Konserin verildigi sinemanin kapisinda tanistilar.. El sikistilar.. O guzel ele dokundugu ani da hic unutmadi delikanli.. Kaptan, salona girdiklerinde, ustaca bir manevra daha yapti. Delikanli ile dunyalar sirini kiz yan yana dustuler. Inanamiyordu delikanli.. Onunla nihayet yan yana oturduguna, onun sicakligini hissettigine, onun nefesini duyduguna inanamiyordu.. Biraz once tanisirken tuttugu el, bir karis otesinde oylesine duruyor, delikanli, sahnede dunyanin en romantik sarkisi soylenirken -o an dunyanin butun sarkilari dunyanin en romantik sarkisiydi ya- o eli tutmak icin oylesine buyuk bir arzu duyuyorduki icinde.. Ama uzatamiyordu iste elini.. Her sey boyle iyi giderken, yanlis bir hareketle, onu urkutebileceginden, incitebileceginden oylesine korkuyorduki.. Sonunda dayanamadi, sanki kolu uyusmus gibi, uzandi.. Kolunu kizin koltugunun arkasina koydu.. Kizin omuzuna degil.. Koltugun uzerine.. Sonra kiz arkaya yaslandi.. Bir kac sac teli, delikanlinin elinin uzerine dokundu.. Kalbi yerinden firlayacak gibi atiyordu artik genc adamin.. Dunyalar sirini kizin saclari eline dokunuyordu cunku.. Konserden cikarken, kiz, sakalasti.. "sizi her macimizda goruyoruz. Alistik nerdeyse.. Yarin Adana'da macimiz var.. Gozlerimiz sizi arayacak.." Hayir, aramayacakti.. Delikanli o anda kararini vermisti cunku.. Cebinde onu otobusle Adana'ya goturup getirecek, hatta ogle yemeginde bir de Adana kebap yedirecek kadar para vardi.. Gece yarisi kalkan otobuse bindi.. Sabah erkenden Adana'ya indi. Mac saatine kadar basi bos dolasti. Salona erkenden girdi, en on siraya tam servis kosesine en yakin yere oturdu.. Takimlar sahaya cikarken, salondaki en heyecanli seyirci oydu. Mac falan degildi sebep tabii.. Ilk sette kiz farkinda bile degildi onun.. Nerden olsundu ki.. Ikinci sette obur tarafa gittilerr.. Donduklerinde, ucuncu sette kiz farketti delikanliyi.. Yuzunde cok ama cok saskin bir ifade, biraz mutluluk, birazda gurur vardi sanki.. Ankara'nin hele Kolejde cok populer bu delikanlisinin onun icin ta oralara geldigini bilmenin gururu.. Mac bitti. Kiz soyunma odasina, delikanli garajlara gitti. Tek kelime konusmadan.. Konusmaya gelmemisti ki.. Kiz "keske orada olsaydin" demisti. O da olmustu iste.. Hepsi o.. Ona o kadar cok sey soylemek istiyordu ki aslinda.. Bir gun universite kantininde gazete okurken, ic sayfalarda bir siire rastladi. Daha dogrusu bir siirden alinmis bir dortluge.. Soylemek istedigi hersey bu dort satirda vardi sanki.. Bembeyaz bir karta yazdi o dort satiri.. Ogleden sonrayi zor etti, Kolejin onune gitmek icin.. Kizin karsidan geldigini gordu. Kosarak yanina gitti. "Bu sana" diye karti eline tutusturdu ve kayboldu ortadan.. Kiz, Necip Fazil'in dort satirini okurken.. "Ne hasta beklerdi sabahi Ve ne genc oluyu, mezar Ne de seytan bir gunahi Seni bekledigim kadar!.."