13

2.1K 137 168
                                    

Şu an Bts'in pratik odasındayız ve ben sinirden ölmek üzereyim.

Öncelikle şunu söyleyeyim;bir kaç hafta burada pratik yapacağız. Çünkü bizim pratik odamız ve diğer pratik odalarında tadilat var.

Neden mi sinirliyim? Yapmayın ama. Sizin de sevgiliniz karşınızda başka bir kız ile gülüşse sizde böyle hissedersiniz. Her ne kadar yalan da olsa Taehyung'un ona gülümsemesini,onun yanında olmasını istemiyordum. Şirketi için katlanıyordu o da. Buluştuğumuz da anlatmıştı.

"Yine nereye daldın sen? Kaç kere seslendim duymuyorsun."

"Ahh... Duymamışım. Üzgünüm."

Hoseok oppa da benim gibi yanıma oturdu ve bir kolunu omzuma attı. Ben ise onun bu hareketlerine alışkın olduğum için pek sıkıntı yapmadım. O da ben de biliyorduk onu bir abi gibi gördüğümü.

"Sorun ne bakalım? Eğer boyunu düşü--"

"Kes şunu! Sana boyum yeterince uzun dedim. En azından şundan uzunum."

Gözlerimle İrene cadısını gösterdim. O da dönüp bir kere İrene cadısına baktı ve gülerek bana döndü.

"Neden sevmiyorsun şu kızı?"

"Neden sevecekmişim?"

"Güzel,akıllı,yetenekli... Bence dört dörtlük kız."

"Yah!!! Sen benimle dalga mı geçiyorsun?! Tamam güzel olabilir. Ama akıllı mı bilemem."

"Senden akıllı olduğu kesin."

"Yahh!!! Gülüp durmasana. Küstüm işte seninle. Git İrene ile arkadaş ol o zaman. Hem o benden akıllı."

"Ben deli seviyorum belki."

Hoseok oppa saçlarımı karıştırarak söyledi bunu. İkimizde kahkahalarla gülmeye başladık. Taehyung'un sinirli bakışlarından habersiz.....

~~~~~~~~

Sıkıntıdan ölmek üzereyim. Pratik bittiğinden beri yurtta oturuyoruz. Yuju,jimin sunbae ile mesajlaşıyor. Size söylemeyi unuttum tabii. Onca olanlardan sonra akıl mı kaldı. Yuju bir süredir Jimin oppa'dan hoşlanıyor. Bizim gözlemlerimize göre de Jimin oppa'da Yuju'ya karşı boş değil.

Sowon unnie mutfakta yemek yapıyor. Umji odadında annesi ile konuşuyor. Eunha uyuyor. Sinb ise şu an yan koltukta oturmuş televizyon izliyor. Biraz da morali bozuk gibi. En iyisi gidip onunla uğraşmak. Hem onun da morali düzelir belki. Yerimden kalkıp Sinb'nin yanına gittim ve ona dönerek oturdum.

"Napıyorsun?"

"Napıyor gibi duruyorum unnie. Televizyon izliyorum farkettiysen."

Bu neydi şimdi? Ahh!! Aptal kafam. Kızın morali bozuk. Tabii ki sinirli olacak.

"Bir şeyler yapmak ister misin? Ne biliyim,dans falan edelim mi? Ya da oyun falan oynayabiliriz. Ya da istersen biraz soh---"

"Ya da gider erkeklerle sohbet ederiz. Sen bu işlerden iyi anlarsın unnie. Anlatsana biraz."

"N-Ne diyorsun sen? Açık konuşur musun?"

"Bunun açığı beni aşar unnie. Kısacası beni rahat bırak anladın mı?"

Sinb yanımdan kalktı ve mutfağa ilerlemeye başladı. Arkasından mutfağa girene kadar baktım. Daha sonra önüme döndüm ve üzerimdeki şoku atlatmaya çalıştım.

Bana ilk kez bir imada bulundu. Kötü anlamda olan ve şaka olmayan bir ima. Önceden de hep imalarda bulunurdu fakat sonradan kahkaha atmaya başlardı. Şimdi ki ise gerçekti. Bunu sinirli olduğu için söyledi. En azından kendimi bu şekilde avutabilirim. Anlamadığım şey ise ben ona ne yapmış olabilirim ki?

Arkadaşlar cidden yorumlarınız için teşekkür ederim... Kitabımın bu kadar çok sevileceğini düşünmemiştim. Fakat hikâyeyi tadında bırakmak istiyorum. O yüzden ısrar üzerine 15 değil 25 de bitirmeyi düşünüyorum. Ayrıca elimde bulunan iki tane daha kitap var.... Bu kitap bittikten sonra paylaşıcam. Onları da sever katılırsınız değil mi????

WE DON'T TALK ANYMORE ~KTH-JYN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin