Her şey başladıktan sonra

14 0 0
                                    

Sabah yine alarmın sesiyle erken kalktım. Yine mutluydum çünkü rüyâmda onu görmüştüm. Uzun zaman olmuştu mutlu olmayalı. Unutmuştum nasıl bir his olduğunu. Kahvaltımı yapıp dişlerimi fırçaladıktan sonra evden çıktım. Okula gidicektim. Normalde ben okulun son haftalarında okula giden birisi değildim ama onu görmek ve konuşmak için gidiyordum.

Okula 45 dakika erken geldim ona günaydın diyebilmek için. Uzun bir bekleyişin ardından camdan onu gördüm ve koşarak aşağı indim.1 yıl sonra aynı hisleri yaşamak ve huzurlu olmak beni mutlu ediyordu. Onu kapıda karşıladım gülümsedi. Ne yapacağımı bilmiyordum zar zor ağzımdan "günaydın" sözcüğünü çıkardım. Tanıştığımızda olduğu gibi bana gülümseyerek günaydın dedi. Matematik ortalama yükseltme sınavı vardı ve korkuyordu. Ben ne kadar teselli etmeye çalışsamda benim matematiğim iyi olduğu için başaramıyordum. Şimdiye kadar matematiğimin iyi olmasını seviyordum ama ilk defa keşke iyi olmasaydı diye düşündüm. Ona "merak etme ben sana inanıyorum istersen güzel bir not alabilirsin" dedim.
İlk defa bana öyle baktığını gördüm ve bana 'bana bu kadar inanmanı sağlayacak ne yaptım" dedi. Kız haklıydı daha tanışalı 3-4 gün olmuştu ama ben şimdiden ona inanıp güveniyordum. "Benim sana inanmam için bir şey yapmana gerek yokki. Ben bunu hissediyorum. Sana inanabileceğimi hissediyorum" dedim. O tekrar gülümsedi ve ona inandığım için teşekkür etti. Ben onunla hâla konuşmak istiyordum ama bana son kelimelerini söylediğinde sınıfına gelmiştik. Onu sınıfına bırakarak tekrar geliceğimi söyledim. Sınıfıma çıktım heyecanlıydım. Çünkü aynı okulda olmamıza rağmen bu ikinci görüşmemizdi. O kadar mutluydumki arkadaşlarım beats'imi kırmalarına rağmen hiç bir şey demedim. Onlarda şaşırmıştı bu olaya.  Aslında bende şaşırmıştım kulaklığımın kırılmasına rağmen ben hiç kızgın değildim.

Tenefüs zili çaldı yanına gitmek için sınıfına doğru gitmeye başladım. Sınıfın kapısına geldiğimde ders çalıştığını gördüm. Bi kaç saniye baktıktan sonra onların üç ve dördüncü derslerine girecek olan hocanın yanına gittim. Hocayla zaten aram iyiydi. Arkadaşla bana takma ad bile takmıştı. Beni gördüğünde nasılsın harlem dedi. Hoca dalgasına harley'e harlem diyordu.
-iyiyim hocam siz nasılsınız dedim.
-bende iyiyim. Diğer harlem nerde gelmedimi bu gün?
-yok beni yalnız bıraktı gelmedi.
-haha sattı demek ha seni
-evet biraz öyle oldu beyefendi kalkamamış yatağından. Hocam size bir şey sorabilirmiyim.
-tâbi harlem
-bu gün 10/c deki dersinize girebilirmiyim
-nedenki

-hiç canım sıkıldı
-tamam gel ama ders anlatıcam.
-tamam hocam sıkıntı yok dedim. Hocanın yanından ayrıldım üçüncü ders sınavı vardı o yüzden derslerine girmedim. Dördüncü ders olunca sınıfına gittim. Yerde oturuyor arkadaşıyla konuşuyordu. Bende kapıda hocayı bekliyordum. Biraz bekledikten sonra hoca geldi birlikte sınıfa girdik. Bana geç otur dedi. Arkadaki tek olan sıraya oturdum. Hem onu daha net görebiliyordum hemde kimseyle oturmak istemedim. O sınıftaki tanıdıklarım neden geldinki dedi. Bütün sınıf bana bakıyordu onun dışında. Sadece o bakmıyordu ama geldiğimi zaten farketmemişti çünkü ağlıyordu.  Bütün sınıf bana bakıyor bende ona bakıyordum aklıma sınıfın bana sorduğu soru geldi ve onu cevaplamam gerektiği geldi.

Ders dinlemeye geldim boş durmaktan sıkıldım diyebildim. Eskiden bizim sınıfta olan ve sonradan bu sınıfa geçen kız arkadaşım bana garip boğa dedi. Aramızda böyle anlaşırdık. O möcük(inek) bende möcük(boğa)'düm. Hoca ders anlatmaya başlamıştı ben ise ona bakıyordum. Ders bitmek bilmiyordu. İçimden bir ses "ders hemen bitsede onun yanına gidip neden üzüldüğünü sorabilsem" diyordu ama anlamıştım neye üzüldüğünü. Anlaşılan matematik sınavı iyi geçmemişti. Hoca daldığımı farkedince bana bir soru sordu.
-Harlem
-efendim hocam
-insanlar dünyaya ne zaman geldi.
Ben ortamı biraz yumuşatmak ve onu birazda olsa güldürmek için;
-doğduklarında hocam dedim.
Hocada dahil bütün sınıf gülmeye başlamıştı, o hariç. O beni duymamıştı elindeki kitaba bakıyordu. Ne hissedeceğimi bilememiştim. Ben onu güldürmek istemiştim fakat onun dışında herkezi güldürmüştüm. Nihayet zil çalmıştı, onun yanına gitmeyi çok istiyordum fakat anlamasınlar diye bekledim. Yanımdan geçerken bana baktı ve ona "üzülme" diyebildim sadece. Aklıma hiç bir şey gelmiyor onu tesellide edemiyordum. Kafayı yemeye başlamıştım. Sınıfa çıktım yemek yiyordumki o sırada 10/c sınıfında olan şevval'gil geldi kapıya;
-Ediz bi gelirmisin
Normalde şevvalle fazla konuşmazdık 1 kere tanıştık o kadar adımı hatırlaması garibime gitmişti.
-Tâbiki geliyorum

Karanlıktaki IşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin