-

11 1 0
                                    



Yağmur,bulutların gözyaşı olarak yeryüzüne yavaşça akın ederken elimdeki kitaptan kafamı kaldırdım ve küçük, su damlalarıyla dolmuş camdan dışarıya baktım.

Yağmuru severdim.

19 yıllık hayatım boyunca güneşe küskün bir insan olup, soğukluğu ve serinliği tercih etmiştim hep.Perdelerim, annemin gelip zorla açması dışında sadece yağmur ve karın önünde saygıyla eğilir onları görmeme izin verirdi.Onların yanında güneş, seyircisi tarafından ilk izlenimini kötü vermiş ve daha sonra da diğer oyunlarına da gelinmeyen,tercih edilmeyen bir tiyatro oyuncusu gibiydi benim için.

Düşündüklerimden hemen sonra yağmurun hızlanmasını, dolaylı yoldan bir teşekkür olarak görmüştüm.

Yaklaşık 5 dakika boyunca yeryüzüne inişini gerçekleştiren uçağın penceresinden dışarıyı izlemiştim ve sonra yolcuların koltuklarından kalkmasıyla birlikte bende kitabımı çantama yerleştirip 3,5 saat boyunca oturduğum koltuktan kalktım.

Uçağın merdivenlerinden indikten sonra elimde bavulumla havaalanının içine girerken kafamı kaldırıp tam karşımda kocaman harflerle yazılı olan yazıyı okudum ; Türkiye'ye hoşgeldiniz.

Küçük bir duraklamadan sonra, daha fazla beklemeden girişimi yaptım.Yapılan bütün kontrollerden sonra ileride, yakınlarını bekleyen insanlar topluluğuna doğru yürüdüm, daha doğrusu onların içinde, beni görmesiyle birlikte hızlıca bana koşan kuzenim Asena'ya doğru.

Yaklaşık 5 saniye sonra bedenimi sımsıkı saran kollar tarafından esir alınmış, ciğerlerime kilit vurulmuştu.Bunun aksine yüzümde beliren gülümsemeye engel olamayıp, bavulun tutacağını umursamadan bıraktım ve çok uzun zamandır görmediğim kuzenimin sarılışına karşılık verdim.

''Burada olduğuna inanamıyorum.''

Ağlamaklı çıkan sesiyle, kurduğu cümle karşısında gülümsemem daha da genişlemiş hafiften sırıtma halini almıştı.

''Biraz daha böyle sarılmaya devam edersen , öldüğüme de inanamayacaksın.''

Hızla geri çekildiğinde ilk işi gözleriyle beni güzelce süzmek olmuştu.Yaptığına anlam veremeyen bakışlarım,beğeni dolu bakışlarıyla buluştuğunda dişlerini gösterecek şekilde gülümseyip ''skype kamerasında gördüğümden daha da değişmiş ve güzelleşmişsin.'' diye bakışlarını tercüme etmesi karşısında yüzümü buruştumama engel olamamıştım.

'' Sende 5 yılda, 60 yaşındaki babaanneler gibi konuşmayı epey öğremişsin.''

Söylediğime kıkırdayıp tekrar kollarını etrafımı sarmıştı.Açık kahverengi saçları gözümün önüne geldiğinde umursamadım, galiba umursamamamın sebebi vüvudumun her hücresinde zonklayan özlem duygusunun şuan her şeyden daha ağır basmasıydı.

''Bayanlar kusura bakmayın bölüyorum ama özleminizi burada geçirmek yerine daha uygun bir yerde giderseniz ? bu herhangi bir kafe ya da restaurant da olabilir ?''

Kadifemsi erkek sesi duygusal sayılabilecek anımızı bozarken, Asena'nın arkasında -ne zamandan beri orada olduğunu bilmediğim- sarı saçlı ve iri sayılabilecek vücuda sahip olan çocuğa baktım.Asena da duraksadığımın farkına vardığında benden ayrılıp yavaşça arkasını dönmüştü.

''Bizi başbaşa bırakıp defolman fikri daha güzel bence.''

Asena'nın, çocuğa karşı takındığı tavrı kaşlarımın yavaşça havaya kalkmasına sebep olmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 02, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YOSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin