06

2.8K 185 59
                                    


Bu bölümü de sana armağan ediyorum Linzyminji (づ ̄ ³ ̄)づ
Haydi bakam... Eller şimdiden oy vermeye ve yorum yazmaya gitsin....

"Cidden... Unnie biraz mola versek?~ Biraz daha dans edersem bacaklarım kopacak da."

"Pekala kızlar. Bugünlük bu kadar olsun bakalım. Zaten bugün bir garipsiniz hepiniz de. O zaman yarın görüşürüz. İyi dinlenin. Bir daha sizi bu suratla görmek istemiyorum."

"Anlaşıldı unnie. Yarın görüşürüz."

Haneul unnie kapıyı açıp çıktığı an hepimiz kendimizi bir köşeye attık. Tanrım... Teşekkürler Eunha. Sen de olmasan zavallı bacaklarım cidden kopacaktı.

Hepimizin suratı asık bugün. Nedeni ise ben. Dün Hoseok oppa saatin çok geç olduğunu ve bu saatte tek başıma gitmemin doğru olmadığını söyledi. Sağolsun beni yurdun kapısına kadar hiç kimseye görünmeden bıraktı. Yurda girince de kızlar bacağımı ve yüzümün o halini görüp beni bir güzel sorguya çektiler. Ben de onlara ufak bir yalan söylemek zorunda kaldım tabii. Yalanım ise;partide sıkıldım ve yurda dönmeye karar verdim. Onları bulamadığım içinde haber veremedim. Yolda gelirken de bir köpeğin havlamasından dolayı korktum ve yere düştüm. Canım yandığı ve korktuğum için ağlamaya başladım. Hoseok oppa ise beni yolda gördü ve yurda kadar bıraktı.

Biliyorum çok yaratıcıyım. Bu şekilde düşünürken pratik odasının kapısı açıldı ve içeriye Bts üyeleri girmeye başladı. Neyseki Hoseok oppa'ya mesaj atmıştım. Yani yalanımdan haberi var. Nedense onu kendime yakın hissediyorum. Bir arkadaş,sırdaş gibi...

"Selam. Umarım rahatsız etmemişizdir. Şirkette canımız sıkıldı da. Biz de sizin yanınıza gelip vakit geçirmek istedik. "

Namjoon oppa konuşunca Sinb hemen cevap verdi.

"Yok hayır. Rahatsız etmediniz tabii ki de. Biz sıkılmıştık zaten. "

Hepimiz yere oturup daire şeklini aldık. Herkes birbiriyle sohbet etmeye başladı bile. Fakat beni bilirsiniz. Gözlerim ve kulaklarım onun olduğu yerde her şeye ve herkese kapalı oluyor.

"O zaman DC oynamaya ne dersiniz?"

Jungkook'un sorusuna herkesden onaylama sesleri geldi. Jungkook şişeyi alıp çevirmeye başladı. Taehyung'un karşımda olması hem iyi hem kötü oldu bence...

~~~~~~~

Oyun hızla devam ederken Jimin oppa şişeyi çevirdi ve şişe Taehyung'da durdu. Jimin oppa Taehyung'a soruyordu.

"Söyle bakalım dostum D mi C mi? Seninle şu sıralar pek dertleşemediğimiz için sırlarının bazılarını bilmiyorum."

"D olsun."

"Pekala. Söyle bakalım kalbinde biri var mı şuan?"

Jimin oppa'nın sorduğu soru üzerine gözlerim hemen Taehyung'a kaydı. O da hissetmiş olmalı ki bana dikti gözlerini. 'Evet' derse napardım? Canım yanar mıydı? Kendimi alıştırmıştım onun birini sevme olasılığına. Fakat bunun gerçek olması ve onun ağzından bizzat duymak... Tanrım tabii ki canım yanacak. Hem de çok.... Taehyung gözlerini benden ayırmadan cevapladı soruyu.

"Var. Hem de kendimden çok sevdiğim,her an özlediğim,deliler gibi kıskandığım,saçının teline zarar gelse delirdiğim,ağlayınca onu ağlatan kişiyi gebetrtmek istediğim,gülünce de saatlerce izleyebileceğim biri var."

Bu cevap üzerine ne ben ne de diğerleri sesini çıkartmadı. Vardı işte sevdiği biri. Ve bu ben değildim. Çok sevmiş belli ki. Benden çok.... Ahh!! Gözlerim dolmaya başlamıştı bile. Taehyung şişeyi eline aldı ve çevirdi. Şişe tam bende durdu. Yani bana soracak.

"D mi C mi Yerin?"

"D."

"Söyle bakalım en büyük yalanı kime söyledin? İsmi ile söyleyeceksin. Tanısak da tanımasak da."

Ne yapacaktım? Nasıl söylerdim 'en büyük yalanı sana söyledim' diye? Nedenini sormadı iyi ki. Eğer sonradan bana gelipte 'bana ne tür bir yalan söyledin' der ise bir şeyler bulabilirdim. Ben de onun bana yaptığı gibi gözlerimi ona diktim ve öyle cevap verdim.

"En büyük yalanı sana söyledim Kim Taehyung."

İlk önce şaşkınlığı gördüm yüzünde. Bunu beklemediği kesindi. Sonra kaşları çatıldı ve nedenini sorgulamaya başladı.

"Ben... Müsaadenizle bir lavaboya kadar gideceğim."

Hızlı adımlarla lavaboya doğru ilerledim. Kapıyı kapattım ve aynaya bakmaya başladım. Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatmaya başlamıştı bile. Gözyaşlarımı sildim ve lavabodan çıktım. Kapının önünde bekleyen Hoseok oppa görmeyi planlamıyordum.

"Hoseok oppa? Neden burdasın?"

Hoseok oppa saçlarımı karıştırdı ve gülümsemeye başladı. Cidden çok samimi biriydi. Benden büyük olmasaydı yada onu bir arkadaş gibi görmeseydim Taehyung da olmasaydı kesinlikle ideal bir sevgili olabilirdi.

"Oyunun başından beri seni izliyorum. Gergindin. Son iki soru da ise gözlerin doldu. Ve sonrasında hemen kalkıp gittin. Bak... Sorunun neyse bana anlatabilirsin. Bir dost gibi."

"Teşekkürler Hoseok oppa. İyi ki varsın."

Hoseok oppa'ya doğru ilerledim ve sarıldım. Hoseok oppa da boyunu benim hizama getirip sarılışıma karşılık verdi. Cidden iyi ki vardı.

"Boynum ağrıdı ufaklık. Bu kadar kısa olmak zorunda mısın?"

Hoseok oppa'nın gülerek söylediği söz üzerine ben de güldüm.

"Hoseok oppa,aslında biraz yanlız kalsam iyi olur."

"Pekala,gidiyorum. "

Hoseok oppa'nın arkasından bakarken kendi arkamdan gelen bir ses duydum.

"Bu kadar hoşlanıyorsan senin için konuşabilirim."

Arkamı döndüğümde karşımda bir adet Taehyung beklemiyordum.

"Neyden bahsediyorsun sen?"

Taehyung bana doğru yaklaştı ve tam karşımda durdu. Bilerek mi tam karşımda duruyor bu?

"Hoseok hyung'dan bahsediyorum. Onun yanında mutlu görünüyorsun. Hoşlanıyorsan konuşabilirim. Fakat Hoseok hyung yarı yolda bırakıp gidenlerden hoşlanmaz. Ne yapsak ki?"

"Saçmalama Taehyung. Hoseok oppa'ya karşı bir şey hissetmiyorum. Biz sadece arkadaşız."

"NE DİYE SÜREKLİ BİRLİKTESİNİZ O ZAMAN? NEDEN SÜREKLİ YANYANASINIZ? NEDEN ONA İÇTEN SARILIYORSUN?HAA!?"

Bana mı bağırdı o? Ayrıca beni kısknadı mı o? Ayrıca ona neydi ki?

"Sanane? Ha? Sanane? Benim kiminle ne yaptığım seni neden bu kadar ilgilendiriyor Taehyung? Gidip kalbindeki ile ilgilensene!!!"

Kafasını bana doğru yaklaştırdı(medya) ve gözlerimin içine bakarak hiç beklemediğim şeyi söyledi.

"İzin vermiyorsun ki ilgileneyim."

Yeeeeeeeehhhhh~~~~ işte size bölümmmmmm...... Taehyung sonunda kendine gelmeye başladın çocuğum aferin👏👏👏👏

WE DON'T TALK ANYMORE ~KTH-JYN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin