Merhaba arkadaşlar. Ben yeni bir hikâyeye başladım. Umarım beğenirsiniz. Öptüm sjsksjsnsn ❤
Multide: ARAS ❤
...
Kim sabah sabah bu saatte tadilat yapardı ki? Tabii ya yeni taşınan komşular. Ama bu kadar da olmaz ki. İnsaf yani. Yastığımın altından telefonumu çıkarıp saate baktım. 08:04.. Ama yaa. Bugün Pazar ya Pazar.!! Yatağımdan hırsla kalkıp yönümü lavoboya çeviriyorum.Aynaya baktığımda karışmış saçlarla bana bakan bir çift mavi gözle karşılaşıyorum. Allahım yaa! Keşke daha erken başlasalarmış tadilata, geç bile kalmışlar (!).. Söylenerek odama gittiğimde hayvanca yatağıma doğru atıyorum kendimi. Hayır yani ne gereği var dimi uyanmanın. Yatağa yüz üstü yattığımdan dolayı neredeyse kendimi boğma derecesine getirene kadar nefessiz bırakıyorum. Sonra da yana kaykılıp nefes alıyorum. Telefonuma bakınca mesajım olduğunu görüyorum. Eski sevgilim "Beni bırakma Deren..." diye mesaj atmış salak! Mesajına cevap vermeyip numarasını engelleyip yataktan kalkıyorum. 22 yaşıma geldim ve 4 yıldır ailemin isteği üzerine hukuk okuyorum. Ama yatay geçişle benim asıl isteğim olan mimarlık bölümüne geçmek istediğimi söyleyemiyorum. Hem söylesem ne olurdu ki?
Aaaaa bir dakika bir dakika. Ben stajı bile tamamlayamadım. İstersem İstanbuldaki o üniversiteye başvurabilirim. Belki şans yüzüme güler de mülakata çağırılırım. Hemen kalkıp yüzümü yıkıyorum ve annemle babamla konuşmaya gidiyorum. Annemle babamı kahvaltı hazırlarken buluyorum. Annem son biberi de kızartıp masaya oturuyor." Anne baba." diye söze başlıyorum.
"Evet kızım."
diyorlar."Anne baba bakın ben bu zamana kadar hep sizin istediğiniz gibi yaşadım. Sizin istediğiniz bölümü kendim istemediğim halde okudum. Gerçi daha doğrusu okuyamadım. Stajı bile tamamlayamadım."
Bir nefes alıp devam ediyorum.
"Ben mimarlık okumak için İstanbul'a gideceğim."
diyorum. Annemle babam bana şok içinde bakarlarken devam ediyorum.
"Mimarlık okumak için İstanbul'a gideceğim." Ağzını ilk açan annem oluyor. "Ama kızı-" "Hayır anne. Bu sefer kararlıyım" diyorum. Eee sonuçta karşılarında herbirşeye heveslenen ama yapamayan bir
DEREN SAYER vardı. Annem önce sustu. Sonra gürledi.
"Deren kızım sen delirtmeye mi çalışıyorsun bizi.! İstanbul'a falan gitmiyorsun. İzmir'de kalıyorsun.!!!" dedi.O ana kadar sesini çıkarmayan babam Mert "Kızım neden İstanbul'a gitmek istiyorsun?" diye akıllıca bir soru soruyor. "Çünkü baba,hukuk mezunu bile olamadım. Biliyorsunuz benim çizimlerim güzeldir. Birkaç ödülde kazandım." diyorum ödüllerimin bulunduğu küçük dolabı göstererek.
"Ben şansımı mimarlıkta denemek istiyorum. Aramızdan su sızmayan ve tek yaşayan arkadaşımda yani sizde tanıyorsunuz ki Aysimayla kalmayı düşünüyorum. Hatta Aysimayla konuştum bile." Annemle babam yüzüme bön bön bakıp ne demek istediğimi anlamaya çalışıyorlar. "Yani.." diye düzeltiyorum cümlemi.
"Yani eğer İstanbul'a gidersem onda kalacağım. Hiç sorun olmadığını söyledi." diyorum. Annem (Adı Yeşim)
"Biz babanla bir konuşalım Deren." diyorlar ve beni mutfakta tek başıma bırakıp kendi yatak odalarında konuşmaya geçiyorlar. 5-10 dakika bekliyorum. Baktım gelecekleri yok telefonumu çıkarıp Aysima'ya mesaj yazıyorum. "Aysima annemle babamla konuştum. Onlar da şimdi odaya gittiler kendi aralarında konuşmak için.. Bakalım ne olacak..??" diye yazıp gönderiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay
Teen Fictionİzmir'den İstanbul'a okumaya gelen bir kız.. Ailenin haşarı, asi ama bir o kadar da sevimli kızı Deren.. Dolunay Holding'in veliahttı ve sahibi Aras... KISACA AREN.. " Bu aşk kıskandıracak cinstendi... "