4.Bölüm

44 7 0
                                    

Gecenin karanlığını yararak ilerleyen genç, caddenin altındaki mekana girdi. İçerisi mum ışıklarıyla aydınlatılmıştı. Etrafında, seks yapan, uyuşturucu gibi maddeler kullanan insanlara bakıp, yüzünü buruşturdu. Zar zor fark ettiği arkadaşının yanına gitti. "Hey!" Elini havaya kaldıran başka bir genç işaret etti. Sandalyeye oturduklarında, onların yanına gelen, büyük göğüslü, garson görünümlü fahişe ne istediklerini sordu. Genç, kadının gözlerinin içine bakarak, "Seninle bir gece geçirmeyi isterdim tatlım dedi." Kadının gözleri parlamıştı. "O zaman üst kata çıkmaya ne dersin yakışıklı?" Genç biraz duraksadıktan sonra konuştu. "Daha iyisini yapalım tatlım, bana gidelim!" Kadın gülümseyerek "Bu sana pahalıya patlar." Dediğinde, genç cüzdanını çıkardı. Cüzdanın kenarından taşan paralar, kadını mest etmişti. 

Bu sırada gecenin soğuğunda bir çift ilerliyordu. Liseli oldukları her hallerinden belliydi. Kız sürekli gülümsüyor ve şımarık hareketlerde bulunuyordu. Oğlan, yaşına göre sessiz ve olgundu. Beyaz tenli, olabildiğince yakışıklı bir gençti. Yeşil gözlerini tedirgin bir şekilde etrafta gezdirdiğinde, kız bir şey olduğunu anlayıp sordu. "Ne oldu aşkım?" Genç, cevap vermeden bir süre gecenin sessizliğini dinledi. Arkalarındaki çamlığa baktığında, dört tane göze benzeyen parıltılar gördü. İçindeki korkuyu, kıza belli etmeden yürümeye devam etti. Kız, onun baktığı yerlere göz gezdirdi ancak bir şey göremedi. Çocuğun adımları hızlanmıştı. Kız tekrar sordu. "Ne oldu dedim?" Ama cevap yoktu. Çocuk kızın omzuna elini atıp daha hızlı yürümeye başladı. Bu sırada, çamlıkta ayak sesleri duyuluyordu. Ama insan değildi. Daha sonra gelen homurtuları duyan kız biraz korkmuştu. "Neler oluyor?" Çocuk kızı arkasına alıp, çamlığa önünü döndü. "Koşmaya hazır ol!" Kız panikle bağırdı. "Neden?" Bu sırada çamlığın içinden, yola dört devasa kurt indi. Kızın çığlığı ve oğlanın ne yapacağını bilemeyen bakışları arasında, devasa kurtlar etraflarını sardılar. Yolun kenarındaki, yaşadıkları yerin eski olması nedeniyle boş olan evler, ortamı daha korkunç kılarken, kızın korku çığlıkları daha da yükseldi. Çocuk etrafının sarıldığını gördüğünde, bir çıkış olmadığını anladı. "Durun! Düşündüğünüz gibi bir şey yok ortada!"

Genç adam, büyük göğüslü fahişeyle, iğrenç ortamdan ayrılıp kabadan biraz uzaklaşmıştı. Bu sırada, kadının sorduğu bazı soruları, geçiştirerek cevap veriyordu. "Kasabaya pek inmiyorsun ha?" Genç, başını sallayarak cevap verip geçti. "Neden bu kadar paran varken, kasaba dışında oturuyorsun?" Genç sinsice güldü. "Bunu vardığımızda anlayacaksın tatlım." Kadın gülerek, "Öyle olsun bakalım." Dedi. Bir süre sonra, ormanın derinliklerine giren ikili, gecenin tüm karanlığı üstlerinde iken bir ağacın altına oturdular. "Daha çok mu var?" Genç adam etrafını süzerek, "Arabam bozulmasaydı şimdiye gelmiştik. Ormandan korkar mısın?" Diye sordu. Kadın etrafta biraz gezinerek cevap verdi. "Aslında pek korkmam. Ama gecenin bir karanlığında, tanımadığım birisiyle ürkütücü geliyor." Kadın arkasına tekrar döndüğünde kimsenin olmadığını fark etti. "Hey! Nereye gittin?" Kadın etrafta gezinirken tekrar bağırdı. "Bak işte şimdi korkmaya başladım!" Bu sırada arkasından bir kıpırtı duydu. Geriye baktığında, adamı karşısında gördü. "Korkmalısın." Kadın, geriye doğru adımlar atarak kendini korumaya çalıştı. "Benden ne istiyorsun? Zaten istediğini alacaktın, bak eğer konu paraysa, bir kereliğine es geçebiliriz!" Adam gülerek, kadının üzerine gitmeye devam etti. "Senden istediğim, iğrenç kaltak bedenin değil!" Kadın ağlayarak sordu. "O zaman benden ne istiyorsun?" Adam korkutucu bir kahkaha attı. "Aslında en son tercihim, bir fahişenin kanını emmek. Ama civardaki köpek sürüleri yüzünden, senin gibi fahişelerin kanıyla idare edeceğiz." Kadın ne olduğunu anlamamıştı. "Bu bir şaka mı? Eğer öyleyse gerçekten komik." Adam bir hamlede, kendini kadının yanına attı. Kadının attığı son çığlık hiçbir işe yaramadı. Adam kadının boynuna yapışmıştı bile. Onun kanını ölene kadar içti. Eliyle çenesini silerken, "Aslında önce seninle işimi görseydim, daha iyi olurdu." Deyip, oradan muhteşem bir hızla ayrıldı.

"Anlamıyorsunuz, ben düşündüğünüz gibi biri değilim!" Genç adamın feryatları, acımasız devasa kurtlar tarafından dinlenmiyordu. "Onu seviyorum! Düşündüğünüz gibi bir amacım yoktu!" Kurtlar, adamın konuşmalarından sıkıldıklarını belli edercesine kükrediler. Kız korkudan neredeyse ölecekti. "Berk, ne diyorsun? Bunlarla neden konuşuyorsun? Sen kimsin?" Adam kızın başını ellerinin arasına aldı. "Sana dokunmayacaklar aşkım!" Kızın hıçkırıklı ağlaması ve gencin canını nasıl kurtaracağını düşünmesi ile saniyeler geçerken, boz renkli devasa kurt saldırmıştı. Genç adam, eskimiş boş evlerin içine doğru hızla kaçtığında, arkasından koşan kız, kurtların yanından geçip gidişini izledi. Evin kapısını kapatıp, içeriye giren genç camdan bakıyordu. Bu sırada kız bağırıyordu. "Berk!" Kurtların durup, ulumasıyla gök delinecek gibi oldu. Siyah kurt, kapıyı kendi bedeniyle parçalayıp içeriye girdi. Bu sırada çatı katının camını kırıp, kendini dışarı atan kan emen, hızla ormana doğru koştu. Olup biteni gören sevgilisi hala ağlayarak bağırıyordu. Sevgilisinin ardından ormana koşan kurtların, rüzgarıyla kendini yerde buldu. Bir kaç dakika sonra kurt ulumalarını duyup daha çok korktu. Ormanda koşuşturma başlarken, kız telefonuna sarılıyordu. Genç vampir, hızla çam ağaçlarını yararak geçiyordu. Arkasından gelmekte olan kurt sürüsünün ayak seslerini duydukça, daha da ürküyordu. Kurtların ulumasını duyup, titriyordu. Bu ulumaların anlamını bilseydi, belkide hayatta kalacaktı. Hızla ormanın üst tarafına ilerlerken, bir anda kendini büyük bir gürültüyle yerde yuvarlanırken bulmuştu. Üstündeki kurt, büyük bir öfkeyle gencin suratına saldırdı. Dişlerini geçirmek üzereyken, genç vampir, kurdu üzerinden var gücüyle fırlatıp, ayağa kalktı. Bu sırada, az önce çıkmaya çalıştı patikadan başka bir kurt üstüne atlayıp, kolunu kopardı. Genç acıyla haykırdı. Sesi rüzgarla birleşip yok olmuştu. Ama arkasından gelen dört kurdun sesi, rüzgarı hatta göğü bile delip onun kalbine saplanıyordu. Kan emen, bir kolu olmadan kaçmaya devam etti. Bu kez kurt sürüsüne katılan iki kurdun uluduğunu anlayınca, duraksayıp yönünü değiştirmeyi düşündü. Ancak hızlı karar vermesi gerekiyordu. Kararını tekrar ormanın iç taraflarına girmekten yana verdiğinde, yaptığı hata canına mal olmuştu. Ormanın içine doğru attığı ilk adımda, kurt sürüsünün alfası tarafından boynundan yakalandı. Daha bedenleri yere düşmeden, kafası kopan kan emen, başsız bir vücut olarak yere serilirken, ağzındaki vampir kellesiyle yere inen kurt vampirin kellesini dişlerinin arasında yok etti. Ormanın diğer tarafından gelen, insan formundaki başka bir kurt ise elindeki meşaleyi vampirin üzerinde attı. Saniyeler içinde tutuşan vampir yok olmuştu.

Kurt Uluduğu Zaman (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin