bu hikaye friends with benefits filminden esinlenerek yazılmıştır.
Los Angeles, Haziran, Perşembe, 14.58:
Liam Payne, uzun saatlerdir üzerinde çalıştığı gezi yazısını, sınırlı bir bütçe dahilinde üç günlüğüne Roma'ya gitmişti, aman ne ilginç, nihayet bitirdiğinde, sandalyesinde arkasına yaslandı ve esnedi. "Birkaç saniye için" bilgisayar ekranına bakmaktan yorulmuş gözlerini kapattığında, sandalyesi başında uyuyakalmak ve bilinçaltının saçmalıklarına dalmak üzere olduğunu gelen mesaj sesi yüzünden irkilince fark etti. Gözlerini ovuşturarak tekrar sandalyesinde dikeldiğinde, Word sayfasını alta aldı ve gelen mail'i esnerken açtı.
American Elegance
Kahrolası derginin, kahrolası adını okuduğu o anda devam etmeye gerek duymadan sayfayı büyük bir hınçla küçük çarpı işaretine tıklayarak kapattı.
Başını elleri arasına aldığında, ağzından istem dışı ağladığı izlenimi oluşturan sesle dökülmeye başladı, kafasını bu kez ahşap çalışma masasına yasladı. Beyninin içindeki karmaşa onu öldürüyordu. Evet, evet bu kesinlikle mükemmel bir teklifti. Aklı başında olan herhangi birinin reddedemeyeceği dende hem de!
American Elegance'da yazarlık yapmak, elde edilmeyecek bir fırsattı. Kariyerinde bir anda kendisini zirvede bulması demekti. Butik oteller, küçük restoranlar hakkında yazmak, sınırlı bir bütçe dahilinde oraya buraya ekonomi sınıfında yanında yaşlı, salyaları akarak uyuyan kadınlar ile yollanmak yerine sınırsız bir bütçe ile dünyanın en lüks, en kaliteli tatil mekanlarına özel bir uçakla, yanında bir de fotoğrafçı ile gitmek, gezmek, üstüne üstlük bir de şimdiki iki aylık maaşının 2 katını bir yazıda alacak olmak... Ve ah, elbette bir de New York mükemmeldi. Liam'ın rüyaları bile bunlardan düşük bütçeli olduğundan, rüyalarında dahi elde edemeyeceği şeyleri bunlar...
Ama gidemezdi, teklifi kabul edemezdi işte!
Biricik nişanlısı Cherly, bebeklerini doğurmak üzereyken, bir aile kurmak üzerelerken Angeles'tan çekip de bir iş uğruna gidemezdi. Gerçi, American Elegance'da, dünyanın en çok satan dergilerinden birinde çalışmaya "bir iş uğruna" da denemezdi ya... Bunu kurulmak üzere olan ailesine yapamazdı.
Liam, yıllardır bir aile kurmayı bekliyordu ve "para babası" olmak istemiyordu, ailesine sağlayacağı tek şeyin para olmasını, onlardan ilgisini ve sevgisini eksik etmeyi istemiyordu. Oğluna gerçekten babalık yapmak istiyordu. Cherly'nin elini tutmak istiyordu. Liam gerçekten büyük bir tutkuyla baba olmak istiyordu, ailesi olsun istiyordu. Küçük de olsa bir evleri olmasını, oğlunu bahçedeki ağacın dalına kurdukları salıncakta sallamayı, sonra da onu kucağına alıp eve getirmeyi, onu kolları arasına uyutmayı arzuluyordu.
Sıkıntıyla iç çekti, kafasını masadan ayırıp tekrar oturur pozisyona geçti, ellerini boynunun arkadasında birleştirip öylece masasının üzerindeki çerçevede duran Cherly'nin fotoğrafına bakmaya başladı. Delirmek üzere gibiydi. Tam o esnada çalmaya başlayan telefonu ile yeniden irkildiğinde, derin bir uykuya ihtiyacı olduğuna karar vermişti. Bu kadar çok dalıp gitmesi, iyiye işaret olmasa gerekti ne de olsa.
Hızla parmağını kaydırıp, aramayı onaylarken telefonu kulağına yaklaştırdı, bıkkın bir sesle gözleri fotoğrafta Cherly'nin yeni yeni çıkmaya başlamış olan karnında dolaşırken yanıtladı, "Liam Payne, benim, çünkü lanet olası bir sekreterim ya da asistanım yok, ne halt istemiştiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
no strings attached » ziam
Fanfictionnew york'ta bir dergide fotoğrafçılık yapan zayn malik düğün arifesinde nişanlısının kendisini aldattığını öğrenir ve terk edilir. los angeleslı gezi yazarı liam payne ise aylardır kucağına almayı beklediği bebeğin kendisinin olmadığını öğrenince ke...