bakıyordu. Gözleri, gözlerimi delerek kalbime ulaşmayı yine başarabilmişti. Hiçbir şey yapamadan olduğum yere çivilenmiştim taa ki Kuzey elimden tutup beni ardından götürene kadar.
''Canım hadi şu masaya geçiriyoruz.'' ellerimiz birbirine kenetlenmiş bir şekilde gösterdiği masaya yöneldik. Adımlarım Kuzey'in adımlarını takip ediyordu ama gözlerim onun gözlerinde kilitli kalmıştı. Kuzey'in sözlerinden sonra acıya bürünen gözlerinde.
Sırtım ona dönüktü. Kuzey yanımda, elini omzuma atmış bir şekilde oturuyordu. Ortam gergindi. Kimse konuşmuyordu. Onu görmeyi beklemiyordum özellikle de böyle bir günde. Olanların altında ezilmemeye çabalarken bir de onunla karşılaşmam beni yerin 7 kat altına gömmeye yetmişti. Beni bulamaması için soyadımı bile değiştirmişken şimdi lanet olası bir kafede onunla aramda sadece iki masa vardı.
''Tamam, her şeyden önce sakin oluyoruz. Panik bizi hataya sürükler. Bunun altından kalkabiliriz. Lydia duydun mu beni? Bir daha bugün evdeki gibi bir sinir krizi geçirmeyeceksin.''
''Haklısın, özür dilerim.''
''Defne sen bunların arasına sızdığında bir çocukla tanıştım demiştin. O da onlardan kurtulmaya çalışıyordu. O çocuğu bulabilir misin?''
Arkamı dönüp ona bakmak, gözlerinde kaybolmak istiyordum.
''Defne, Levent sana söylüyor.''
''Ne? Pardon dalmışım.''
''Kafamızı topluyoruz, dağılmak yok.'' Kuzey'in sözlerini sadece başımı sallayarak onayladım.
''O çocuğu bulabilirsek belki işimize yarayacak birkaç şey öğrenebiliriz.''
''Hangi çocuğu?''
''Son sınıftayken sen bunların arasına alıcı gibi sızdığın zaman orada bir çocukla tanışmıştın. Çocuk da bunlardan kurtulmaya çalışıyordu. Sana yardım etmişti. Hatırladın mı? Neydi adı?''
''Ateş.''
''İstanbul'a gelmek sana yaramadı. O adamı sormuyorum. Almanya'da sana yardım eden çocuğu soruyorum.''
Ateş iki masa arkamda otururken şu an ondan başka bir şey düşünebilmem mümkünmüydü? Nefes almayı nasıl düşünebildiğime bile şaşıyordum. Ama içinde bulunduğumuz durumun şakası yoktu. Eğer şu an kendimi toparlamazsam bir daha nefes almayı düşünmeme gerek kalmayacaktı. Beynimi zorladım. Almanya'da bana yardım eden çocuk...
''Jason.''
''Evet, Jason. Onu bulma imkanımız var mı? Belki bize yardımcı olur.''
''Jason ile en son 6 yıl önce görüştüm. Şu an onu bulabilirmiyim emin değilim. Zehir'den kurtulduktan sonra Almanya'dan gideceğini söylemişti. Hem zaten ona ulaşsak bile işimize yarayacak bir şey bildiğini sanmıyorum.''
''Zehir ve adamları hapisten çıktıktan sonra Jason'ı bulup tekrar yanlarına almış olma ihtimalleri var mı? Sonuçta onun ihanetini bilmiyorlar. Kendilerine sadık zannediyorlar.''
''Sanmıyorum ama ulaşmaya çalışacağım.'' Levent başını sallayarak onayladı.
'' O zaman sen Jason'ı ararken biz de buradaki adamlarını bulmaya çalışalım.'' Lydia bunları söylerken bile içinde bulunduğu panik havasından kurtulamamıştı. Ellerinin titremesinden belliydi. Korkuyordu, hepimiz gibi ama duygularını gizlemede bizler kadar iyi değildi.
Benimse adeta beynim uyuşmuştu. Ateş'i düşünmemek için kendimle büyük bir savaş veriyordum.
''En çok nerede satış yapıyor olabilirler? Önce bunu bulmalıyız.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİTMEYEN PROJE
AdventureDefne ve arkadaşlarının üniversiteden mezun olabilmeleri için tek bir dersten geçmeleri gerekiyordu. Ceza Hukuku... Geçebilmeleri için ise yaratıcı bir proje hazırlamaları lazımdı. Onlar da bir uyuşturu mafyasını çökertmeye karar verdiler... Aradan...