Bugün dağların denize paralel uzandığı bir noktadasınız . Farz edin ki meridyenler ve paraleler kendi dünyanızdan geçerken bölmüş yalnızlığınızı . Kabul edin ! Bizler kalabalık görünümlü yalnızlıklarız... Boşver , sahte karakterlerle tiyatro hayatlarını yaşasınlar. Yeter ki sen bu oyunda başrol olma . Unutma bu hayat senin kimseyi memnun etmek zorunda değilsin !
Yaşamayı öğren önce . Korkusuzca , birazda deli bir kafayla . Bak etrafına "ne derler ?" diye düşünürken kimsesiz kalmışsın. Sessiz sessiz yaşa acılarını . Asıl sesin sessizliğin olsun . Kimse duymaz belki ama içinde yankılanır. İnanın bazılarının giydiği kıyafet bile karakterinden daha kaliteli .
Yalnızlar treninin bir yolcusu da Zeynep . Hikayesi insan ömrüne farklı bir pencere açabilecek vaziyette . Bir enkazdan umut inşa etmiş kızdan bahsediyorum . Bir rivayete göre annesi ile babası aşk evliliği yapar. Evliliklerinin üzerinden uzun bir süre geçmeden bir evlatlarının olacağı haberini alırlar . Annesi ilk evladına " Değerli " anlamına gelen " Zeynep " ismini verir. Ama Zeynep'in hayatı adı gibi değerli olamamış ne yazık ki ... Unutmayın herkesin farklı bir nedeni var yaşamak için . Kimisi de nedensiz yaşıyor işte . Yada mecburen var olmak diyelim .
Zeynep'in doğumuna yakın evde geçim sıkıntıları başlamış ve ardından kaçınılmaz kavga sesleri yükselir olmuştu. Babası kumar oynuyor , at yarışlarında ön saflarda yer alıyor bu yüzden gırtlağına kadar borçlanıyordu .
Zaman geçiyor ve doğum sancıları her geçen gün artıyor , Zeynep'in dünyaya gelmek için günleri azalıyordu. Bir akşam Zeynep'in babası eve geldiğinde anneyi evde bulamadı . Telaşlanarak sokağa attı kendini . Yoldan geçen bir iki kişi köşe başında ki köhne binaya girerken gördüklerini söylüyorlardı. Adam hızlı adımlarla binaya doğru ilerliyordu. İçeri girdiğinde kimseyi fark edememişti . Üst kattan sesler geldiğini duyar oldu . Eskimiş merdivenlere yöneldi , yavaş yavaş yukarıya çıktı . Önce karısı ilişti gözüne daha sonra da kapı arkasına silahlı şekilde saklanmış birisini fark etti. Kocasını karşısında gören kadın telaşlandı ve birden sancılandı . Silahlı kişi bunu fırsat bilerek ani bir hareketle kaçmaya çalıştı. Adam onca yaşanmışlığı düşünerek kıyamadı yine sevdiğine . Salonun kırık penceresinden insanlara yardım etmeleri için bağırıyordu . Nihayetinde hastaneye yetiştirdi . Doğumda çok kan kaybeden kadının bedeni dayanamıyordu. Sadece Zeynep'i bıraktı geride ebediyete yürüyerek . Babası Zeynep'i de alarak ayrıldı hastaneden . Minicik kızını arabaya yerleştirdi . Karısından kalan gözlerinde ki son görüntü çıkmıyordu aklından. Aldatılmış olduğunu düşünüyordu . Eve yaklaşırken kalbinin sıkıştığını fark etti . Gözleri kararıyordu , terliyordu . Arkada yatan kızına ilişti bir anda gözleri . Direksiyon hakimiyetini kaybederek o da annesi gibi Zeynep'i hayatta tek başına bırakmıştı artık ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızlığın Gölgesinde Bir Aşk
RomanceAnnesi ve babası vefat eden bir kızın hayat hikayesi anlatılır. Yurt şartlarında çektiği sıkıntılara ve sarf ettiği çabalara değinilmiştir. On sekiz yaşına geldiğinde yurttan çıkarılmasıyla dahada zorlaşır hayat onun için. Gücünün tükendiği yerde on...