İyi okumalar...
"Defne' nin Ağzından"
Birinin koluma delmek istercesine parmağını bastırmasıyla gözlerimi açmaya çalıştım. Ellerimle gözlerimi ovuşturarak yavaşta açtım. Yine mi Tutku ya? Senin benim uykumla olan sorunun ne?
Yatakta yavaşça dikleşerek sırtımı yatak başlığına yasladım ve "Bi şey mi oldu Tutku' cum?" diye sordum iğneleyici bi tavırla. Buna karşı şirince gülümseyerek "Hazan' la Ceren geldi, seni bekliyoruz. Üstüne bi şeyler giy gel aşağı." dedi ve âdeta kaçarak odamdan çıktı. Derin bi nefes alarak yataktan kalktım ve dolabımın önüne geçtim. Dolabımdan siyah bi eşofman ve kalçamın biraz altına gelen gri bi kapüşonlu çıkardım. Üzerime geçirdikten sonra da saçlarımı bol bi atkuyruğu yapıp telefonumu da elime alarak odamdan çıktım.
Salona indiğimde Tutku, Hazan ve Ceren gülerek konuşuyodu. Ahsen ve Beril nerdeydi? Kendimi Tutku' nun yanına atarak kızlara "Hoş geldiniz." dedim. İkisi de gülerek "Hoş bulduk." deyince hafifçe güldüm. Ardından Tutku' ya dönerek "Beril' le Ahsen nerde?" diye sordum. Bunu sormamla üçü beraber gülmeye başlayınca kaşlarımı çatarak onlara baktım. İçki filan mı içmişti bunlar? Sonunda gülmeleri durduğunda Tutku bana bakarak "Ay kusura bakma, Beril deyince bi gülme geldi." dedi. "Ne oldu ki?" diye sordum merakla. Tutku gülerek "Beril, Armağan' ın ailesiyle tanışmaya gitti ama haberi yoktu. Onun yüz ifadesini tahmin edince bi gülme geliyor bize." diye açıkladı. Bende gülerek "Umarım kendini rezil edicek bi şey yapmamıştır. Heyecanlanınca eli ayağına dolaşıyo ya." dedim.
Üçü de gülerek beni onayladığında "Eee, Ahsen nerde?" diye sordum. Tutku' nun gülmesi suratında donup kalırken oturduğum yerde hafifçe dikleştim. "Sana biraz kızgındı aslında, yani şu dün gece gelmediğin ve bize haber vermediğin için sanırım. Yaklaşık yarım saat önce çıktı evden, 'geç gelirim beklemeyin beni.' dedi. Öyle işte, nerde bilmiyoruz." diye açıkladı.
Başımı onaylar anlamda sallayıp sıkıntılı bi nefes verdim. Bi süre sessizce oturduktan sonra Hazan' ın "Ya kızlar bozmayın moralinizi. Kafasını dağıtmak istemiştir biraz. İllâki gelicek. Gerekirse gelene kadar bekleriz onu." dedi. Biz gülümseyerek ona baktıktan sonra ayağa kalkarak "Kahve yapıcam kendime. İsteyen var mı?" diye sordum. Üçü de ellerini kaldırınca hafifçe gülerek mutfağa gittim.
Dolaptan dört tane büyük kupa aldıktan sonra kilerden kahve ve şekeri çıkardım. Ardından unuttuğum şeyle içeriye doğru "Hazan, Ceren! Kahvelerinizi nasıl içiyosunuz?" diye seslendim. Mutfağın girişinde bi hareketlenme hissedince başımı o tarafa çevirince içeri giren Hazan' ı gördüm. Bana gülümseyerek baktı ve "Ceren şekerli ben sade içiyorum canım." dedi. Başımı onaylar anlamda sallayıp suyu kaynaması için ketıla koyup sandalyelerden birine oturdum.
Hazal' da yanıma oturunca ona döndüm ve gülümseyerek "Rüzgâr' la nasıl gidiyo?" diye sordum. Yanakları anında kızarmaya başlamışken onun bu hâline güldüm. Fazla utangaç bi kızdı. "Vakit buldukça beraberiz işte. Mutluyuz ve bu mutluluğumuz sürekli devam eder umarım." dedi. Başımla onu onayladıktan bi süre sonra kulağıma çekingen sesi doldu. "Şey... Tutku' nun dediğine göre Kaan bulmuş ve o getirmiş seni. Hmm... Şey... Yani... Kavga filan etiniz mi gelirken?" Yutkunarak bakışlarımı ondan kaçırdığım da parmak uçlarıma kadar kızardığımı hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmir Kızı
Teen FictionSonunda bizi de bulmuştu mutluluk. Kucağımdaki minik prensese bakıp hafifçe gülümsedim. Bazen annesi gibi hırçın bazense çok uysaldı. Bakışlarını annesine doğru döndürüp "Anne babam seni seviyor mu?" diye sormasıyla Defne bakışlarını bana döndürdü...