Başım çatlarcasına ağrıyordu ve göz kapaklarımı açamıyordum.Burnuma beni küçüklüğümden beri tedirgin eden,aynı zamanda da garip bir şekilde huzur veren bir koku dolduğunda açmaya zorladım gözlerimi.Etrafımda yığınla insan vardı ve hepsi uyandığımı müjdelediler birbirlerine,sanki hepsi aynı anda görmüyorlardı ve sanki yıllardır komadaydım.Başucumda ayakta bekleyen Tuna halam sanki mümkünmüş gibi iyice yaklaştı bana.Saçlarımı okşadı sakince.Hiç konuşmadan,sanki başımın ağrısını biliyormuşçasına.Neden burda olduğumu yavaş yavaş idrak ettikçe içimden gelen ağlama isteğine karşın bir damla yaş akmıyordu gözlerimden.Fatih dayım o arada kapıdan girdi.
"Uyandığına göre artık eve gidebiliriz.Ben doktorunla konuştum ve çıkış işlemlerini hallettim sen uyanmadan."
dediği gibi montuma uzandı.Dayımın arabasındaydık.Yolda kimse konuşmuyordu.Sessizliği sorumla bozdum;
"Annemler..Nasıl ölmüşler dayı?"
Dayım derin bir nefes aldı ve sadece
"Trafik kazası."
dedi.Annemler arkadaşlarının evlilik yıldönümü kutlamalarına gitmişti.Öyle kutlama olaylarından falan sıkıldığım için ben gitmemiştim.Keşke gitseydim.Fazladan birkaç saat geçirirdim onlarla son kez.Bunları düsündükçe gözlerim doluyordu.Düşünmemeye karar verdim.En azından yalnız kalana dek.Çünkü annem ve babam benim için olduğu kadar halam,dayım ve eniştem için de önemliydi.Sonuçta kardeşleriydi ve eniştemle de çok iyi anlaşırlardı.Pikniklere hep birlikte gidilirdi.Tabi yengem yine gelmezdi.O güzel günlerin geride kaldığının farkına vardığımda araba durmuştu.Arabadan indik.Eve vardığımızda dayım kapıyı çaldı.Anahtarımın evde kaldığını ve çilingirsiz eve giremeyeceğimizi tam da dayıma söylemek üzereyken kapıyı nemrut suratlı babaannem açtı ve
"Sonunda gelebildiniz.Ayılıp bayılarak işleri bana yıkamazsın.Geç mutfağa da yemek yap cenaze evi burası gelen giden çok olur."
dedi ve aslında hayatın zor kısmının benim için daha yeni başladığını bana gösterdi.
Tam yanımda duran dayım babaanneme sinirle baktı ve
"Geç dayıcım."
dedi.İçeri geçtikten sonra ellerimi yıkamak icin banyoya gectim ve sonra da montumu çıkarıp astım.Mutfağa doğru babaannem hazretlerinin(!) emirlerini yerine getirmek için ilerleyecekken Tuna halam,Burak eniştem ve babaannemin sesleriyle durdum.
Babaannem"Ben bu yastan sonra bu kiza bakamam,hadi erkek olsa neyse.Bunun namusunun bekçiliğini yapamam tansiyonum var benim öleyim mi istiyorsunuz?"
Sanki benim namusum ona kalmıştı.Şu babannemin erkek torun isteği de ayrıca sinirimi bozuyordu.Kendi kendime düşünmeyi bırakıp dinlemeye devam ettim.Halam konuşuyordu bu kez,her zamanki sakin ve yumuşacık sesinden yine ödün vermeden.
"Anne senden Umut'a bakmanı istemedik ki.Sadece bu zor zamanlarında olsun azıcık sevgi göster ona.O da senin torunun.Ablamın abimin çocuklarına gösterdiğin sevginin birazını da ona göster.En azından bu acısı küllenene dek."
Her zamanki gibi diger torunların erkek oluşundan bahsettiğini duymamak için odama geri gittim.Konuşma bitene kadar çıkmayacaktım.Eniştemin belli belirsiz sesini duyuyordum.Sinirli çıkan sesi,salondakilerin duymaması için kısıktı da.
Sesler kesildiğinde mutfağa doğru ilerledim.Tuna halam beni görür görmez peşimden geldi.
"Halasının kuzusu nasılmış bakalım?Acıktın mı bitanem?Sen odana git dinlen ben bir şeyler hazırlarım sana."
Kalabalık bir sülalem olmasına rağmen bir dayım bir halam ve bir de eniştem varmış gibi hissediyordum.Akrabalarımdan beni seven sanki bir tek onlardı ve ben de sadece onlara farklıydım,onlara kendimdim.
"Babaannem dedi ki;burası cenaze eviy...."
"Anneme bakma,sen o hep böyledir bilmiyor musun sanki onun huyunu? Sen dinlen gelen gidenle ben ilgilenirim."
"Sorun çıkmasın Ton Balığım ben yorgun değilim ki,hallederim."
dedim ve halamın yanağına bir buse kondurdum.
Halama hep Ton Balığım derdim.Kilosundan değildi bu,aksine halam dal gibi incecik bir kadındı.İsminin ingilizce olan anlamındandı.Bir de yaş farkımızın çok olmamasından.Büyük halam Suna,Tuna halama göre daha kiloluydu.Kilolular hep daha sempatik gelmiştir bana.Ama Suna halamın beni sevmeyişi ona hep uzak olmamı sağlamıştı.Zaten benden yaşça çok büyük olması da isminin anlamıyla hitap etmemi engelleyen bir diğer faktördü.Ama bu faktör önemsizdi.Cidden akrabalarımın çoğu beni niye sevmiyordu?
Halamın da beni saçlarımdan öpmesiyle sorumun cevabını bulmayı sonraya sakladım.Ve gözlerim doldu aniden.Babam da böyle öperdi saçlarımı.Annem de.Halama sarıldım kocaman.Onu da üzmek istemediğimden gözyaşlarımı geri göndermeye çalıştım ama olmadı.Hastanede akmayan gözyaşlarım da eklenmişti sanki ve benden izinsiz dökülüyorlardı gözlerimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR UMUT
Fiksi RemajaHer geçen gün bir önceki günden daha berbat geçerken her şeye inat yaşama tutunan Umut'un hikayesi..Umut belki bir sonraki sayfadadır,kitabı kapatma..