Bölüm 17

10 2 0
                                    

Yanlış zamanda gelen doğru insanlar, doğru zamanda yapılan yanlış hatalar..

Hayat hep bir yerden verirken bir yerden alıyor. Zaten ben musmutluyum, benim hiçbir derdim tasam yok diyen bir insan varmıdır ki hayatta?

Camdan dışarıya baktığınızda ışıkları yanan evlerdeki her bir sorunları kim bilebilir? Tıpkı benim içimde yaşadığım sorunları kimsenin bilmediği gibi..

Ben bile isteye mi kocamı kendimden uzak tutuyorum? İsteyerek mi onu kırıyorum yada acı çektiriyorum. Dışardan herşey mükemmel süsü verip içimi paramparça etmek kolay mı? Herşeyin bir nedeni var elbet.

Kimi seversem ellerimden kayıp gitti.. İlk başta beni istemeyen kocam bile beni sevmeye başlayınca hayat komplosunu kurup ondan uzaklaşmam için tüm tuzaklarını bana kurdu. Ben tekrar kendimi nasıl ona ait edip tamamen onu kaybetmeyi göze alabilirim? Ben onu tekrar kaybetmeyi göze alamam. Kırılgan olan yüreğim bir depremi daha kaldıramaz.. Aksi takdirde kalan enkazdan bir daha çıkamayız.

İki saattir oturduğum koltukta acaba doğru mu yapıyorum diye düşünüyorum. Onu böyle kırıp dökerek kendimden uzaklaştırmak ne denli doğru bilmiyorum.. Sadece kapıyı çarpıp giderken ki bakışı aklımdan çıkmıyor. Kafayı yememe ramak kaldı..

En iyisi Eda'yı arayıp kafa dağıtmak. En azından annemler eve geldiğinde Barlas nerede soruları ile boğuşmak zorunda kalmam..

"Alo Eda işin yoksa bişeyler yapalım mı?"

"Hayatım kocan yok mu başında takıl onla ben Onur'layım"

"Ne Onur'u? Volkan'a noldu?"

"Ay şekerim haberin yok hiçbirşeyden. Birazdan eve geçerim sende bana gel anlatırım."

"Öyle olsun gelince görüşürüz."

"Görüşürüz şeker."

1 Saat Sonra

"Ay şekerim hoşgeldin"

"Hoşbuldum hayatım daa neler oluyor ben kendi derdimden seni ihmal ettim."

"Neler olmadı ki.. Geçen Volkan'a gittim kavga ettik sonra bende sinirlendim çektim kapıyı çıktım Volkan'ı terkettim."

"Hahah ölsem inanmam sen mi terkettin?"

"Valla bende yaptıktan sonra dank etti. Ben bile inanamadım."

"Tamam onu geçtim Onur ne alaka?"

"Tam çıktım Volkan'dan o sinirle telefonum çaldı. Arayan Onur. Bişey sormak için aramış tabi benim ağladığımı duyunca ne sorucağını unuttu bekle orda seni gelip alıyorum dedi. Bende zaten zor ayakta duruyorum tamam dedim. Bu geldi aldı beni. Bütün gece ben içtim o izledi. Ben ağladım o sildi. Ben konuştum o izledi. Benim kafa oldu kıyak. Beni bu eve getirdi zar zor tabi. Aldı kucağına çıkardı eve yatırdı beni. Tam gidicek bende başladı yine ağlama krizi.. Bırakamadı asıl bomba ise bütün gece bana sarıldı ve uyuttu."

"Şaka yapıyosun Onur senin yanında yattı yetmezmiş gibi sarıldı ve uyudu?"

"Yaaa sabah bir tatlı konuşmalar kahvaltılara götürmeler. Sonra bir anda elimi tuttu yeter Volkan Volkan az etrafına bak dedi. Ben salak gibi cidden etrafıma bakındım. Yarım ağız gülerek kafasını salladı sağa sola ve bir anda dudaklarıma yapıştı. Ben kalakaldım öyle. Geri çekildi ve şimdi görebildin mi dedi. Ben şok orda. Neyse sonra ben bişey demedim hiç konuşmadık beni eve bıraktı. Ertesi gün mesaj atmış buluştuk konuştuk deneyelim dedik. Volkan bende alışkanlıktı ve bende alışkanlıklarımdan artık vazgeçme kararı aldım. Onur ile mutlu olmayı deniyorum."

"Kız senin yaşadıkların beni sollamış ya. Neyse en azından mutlu sonla bitmiş sevindim senin adına."

"Sağol şekerim ee sende ne var ne yok?"

"Hiç girmesek ben düşünmekten bunaldım sonra konuşuruz beni."

"Ondan uzak kalarak birsey kazanamazsın. Bak Volkan bana nasıl davranıyordu? Nasıl üzüyordu? Ben onun için ölüyordum. Sonunda dayanamayıp terk ettim. Ya birgün Barlas'ta birgün yorulursa oda pes ederse benim gibi? O zaman canın daha çok yanmaz mı?

Çok doğru.. Ya birgün benden giderse temelli? Belkide gitti.. Evet evet o benden gitti. İzin veremem onun benden gitmesine izin veremem.

Bir anda yerimden kalktım. Yaptığım atağa Eda şaşırdı. Tam o sırada kapı çaldı. Gelen Onur'du. Eda'ya sarılıp onu öptü ve yanından çabuk ayrıldığı için merak ettiğini bir saatte bile onu ne kadar çok özledigini söyledi.

Allah'ım ben burda acı çekiyorum bunlar resmen karşımda durmuş birbirlerine cilve yapıyorlar.

"Arkadaşlar size doyum olmaz siz kaldığınız yerden öpüşmenize devam edin ben gidiyorum iyi geceler." Deyip kapıya yöneldim. İkiside uzaylı görmüş gibi arkamdan bana bakmaya devam ettiler. Gerçekten de son zamanlarda hareketlerim fazla mı değişikti benim?

Hemen Barlas'ı aradım ama açmadı. Sonra yine aradım yine açmadı. Defalarca aradım ama cevap yoktu. Gerçekten bu kadar mı ileri gitmiştim? Herşey tekrar en başa mı dönücek şimdi? Hayır buna izin vermem. Son bir kez daha aradım ve tam kapatıcağım sırada telefonu açtı.

"Barlas nerdesin aklımı kaçırıcaktım meraktan?"

"Çokta umrundu değil mi Nefes?"

"A-anlamadım?"

"Nerde olduğum diyorum çokta umrundu."

"Konuşma öyle tabi merak edicem sen benim kocamsın!"

"Ooo sonunda aklınıza gelebilmiş bir kocanız olduğu Nefes Hanım.."

"Eve gel lütfen."

"Neden?"

"Ne demek neden Barlas? Nereye gidiceksin başka gel konuşalım.."

"Ben geri dönüyorum Nefes. Senin istediğin gibi. Böyle mutlu olucaksan boşanalım hersey istediğin gibi olsun."

"Sen ne dediğinin farkında mısın?" Resmen elim ayağım titriyordu. Onu kaybediyorum..

"İki saat sonra uçağım kalkıcak. Ben mutlu edemedim seni ama sen bundan sonra çok mutlu ol Nefes'im. Senin için senden vazgeçiyorum hoşçakal.." deyip telefonu kapattı..

Sonrası mı? Boşluk..

Ömrümün RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin