Genç kız yavaşca yattığı yerden doğruldu. Bu kutu kadar yerde ne kadar zamandir kaldigini bilmiyordu. Belki haftalar belki de aylar gecisti.. Melanie gözlerini ovuşturduktan sonra duvardan destek alarak zorlukla kalkti. Her yeri tutulmuştu.
"O-orada mısın ?" dedi ürkekçe ve ardından öksürdü genc kız. Boğazı kurumuştu.
Gözleri kücük tezgahtaki tepside gezdi. "Ne olur, çıkar beni buradan!" diye inledi tiz sesiyle.
Nicolas saatlerdir onu izliyordu. Sonunda yerinden kalkabildi diye düşündü. Genç kız küçük musluğu azğını yaklaştırıp oradan su içti. O kadar susamıştı ki soluksuz kalacak kadar buna devam etti.
Nicolas arkasina yaslandı. Gözlerinin melanie'nin kalcasında dolasmasina izin verdiği sırada genç kız ıslattığı ellerini boynuna ve yüzüne sürmeye başladı. Pislenmiş tisortü de ıslanmıştı.
"Orada misin? "
Nicolasın kaşları catılmıştı.
"Bunu bana neden yapiyorsun?" Duvara yaslandı genç kız. Islanan saçlarını geri itti. "Bana ne yapacaksın?"
"Yalvarırım... bırak gideyim."
Nicolasın yüz hatları gerildi. Onu asla bırakmayacaktı. Derin bir nefes aldı. Bunu birkez daha tekrar ederse bir daha ona acımayacağı adına kendine söz vermişti. Genç kız yavaşca yere sindi ve dolan gözlerini eliyle sildikten sonra kafasını dizlerinin üzerine koydu. Bu adam ondan ne istiyordu. Bu kücük yerde yapayalniz savunmasız olmak melanieyi ölesiye korkutuyordu.
Nicolas ona dokunmamak icin kendini fazlasıyla tutmuştu. Bunu neden yaptığını bilmiyordu. İşte, buradaydı! Ona bu kadar yakınken neden dokunmuyordu ki.
Gözlerini kapatıp saniyeler içinde düşündü. Melanie artık neden burada olduğunu sormamalıydı. Evet, bunu sağlayacaktı Nicolas.
Merdiven altındaki dolaba doğru yürüdü hızlı adımlarla. Oradan aşağıya inerken tek düşünebildiği onu izlerken nasıl sertleştiğiydi.
Genç kız kapının açılmasıyla yerinden kalktı. Yüzünde yine maske vardı adamın. Sıklaşan nefesiyle birlikte ona yaklaşan kar maskeli adamı korkuyla izledi. Kalın kaşları simsiyah gözlerine ürkütücü bir hava katiyordu. O bir katil miydi bilmiyordu genç kız. Ama o bir sapıktı belli ki. Gözlerini korkuluyla kapattı. Küçükken babasının öğrettiği bir seydi bu. Görmedeği seylerden korkmayacağını hatırlattı kendine. Gözlerini acmazsa korkmazdı değil mi? Babası ona hiç yalan söylememişti.
Nicolas adımlarını durdurup onuz izledi. Gözlerini o kadar sıkı yummuştu ki genç kız.. buna şaşırdı.
"Oyun mu istiyorsun?"
Genç kız duydugu sesle irkildi. Dudağını dislerinin arasına alıp ısırdı. Nicolas işaret parmağını yavaşca genç kızın yanağından çenesine dogru sürttü. Kısa bir süre aralanan dudakları yerini titremeye bırakmıştı.
"Korkuyorsun." dedi Nicolas.
Genç kızın saçını kavrayıp sertce çekti. Genc kız acıyla inlemesine rağmen gözlerini bir an olsun bile açmadı.
"Korkmalısın!"
Parmağını genç kızın aralanan ağzına soktu. Diline sürtüp çıkardığı parmağını yanağına ve çenesine değidirdi genc kızın.
"O halde biraz oynayalım. " kızı yere sindirip duvarda sıkıştırdı. "Hadi ama Mel! Gözlerini açmayacak mısın?"
Kafasını zorlukca cevirdiginde Nicolas onu birkez daha kendine döndürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK+18
Literatura FaktuTutsak edilen bir genç kızın hikayesi. * * * Psikopat bir adam. Sadist, aynı zamanda mazoşişt. Gece koyusu gözlerini Melanie'ye olan bağlılığı kaplamıştı. Her anını izliyordu. Sonunda kolladığı zaman gelip çatmıstı ve Melanie artık onun tutsa...