Boşluk.Hissettiğim tek şey koca bir boşluk.Etraftaki sesleri duyuyorum.Fakat tepki veremiyorum.Gözlerimi yavaşça açıyorum.Güneşin yakıcı ışınları ilk defa Gözlerimi yakmıyor.Ayağa kalkınca duyu organlarımdan kulaklarım,dudaklarım Ve gözlerimden başka hiçbir şeyimi hissedemiyorum.Dışarıdaki sesleri duyabiliyor,etrafı görebiliyor,ve ağzımdaki acı tadı hissedebiliyordum.Konuşmak mı?Şimdiye dek denememiştim. Ağzımı açtığımda dudağımın kuruduğunu canımın yanmasından anlamıştım. Konuşmaya çalıştığımda bunu yapabildiğimi fark ettim.Dışarıya dikkat kesildiğimde mezarlıkta olduğumu fark etmiştim.Niye burdaydım?En son...Cidden ben en son neredeydim?Hatırlamıyordum.Lanet olasıca zihnim hiçbir halta yaramıyor Ve beni yarı yolda bıraktığını haykırıyordu.Yürümeye başladım.Yürüyordum.Fakat bunu hissetmiyordum.Yani bacaklarım hareket etmiyordu.Ama ben ilerliyordum.Her adımda yavaşça esen rüzgar koyu kahverengi saçlarımı geriye attırıyordu.Rüzgarı da hissetmiyordum.Acaba bana Ne olmuştu? Bu durumdan korkmam mı gerekiyordu?Meydana yaklaştığımda insan kalabalığı gözüme çarptı.Neden bu kadar gürültülü olmak zorundalardı ki?Sadece önlerine bakıp sessizce yürüseler olmaz mıydı? Yürürken bir adama çarpmamla dönüp pardon dedim.Adamsa omzunu kaşımış Ve hiçbir şey demeden uzaklaşmıştı.Dönüp bi "Birşey değil."demek bu kadar zor muydu? Kabaydı insanoğlu.Hemde çok kaba.Adımlarımı sıklaştırıp yürümeye devam ettim.Evime yaklaşıyordum.Bahçedeki masada oturan ailemi gördüğümde yanlarına yürümeye başladım.Annem oturmuş hıçkıra hıçkıra ağlarken babamda hem gözlerindeki yaşı siliyor hemde annemin omzunu destek verircesine sıkıyordu.Beni fark etmemişlerdi.Anne diye mutlulukla seslendiğimde cevap vermemişti.Aynı şekilde babama seslendiğimde o da cevap vermemişti.Ne olmuştu böyle? Ben yokken -artık Ne kadar zamandır yoksam- sağır mı olmuşlardı? Bu sefer daha yüksek sesle "Anne,baba buradayım!"dedim.Yine tık yoktu.Annem konuşmaya başlayınca beni duydu sanıp sevinmiştim.Oysa ki bana değil babama "Oğlumuz öldü Max.Ne yapacağız?Ben...Ben onu şimdiden çok özledim.Onsuz nasıl devam edeceğiz?"her kelimesinden sonra ağzından çıkan hıçkırıklar cidden üzüldüğünü belli ediyordu.Bir dakika.Ne demişti annem? "Oğlumuz öldü Max."Ciddi miydiler?Buradaydım işte. Yürüyor, konuşuyor, görüyor Ve duyuyordum.Ama hissetmiyordum ve... Gerçeği fark etmemle dehşete düşmüştüm. Nefes almıyordum.Ne yani ?Cidden ölmüş müydüm? O zaman burada Ne işim vardı.Konuşmaya başladım."Anne ,baba ben buradayım.Gitmedim.Ölmedim. Bakın... Bakın burdayım işte."Annemle babam sağır değildi.Ama beni duymuyor Ve görmüyorlardı.Hızlıca evimden ayrılıp mezarlığa koşmaya başladım.Görmeden inanmak istemiyordum.Mezarlığa gelince hızla en baştan isimlere bakarak ilerlemeye başladım.Adımı görünce olduğum yere çivilenmiştim.Ben ölmüştüm...Ama şimdi bir şekilde dünyadaydım. Acaba tüm ruhlar benim gibi dünyada mı kalıyordu?Öyle birşey olsa çoktan birçok ruh görmüş olurdum.Hala inanmak istemiyordum.Ben ölmüş olamazdım.Hızla mezarlığın çıkışına yürüdüm.Mezarlıktaki kızı yeni fark ediyordum. Yaşıtım olduğu belliydi.Kızıl saçları Ve yeşil gözleri vardı.Kucağında kendisinin kopyası gibi olan bir bebek vardı.Tek fark bu kızın gözleri yemyeşilken,bebeğin gözleri Deniz gibi maviydi.Kız hıçkıra hıçkıra önündeki mezara bir şeyler söylüyordu.Ona azıcık daha yaklaştım.Dediklerini kısık da olsa duyabiliyordum.Kız "Bıktım artık abi. Zorla evlendirildiğim kocamdan dayak yemekten,kızıma -dicem çünkü bu güne kadar kızıma bir kez bile babalık yapmadı.-bağırıp çağırmasından,babamlarla aynı evde kalmaktan Ve küçük kardeşimin babamızdan dayak yiyip ağlamasından bıktım.O pislik adam beni sürekli dövüyor abi.Nedeni de ne biliyor musun?Onunla birlikte olmak istememem.O evden çıkınca babam gelip bi posta dövüyor.Neymiş kocamı mutlu etmiyormuşum. Hepsinden tiksiniyorum.Kaçıcam abi.Gidicem buralardan.Kızım,kardeşim ve ben.Çok uzaklara gidicez.Bu belki de seni son görüşüm.Elveda abicim."deyip mezarın başından kalktı.Kalkınca bir şey hissetmiş gibi durup kafasını bana çevirdi.Ve "Ne istiyorsun benden? Neden izliyorsun bir saattir arkamdan?Yoksa seni de o pislik adam mı tuttu? Konuşsana!"dediğinde arkama baktım.Mezarlıkta ondan Ve benden başka kimse yoktu. "Hey!Sana diyorum.Hiç arkalarına bakma.Dilini mi yuttun?"dediğinde bana seslendiği-ni anlamıştım.Ne yani beni görebiliyor muydu?Hızla cevap verdim."Sen sen beni görebiliyor musun?Aman Allah'ım!Beni cidden görüyor."deyip kahkaha attım.Sonra kahkaham yüzümde soldu.Ben ölmüştüm.Mezarım vardı.Ve kimse beni görüp. duymamıştı.Bu kız dışında...Kız "Delisin sanırım.Tabi ki de seni görüyorum. Seni herkes görebilir.Tabi kör değilse."dedi anlayışlı olmayan bir ses tonuyla. Daha sonra kucağındaki bebeği ,bebek arabasına koyduktan sonra Hızla ilerlemeye başladı. O bir ruh görmüştü.Nasıl olmuştu bu?! Bende hızlıca kızı takip etmeye başladım.Arada bir arkasını dönüyor Ve kontrol ediyordu.Ama saklandığım için beni göremeyip yoluna devam ediyordu.Kız bir eve yaklaştı.Evin boyaları sökülmüş, duvarları yıkılma derecesine gelmiş, tavanı oluşturan taşlardan bazıları yere düşmüş,camlarının çoğu çatlak olduğu için eve soğuk girmesin diye naylon poşetlerle kaplanmıştı.Kız kapıyı çalınca, kapıyı göbekli siyah saçlarının ön kısmı dökülmüş yaşlı bir adam açtı.Kıza "Nerde kaldın?!"diye bildiğin kükreyince kız sessizce adama cevap verdi.Adam kızın saçından tutup içeri çekti.İçeri girdiğinde evlerine yaklaştım.İçeriden bağrışma,ağlama Ve yalvarma sesleri geliyordu. Sanırım kızı dövüyordu adam.Bundan anladığım kadarıyla bu adam babasıydı.Ve şuan eve yaklaşan adam da kocası.Siyah saçlarını geriye doğru taramış,mavi gözlerinin üstündeki siyah Ve kalın kaşlarını çatmış bir şekilde eve geliyordu.Sert gözüküyordu. Ve kızdan çok büyük olduğu belli oluyordu.Ama yaşlı değildi.Kız 20 yaşındaysa -benim gibi- bu adam da 29 yaşında falandı.Kızın ondan korkmasına şaşmamalıydı. Çok yapılıydı Ve korkunçtu. Akşam olunca kızın ağlama sesleri tekrar yükselince kocasının "Sen benim karımsın.Benimle birlikte olacaksın!"demesi bir oldu.Kızın ağlama sesleri yükselirken "Hayır." Dedi. Ve sonra evden çığlıklar yükselmeye başladı.Kıza zorla sahip oluyordu.Ama yapabileceğim bir şey yoktu.Ben bir ruhtum.Bunu çabuk benimsemem beni korkutuyordu.Sanki yıllardır ruhtum.Saat 5.30 olduğunda evdeki sesler kesilmişti.Bense hala kapıda bekliyordum.Neden mi? Kız kaçacağını söylemişti.Ve ben ne kadar sürerse sürsün beni Yani bir ruhu gören kızı bekleyecektim.Gerçek bir insan değildi.Bende ölüydüm.Ne kadar iyi bir ikili olurduk.Ne diyordum ben?! Unutmamam gereken bir şey vardı.Ben ölüydüm.Ve dünyaya hapsolmuştum.Buradan kaçışım yani ait olduğum yere dönmeme yardım edebilirdi.Nasıl olsa beni görmüştü.Evden hiç ses gelmeyince kızın bugün kaçmayacağını anlamıştım.Yorulmadığım için oturmama Ve yatmama gerek yoktu. Sabah olduğunda o yaşlı adam evden çıktı.Ardından da kızın kocası çıktı.Hala kızın çıkmasını bekliyordum Fakat daha çıkmamıştı.Kızın babasının ve kocasının çıkmasından 2 saat sonra annesi de çıktı.Markete gideceğini kızına söyledikten sonra evden uzaklaşmaya başladı.Derken kızın kafası perdeden gözüktü.Daha sonra evin kapısı açıldı.Kız bi eliyle bebek arabasını tutuyor,diğer eliyle de bir bavul taşıyordu. Bebek arabasında o kızıl bebek vardı muhtemelen.Bebek arabasını daha dikkatli incelediğimde altında 2 büyük,1 tane de küçük çanta olduğunu gördüm.Büyük çantalardan birinde büyük ihtimalle bebeğin kıyafetleri vardı.Küçük çanta ise bebeğin bezleri,biberonları vb. eşyaları içindi.Bebek arabasının altındaki diğer bavula anlam verememiştim.Çünkü kızın bavulu elindeydi.O sırada içeriden bir kız daha çıktı.5 veya 6 yaşındaydı sanırım.Uzun düz kahverengi saçları,alnına dökülen düzgün kahkülleri, denizi andıran masmavi gözleri ve giydiği şirin ve güzel kıyafetlerle tam bir tatlılık abidesiydi.Kafamı biraz zorlayınca kızın mezarlıkta bahsettiği kardeşi aklıma geldi. Bu da o olmalıydı.Kız omzundaki kol çantasını kardeşine verdi.Etrafa şöyle bir göz gezdirip yürümeye başladılar.Evlerinden uzaklaşmaları çok zor olmamıştı.Çünkü evlerinden uzaklaşıp çarşıya giriyordunuz Ve çarşının bitiminden 1km sonra orman başlıyordu. Benim uyandığım orman...Küçük kasabamız doğayla iç içeydi.Kasabanın yarısı ormana bakarken,diğer yarısı da göle bakıyordu.Bizim evimiz göl tarafındaydı.Fakat bu kızın evi orman tarafındaydı.Ormandaki sık olmayan ağaçların arasından kolayca yürüyorlardı. Bebek arabası onları biraz kısıtlasa da buna aldırış etmeyip hızla yürümeye devam ettiler.Ormanın ortalarına geldiklerinde kız,kız kardeşine "Hillary,yorulduysan biraz dinlenebiliriz."dedi.Demek dünyalar tatlısı bu kızın adı Hillary'di.Hillary kafasını olumsuz bir şekilde sallayıp "Hayır,abya.İleylememiyz layzım.Bizi buluylaysa öldüyüyler."dedi.Yarım yamalak konuşmasıyla yüzümde ufak bir tebessüm oluştu.Fakat dedikleri beni üzmüştü.Ufacık çoçuğa bunları dedirtebilecek kadar Ne yaşatmışlardı acaba?İlerlerken bebek arabasındaki bebeğin ağlamasıyla kız durup bebeği kucağına aldı.Ve "Ne oldu meleğim?Acıktın mı?Gel seni doyuralım deyip arabanın altında ki ufak çantadan biberonda mama çıkardı.Ve bebeğe içirmeye başladı.Hillary'de "Abya ben de açıktım."dedi isyankar bir sesle.Kız "Sendeki çantada bisküvi var ablacım.Al,ye."dedi. Hillary de hemen bisküviyi aldı ve yemeye başladı.Bebek mamasını içtikten sonra tekrar uyumuştu.Kızmve Hillary'de yürümeye devam etti.Babamla benim eski av sığınağımıza geldiklerinde kız "Şimdilik yerin altındaki gizli yerde yatalım.Yarın devam ederiz."dedi. O sığınağı nerden biliyordu?Belki kaçmadan önce buraları gezmiş ve araştırmıştı yada birisi ona bu sığınaktan söz etmişti.Bilmiyordum.Hızla kapağı kaldırıp Hillary'i içeri soktu.Ardından bebeği alıp içeri girdi.Çıktığında bebek yanında yoktu.Bebek arabasından çantaları çıkarıp içeri fırlattı.En son da bebek arabasını toplayıp içeri koydu.Dışarı da bir şey kalmamasına rağmen dışarı çıkıp olduğum tarafa dönüp "Bizi takip ettiğini biliyorum.Sen mezarlıktaki şu garip çocuksun.Akşam soğuktan donup ölmek istemiyorsan içeri gelebilirsin.Ama haberin olsun seni bağlarım."dedi.Beni fark ettiği için ağaçların arkasından çıktım."Ben zaten ölüyüm."dedim.Kız sessizce güldü "Evet bende ölüm meleği.Tanıştığıma memnun oldum."dedi.Benimle dalga geçiyordu. "Ciddiyim.Eğer şuan kaçmıyor olsaydın seni mezarlıktaki mezarıma götürürdüm.Ben bir ruhum.Dünyaya sıkıştım sanırım.Ve ait olduğum yere gitmek istiyorum.Ve sen bir ruhu görebildiğin için senden yardım istiyorum.Neden ben diyosan senden başka kimse beni duyamıyor,göremiyor ve hissedemiyor."dedim.Sesimi inandırıcı bir tonda tutmaya çalışmıştım.Kız "Vazgeçtim.Bence seni içeri almamalıyım.Sen delisin. Cidden delisin."dedi gülerek. Kafamı onaylamazca salladım."Böyle bir durumdayken bence bana inanmalısın.Bir sürü çantan var.Yanında 2 çocuk var Ve birilerinden kaçıyorsun. Bence sana yardım edecek birine ihtiyacın var."dedim ukalaca sırıtarak.O da ukalaca gülerek "Sen bir delisin.Yardımın değil zararın olur bana.Ayrıca dediğin gibi bi"ruhsan" ve kimse seni göremiyor,duyamıyor ve hissedemiyorsa 1-Çocukları veya çantalardan birini nasıl taşıyacaksın?Mantıken ruh olduğun için hiçbir şeyi elinde tutamaman lazım.2-Hadi taşıdın diyelim.İnsanlar seni göremediği için tuttuğun eşyalar veya taşıdığın çocuklar havada uçuyor gibi gözükür."dedi.Bu sefer de o ukalaca gülüyordu.Haklıydı.
DİĞER TARAF
Seçilenler birbirini bulmuştu.Fakat kavga etmekten gerçekleri aramıyorlardı.Onlara bir iyilik yapmaya karar vermiştim.Ruhu gözükür Ve hissedilir yapacaktım.Tıpkı insan gibi...Fakat bu işe biraz pürüz koymaya karar vermiştim.Sadece Kızın eşyalarına, çocuk-lara ve kıza dokunduğunda görülür,hissedilir olacaktı.Gereken birkaç söz Ve verilen bir kaç emirle bu mümkündü.Ve yaşlı adam bunları çoktan yapmıştı.DÜNYA
Gök yarılırcasına kükrediğinde ikimizde kafamızı havaya kaldırdık.Aynı anda kızın üzerine bir şimşek yaklaştığını fark etmiştim.Ama kız fark etmemişti.Tam kıza şimşeğin ona yaklaştığını söyleyecekken şimşek Kızın üstüne düştü.Ve beklemediğim bir şey oldu.Karşımdaki kız çığlık atıp yere dizlerinin üstüne düşerken ben onun attığı çığlığın etkisiyle kulaklarımı kapatıp yere oturdum.İkinci bir şimşek üstüme düştüğünde acıyla kıvranıp yere düştüm.Benim gözlerim kapanırken kız gözlerini açmış bana şaşkınca bakıyordu. Bana yaklaşırken yapabildiğim tek şey Gözlerimi kapamak oldu.BU BENİM BİLMEM KAÇINCI HİKAYEM.FAKAT DİĞERLERİNİ YA WATTPAD'A GEÇİRMEDİM ,YA YAZIP DEVAM ETMEDİM YA DA TASLAK OLARAK BIRATIM. FAKAT BU HİKAYEDEN ÜMİTLİYİM.İNŞALLAH GÜZEL DEVAM EDER VE İNŞALLAH SEVERSİNİZ.BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE.💓💓
YOU ARE READING
SAF RUH
FantasyDünyaya sıkışmış çaresiz bir ruh. Küçük,savunmasız ve ne olduğunu bilmeyen bir ölüm meleği. Bu hikayede onlara eşlik edecek iki kız çocuğu. Önlerine çıkan tüm engellere rağmen bir ruhla ölüm meleğinin aşkı. Sizce zorluklarla dolu bu yolda birbirleri...