Bölüm 1

7 0 0
                                    

Bazen insan bir anda kalbinde öyle bir acı hisseder ki işte o an bizim için yeni bir hayat başlar...

Ben Aren. İki hafta önce ailemi bir trafik kazasında kaybettim. O gün işte kalbimdeki acının nedenini panladım. Şu an haytımın en zor günlerini yaşıyorum. İstanbuldan İdil teyzem beni burdan almaya geldi. Ama onunla gidip gitmeme konusunda hala tereddütteyim. Çünkü yıllardır bizi bir kere bile arayıp sormayan teyzem ilk defa bugün gelmişti. Ona güven konusunda hiç yakın hissetmiyorum...

"Aren, kızım iyi misin? " Bana bu soruyu sorması o kadar tuhaf gelmişti ki bir an anlayamadım. Bir anda ağzımdan "İyi olmaya çalışıyorum, teşekkürler."çıkmıştı aslında ona o kadar bağırıp cağırmam gereken yerde bu sakin tonla konusmayı nasıl basarmıştım anlayamıyorum. Belkide bu hayatta o kadar yoruldum ki kimseyle uğraşacak tâkâtim kalmadığı içindir. "Ben biraz odama çıkıp dinlenicem." diyerek teyzem başıyla onaylayarak odama çıktım. Odama girip ardından kapıyı kilitleyerek kendimi yatağa bıraktım. Her sey o kadar zor ki nasıl alışıcam bu duruma hiç bilmiyorum. Çocukken her korktugumda annemin o sıcacık kollarına giderdim. Annemde bana "Sen artık büyüdün kendin yatmalısın artık eğer korktuğun zaman olursa benim senin yanında oldugumu hayal et işte o zaman rahatlarsın." derdi. Şimdi tam da yanımda olmasını istediğim zaman gözlerimi kapattım onun yanımda olmasını hayal ediyorum. Bana o güzel gülümsemesi o ses tonu o kadar huzur veriyor ki şimdi o kadar rahatım ki ...
Sabah kalkıp elimi yüzümü yıkayıp teyzemin o anneme benzeyen gülümsemesiyle içimi ısıtırken bir yandan o hazırlamış olduğu kahvaltıya bakıyordum. "Günaydın Arencim bak kahvaltı hazır hadi gel birkaç bisey at ağzına kaç gündür bişey yemiyorsun hasta olucaksın korkuyorum cnm. " Kardes kardese benzer de bu kadar benzemez ki cnm aynı tavırlar, aynı gülümseme, aynı ilgi annemin yokluğunu hic hissettirmiyor. Hala şaşkın bir şekilde "Tamam, geldim." diyerek sofraya oturdum. Önüme konulmuş peynirli omleti görünce yine çok saşırdım. Bu kadın sürekli beni şaşırtmak zorunda mıydı. Ona şaşkın gözlerle bakarak "Annen söylemisti."Bu cümle aklımda yer etmeye çalıştıkça hala anlayamıyordum. Nasıl olabilir bu kadın hiç bizi bir kere olsun hiç aramazken nasıl? Teyzem "Şuan anlamıyosun ama yakında anlayacaksın canım." dediğinde kafam iyice karıştı. Ya yeter artık kafamda onlarca soru neler oluyor? "Teyze bak kafamca onlarca soru var yeter artık kafayı yiyecem bana anlat artık." dedigimde "Bak önce kahvaltını bitir birazdan konuşuruz. Tamam mı?" dediğinde başımı olumlu anlamda sallayarak kahvaltıma devam ettim.

Kahvaltımızı bitirdikten sonra teyzemle salona geçip bir koltuga oturduk. Gözlerimle onu izleyerek tüm merakımla ağzından çıkacak kelimelere odaklanmıştım. Tam kendini toparlayıp anlatmaya başlayacağı anda telefon çaldı. Teyzem telefonu eline alıp "Haluk enişten." diyip mutfağa geçti.
Haluk enistem teyzemin ikinci kocası ilk kocası Yılmaz eniste teyzemi aldatıp baska bir kadınla Londra'ya kaçtığı için boşandılar. Duyduğum kadarıyla Haluk enişte teyzemden önce birisiyle daha evlenmiş. Bir çocuğuda varmış. Galiba çocuk da onlarla kalıyor.

Teyzem konuşmasını bitirip yanıma gelerek "Haluk enişten bizi merak etmis de o yüzden aramış." Anladım anlamında basımı sallayarak "Teyze sen bana bisey anlatacaktın  telefon çaldığı için yarıda kaldı." Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı "Evet canım. Bak artık ben hep senin yanında olucam ancak İstanbul'a dönmem gerekiyor. Sana hani basında da söylemistim. Seni burada tek basına bırakamam. Lütfen itiraz etme ve bu teklifi kabul et." Kendimi toplayarak cevap verdim. "Teyze bak iyi niyetini anlıyorum burda benim bir hayatım var. Arkadaşlarım, ailemle anılarım, çocukluğum burayı nasıl bırakıp İstanbul'a gidebilirim. Hadi bırakıp gittim diyelim orda bilmediğim bir sehirde nasıl yaşayabilirim söyleyebilir misin."Teyzeme baktığım anda gözlerinden birkaç damla yaş aktığını gördüm. Kalbim bir yandan GİT bir yandan GİTME diyor. Bu ikilemde kaldım. Teyzem her ne kadar geçmişte bizi umursamasada bi karar verdim.

"Teyze tamam o zaman İstanbul'a geleceğim ama eğer orda yapamazsam gelmeme karşı gelmeyeceksin tamam mı?" Teyzemin bir anda yüzünda tarif edemedigim büyük bir mutluluk vardı. Ve mutlulukla bana büyük bir ictenlikle sarıldı. "Teyze senin bana asıl anlatman gereken başka  konular yok mu? Bir anda bir ic çekerek "Evet aslında var Arencim ama bunları zamanı geldiğinde öğreneceksin şimdi zamanı değil." olumlu anlamda başımı salladım. Kafamdaki onlarca soruya nasıl cevap verecektim. Hala kafam karmakarışık. Ayaga kalkarak "Peki ne zaman gideceğiz? Ona göre esyalarımı hazırlayacağım."  Teyzemde ayaga kalkarak " Uçak biletleri bu aksama o yüzden bu akşam gideceğiz."Büyük bir hayret ve şaşkınlıkla "Bu akşam mı? Bu kadar erken mi?"bu kadar kısa sürede nasıl hazırlanabilirim ki. "Canım  bak ben de istemezdim ama işlerim orda çok yoğun o yüzden kusuruma bakma Arencim." Kendimi toplayarak "Ya kusura bakılcak bir durum yok sadece bu kadar kısa sürede nasıl hazırlanabilirim diye şey yaptım." dedigimde ikimizde bir kahkaha patlattık. "Ya ben burda napıyom o zaman hemen odama çıkıp eşyalarımı hazırlayayım o zaman."diyip hemen odaya fırladım. Bavulumu açıp içine en sevdiğim kıyafetleri ayakkabıları çantaları koydum ve tabiki de makyaj ve bakım malzemeleri olmazsa olmazdır. En son olarak elim aile albümüne gitti yatağımın üstüne oturarak ailemle geçirdim en güzel anılara baktım hepsi o kadar harika ki bir anda gözyaslarıma hakim olamayarak ağlamaya başladım "Keşke şuan yanımda olsaydınız sizi çok özledim." diyerek ağlamam daha da şiddetlendi. Aşağıdan teyzemin seslenmesiyle kendimi toparlayıp albümü bavula koyarak fermuarı kapattım. Kapıyı açarak "Efendim teyze?" dedim. "Hazırlandın mı canım? dedi. Ben de bunun üzerine "Bir duş almam lazım." diyerek başıyla onaylayıp mutfağa doğru gitti. Bu yolculuktan önce bir duş almaya o kadar ihtiyacım var ki.

Duştan çıkıp kurulandıktan sonra kısa çicekli elbise üstüne bir hırka bir de spor ayakkabı saçlarımı doğal hafif dalgalı olarak bıraktım. Bunu üzerine hafif bir makyaj yaptım. Hiç bir zaman abartmayı sevmem. Hazırlanıp odamdan çıktım teyzem coktan  hazırlanmış valizi kapıda teyzem elinde telefon salonun koltuğuna oturmuş biriyle mesajlasıyordu. "Teyze!" diye seslendiğimde bana tatlı bir gülümseme ile bakarak "Hazırlandın mı cnm hadi çıkalım o zaman." Evime son bir kere daha bakarak o güzel anılar bir kez daha gözümde canlandı. Aslında bu İstanbul işi çok iyi oldu. Çünkü eğer burda dursaydım kendime acı çektirmekten başka hiç bir sey yaptırmayacağım ortadaydı. Artık havaalanına gitmemiz gerekiyordu. Hemen evden çıkıp arabaya biniyorduk ki eski sevgilim Atakan karşıma çıktı. "Bana bir elveda bile  demeden gidecekmiydin." ona bir gülümse yollayarak "Bak ben sadece sana değil en yakın arkadaşım Alarayla bile vedalaşmadım. Çünkü eğer veda etmeye kalkarsam ayrılamayacağımı biliyorum. Ama bu İzmir bana dar artık yapamam burda anlıyor musun ? İstanbul da yeni temiz bir sayfa açıcam. Biliyorum eğer burda kalırsam hiç iyi hissetmeyeceğim kendimi o yüzden HOŞÇAKAL..."diyerek arkamda bir buruk kalp ve gözyaşı bırakıp arabaya binip havaalanına geldik.

Uçağa binip uçak 10 dakika sonra kalktı ve artık benim için yeni bir hayat başlıyor HOŞÇAKAL İZMİR - MERHABA İSTANBUL....

KUM TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin