3. BÖLÜM

2K 59 0
                                    

Sabah uyandığımda herkes benden önce uyanmıştı. Mutfaktan mis gibi kokular geliyordu. Kalkmakta tereddüt ettim. Akşama kadar böyle durabilirdim. Kalktım, 1-2 dakika kadar etrafa baktıktan sonra banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçaladım, kıyafetlerimi giyindim, saçlarımı taradım, tırnaklarıma parlatıcı sürdüm sonrada eyeleiner sürdüm ve boy aynasına baktım. Mavi bir bluz ve beyaz , dar paça bir pantolon giyinmiştim. Eksiğimin olmadığına emin olduktan sonra banyodan çıktım. "Kuzen de teşrif ettiler sonunda." dedi Ozan, gülerek. Bende karşılık olarak omzuna hafifçe vurdum ve güldüm. Halam, anneme sessizce "Damla'da gittikçe güzelleşiyor." dedi, ama ben duydum ve yanlarına giderek "Güzelliğimi ya annemden ya da halamdan almışımdır. Başka kimden alacağım?" dedim ve annem ile halam güldü. Evde eksiklik vardı. "Diğerleri nerede?" diye sordum. "Baban ile enişten fırına gittiler, Yağmur'da balkonda galiba." dedi annem. Bu kız niye hep yalnız duruyor? Gidip bir bakayım diye düşündüm. Balkona doğru bakan camdan ona doğru baktım. Sanırım biriyle mesajlaşıyordu. Cama vurdum, irkilerek arkasına döndü ve telefonunu cebine koydu. Kapıyı açıp içeriye girdi. "Niye telefonu sakladın?" diye sorduğumda "Sanane, her şeyimi sana mı söyleyeceğim?" diye çıkıştı. Anlam veremedim. Aslında kardeşim her zaman bana ters cevaplar veriridi, fakat bu seferki farklıydı, bir şey vardı...
Kahvaltı hazırdı, babam ile eniştemde gelmişlerdi. Güzelce kahvaltımızı yaptıktan sonra Yağmur lavaboya gitti. Lavaboya asla telefonuyla girmezdi. Telefonunu masanın üstüne bırakmıştı. Aldım, tam açacakken şifre koyduğunu farkettim. Asla şifre koymazdı. Gereksiz bulurdu. İşte şimdi gerçekten bir şey olduğunu anlamıştım. Elimde telefonla, karşımda Yağmur'u gördüm. "Şifrede koymasam..." dedi sinirlenerek. Telefonu elimden aldı.
Kafamı niye boş şeylere yoruyordum ki? Banane, ne yaparsa yapsın! Onu düşünmekle hata ettim, ama endişeleniyordum. Amaaan boooşveeer!
"Ozaaan! Nerdesiin?" diye seslendim, cevap yoktu. Arkamdam birisi karnıma doğru, parmağını deydirdi. Tikim olduğunu biliyordu. Çığlık atarak geriye doğru zıpladım ve ona çarptım. Kahkahalara boğuldu. Bu Ozan'dı. Hemen ona vurmaya başladım, o da dayak yememek için ellerimi tutmaya çalışıyordu. Biz öyle eğlenirken, arkamızdan biri boğazını temizleyerek varlığını belli etmeye çalışıyordu. Arkamı döndüğümde babamı gördüm. Sanırım bu durumumuzdan endişelenmişti. Bana sinirli sinirli baktığını gözlerinden anlayabiliyordum. Ozan, babamın yanlış anladığını anlamış olacak ki yanımdan gitti. Babamla baş başa kalmıştık. Korkuyordum... "Kızım, bu ne samimiyet böyle?! Siz artık çocuk değilsiniz! Böyle bu durumda... Tövbe ya Rabbim." dedi ve gitti. Allahım babam neler söylemişti böyle? Neler saçmalamıştı böyle? Bilmiyor muydu benim böyle bir şeyler yapmayacağımı? Annemin yanına gittim. Ona olanları anlatamadım. Böyle bir yanlış anlamayı anlatamazdım zaten. Ozan geldi ve "Hadi yenge, anne hazırlanın. Gezmeye gitmeyecek miydik? Yağmur'a da haber verin." dedi. Herkes giyinmeye gittiğinde, Ozan ile baş başa kaldık. Bana baktı "Baban ne dedi? Umarım yanlış anlamamıştır." dedi. "Bana dediki 'Bu ne samimiyet? Siz artık çocuk değilsiniz.' dedi" dedim. "Off bu kötü olmuş." dedi. "Aslında hepsi benim suçum, özür dilerim. Hangi baba kızını böyle görse aynı tepkiyi verirdi. Neyse ben sizi dışarıda bekliyorum." dedi ve gitti. Kendimi kötü hissetmeye başladım. Kuzenimle böyle bir duruma düşmek... Allahım düşüncesi bile iğrenç. Ozan ile biraz mesafeli davranmak zorundaydık. Herkes hazırlanmıştı. Yağmur'u bekliyorduk. Balkonda olduğunu düşünerek balkona gittim. Yine telefonuyla uğraşıyordu. Cama vurdum, içeriye geldi. "Gelmiyor musun sen?" dedim. "Hazır değilim." dedi. "Herkes hazırken sen nasıl hazır değilsin?! Burada senin keyfini mi bekleyeceğiz ha?! Çık artık şu sanal dünyadan artık, ne yapıyorsun şu telefonla?!" diye bağırdım. Hem babam tarafından uğradığım laflara hem de şu kızın saçmalıkları yüzünden kendime hakim olamamıştım. "Gelmiyorum ben defol git buradan!" diye bağırdı. Bende elime aldığım telefonunu yere fırlatarak diğerlerinin yanına gittim. Yağmur'un gelmeyeceğini söyledim ve hepimiz Ozan'ın yanına gittik. Artık bu olanların hepsini unutup güzel bir gezintiye çıkma vakti...

 RÜTBELİNİN ESİRİ (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin