1. Bölüm|Garip kasaba

135 12 10
                                    

Conathan Beckham

Vu! Bu gün yeni evime taşınıyorum dostum! Çok heyecanlı değil mi? Yeni bir kasaba, yeni bir sokak, yeni bir ev! Yepyeni bir sayfa! Sonunda maaşımı aldım ve yeni evim için 3 senedir biriktirdiğim paramın üstünü tamamladım. Valizimi de hazırladıktan sonra garip bir duygu baş gösterdi içimde. Sanırım yeni anladım gerçekten gittiğimi... Her ne kadar burdan gitmeye can atsamda yıllarım vardı bu evde. Ve özleyecektim... Her neyse vedalaştığımıza göre gitme vakti!

Hayatının yeni bir dolanbacına gireceği o sokağa geldi adam. Sokakta garip bir sessizlik vardı. Ve bu sessizlik Con'un içini kemiriyordu. Karanlık sokak, zayıf ışık gözüken nadir pencereler...
- Hadi ama dostum saat daha 20:32.
Evet saat erkendi ama hava artık kararmaya başlamış, sokak alacakaranlık bir görünüm almıştı. Yine uzunca bir sessizlik. Hemen şu lanet olası evi bulmazsa bu acaip sokakta aklını kaybedecekti. O yüzden hemen yürümeğe başladı. Yavaş adımlarla evini bulmaya çalışıyordu. Önce sağına sonra soluna baktı. Ama henüz etrafta bir ev gözükmüyordu. Bu sokakta her evin bir numarası ve kartı vardı. Ve şansa bak ki, onun ev numarası "13" idi. Ve bu 'aklı bir karış havada' adam ev numarasını daha şimdi merak edebilmişti.
- 13 mü?! Tanrım bu bir şaka olmalı!
- Şaka değil.
Arkadan duyduğu sesle korkup çığılık attı. Yavaşca arkasını döndü ve sersemce kollarını havada salladı.
- Hey, beyefendi sakin olun.
- Mr. Andrew?
Kendine geldi ve şapşal duruşunu düzeltti.
- Evet, evet benim. Ev sahibiniz. İmzalanması gereken belgeler vardı da. Tapu işleri vesaire. Ben yerleştiğinizi sanıyordum.
- E-evet ben evimi arıyordum.
- Gelmişsiniz zaten ne diye arıyorsunuz? - adam eliyle hemen sağdaki evi gösterdiğinde Con'un gözleri fal taşı gibi açıldı. Ama- ama daha iki dakika önce etrafta bir ev yoktu? Bu evde nerden çıktı?
- Ba-bakın Andrew. Ben yalnızken etrafta bir ev yoktu. Ve şimdi hemen sağımda bir ev ortaya çıktı. Bu durum biraz şey değil mi?... Garip.
- Bence fazla yoruldunuz Conathan. Bu ev yıllardır burada zaten. - adam eliyle conun kolunu sıvazladı.
- Olabilir. Buyurun içeri geçelim ve şu belgeleri halledelim.

Andrew'le kapının önüne geldiler. Cebinden zar zor çıkardığı anahtarları ile qapıyı açtı. Evde tüm eşyaların üstü örtülmüştü. Con bunun eşyaların tozlanmaması ve yıpranmaması için yapıldığını düşündü ve çok üstelemedi.
- İlk önce şunu söylemeliyim ki, Bay Con. Komşularınız çok iyi ve sıcakkanlı insanlar. Kısa sürede alışacağınızı düşünüyorum.
- Umarım Andrew. Umarım...

Con belgeleri imzaladıktan sonra Andrew'in de gitme vakti gelmişti. Ve evet... Con'un evde yalnız kaldığı ilk gece. Sıkılmıştı ve her ne kadar yorgun olsada uykusunun gelmemesi sinirlerini bozmuştu. Bu nedenle oyalanmak için bir şeyler aramaya başladı. Önce mutfağa gitti. Tahmin ettiği gibi dolaplar boştu. Ve genç adam gerçekten çok acıkmıştı. Peki, saat kaçtı? 23:26. Dışarı çıkmak için normal bir saat mi? Hayır. Bu Con'un umurunda mı? Hayır. O yüzden montunu aldı ve dışarı çıktı. Ardından yürümeğe başladı. Andrew'in söylediğine göre evin yakınlarında bir market vardı. Sence de bu saatte marketin açık olma ihtimali, uçan domuzların olma ihtimalinden daha az değil mi?
- Haklısın çokbilmiş iç ses. Bu saatte hangi market açık olabilir ki?
Yinede şansını deneyecekti. Biraz daha ilerledikte 'supermarket' yazılı tabelayı gördü. Adımlarını hızlandırdı ve markete ulaştı. Şansa bak market hâla açıktı.
- Şansım gerçekten rast getirdi. Bu gün açlıktan ölmeyeceksin Conathan!
İçeri girip ufak atıştırmalıklar, kahve ve biraz çay aldı. Ekmeği sabah almayı planlıyordu. Kasaya yaklaştığında Japon kasiyer şirin bir gülüşle karşıladı onu.
- Buyurun efendim, paranızın üstü.
- Çok teşekkürler. Hm... Bir şey sorabilir miyim?
- Elbette.
- Her zaman bu kadar geç saatlerde mi çalışırsınız?
- Bizim esas müşterilerimiz geceleri geliyor beyefendi. - dedi ve gözlerini kısıp Con'a baktı bir süre. Ardından küçük çaplı kahkaha attı.
- Sakin olun bayım. Sadece şakaydı.
- Hahaha..
- Umarım sizi kızdırmamışımdır. Kızdırdıysam kusuruma bakmayın.
- Yok canım.

Dedi ve poşetleri alıp dışarı çıktı. Evine doğru adımladı. Kapının önüne geldiğinde anahtarlarını aramaya başladı. Ama anahtarlar cebinde yoktu. Diğer ceplerini de aradı ama sonuç; anahtalar yoktu. Birden yabancı bir sesle olduğu yere çivilendi.
- Bunları mı arıyorsun?
...

Merhaba! İşte ilk bölümümüz. Umarım sizi memnun bırakabilirim. Bölümleri sıklıkla atacağım.

Bence bu yolculukta çok eğleneceğiz ;)

Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen.

Conathan'ın evi medyada👆

MelodyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin