ASK 9. BÖLÜM

2.1K 222 17
                                    

Pes etmişliğim ile "tamam" dedim. "Bir şey isteye bilir miyim?" Yüzüme 'yine ne var' dercesine bakıyordu. "Düğün için ailemi uzak tutuyoruz evet. En azından yasemin gelse. Lütfen." Bir an yumuşar gibi oldu. Ama o tok ses yine yıkılmama neden oldu. "Hayır.  Altı ay boyunca ailen geride kaldı. Onların adını anma." Bu kadarda olmazdı.  Ama artık tartışmak istemiyordum. Yorgun bedenimden çıkan yorgun ve titrek ses duyuldu odada. "Uyumak istiyorum. İzninle!" Hiç bir şey söylemeden arkasını döndü ve gitti. Pijamalarımı giyip huzursuzca yatağa yattım. Tam uykuya dalacakken odanın kapısı  hiddetle açıldı.  Neye uğradığımı şaşırdım.  Kimdi gelen?

Bir kaç saniye sonra ağlamaktan yüzü şişmiş, saçı başı darmadağın alev içeri girdi.  Yüzündeki öfkeyi iliklerime kadar hissetmiştim. Ne istiyordu gece gece. Çok beklemeden söze girdi. "Bana bak varoş gülü... derhal geldiğin yere gideceksin. Ömer ile evlenmeyeceksin. Ben yarın akşam Dubai'ye gidiyorum ihale için.  Eğer yarın akşama kadar bu evi terk etmezsen kaldığın her dakikayı burnundan fitil fitil getiririm." Neydi bu şimdi gece gece. "Anladın mı? " derken eli ayağı titriyordu. Onu buraya getiren öz güven ile bende cevap verdim. "Bak Alev... Ömer beni bende Ömer'i seviyorum. Bir derdin varsa bunun muhatabı ben değilim Ömer... Gitmek konusuna gelince... Düğünümüze katılamayacak olman beni çok üzdü.  Fakat bunun içinde benim yapabileceğim bir şey yok...  Beni burada görmeye alışsan iyi edersin. Şimdi çıkabilirsin." Alev kapıya kadar gitti. Sonra hiddetle yanıma geldi. "Bu burada kalmayacak. Benden kork Zehra. Ben-den kork!" Son cümleyi bastıra bastıra söyledi.  Çok güzel Ömer den sonra birde bununla uğraşacağım.  Allah'ım nasıl bir şeyin içine düştüm ben.

Kafamı yastığa koydum. Sabah erkenden uyanmıştım. Bugün gelinlik almak için gidecektik. Yarın ise güya büyük gün.  Evleniyorum. Yener'den kaçarken böyle bir belaya düştüm.  Şu altı ay biran önce bitse de kurtulsam bu Zorbanın elinden.bir saat bu düşünceler içinde geçti.  Kahvaltı için hazırlandım. Altıma beyaz bir kot pantolon üzerime sırası ile mavi, yeşil, pembe, beyaz çizgili kıyafetimi giyerek Ömer'i beklemeye başladım.

 Ondan habersiz bir şey yapmak istemiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ondan habersiz bir şey yapmak istemiyordum. Çünkü yaptığım her şeye hata buluyor. Çok geçmeden kapı çaldı. Ayşe olabileceği düşüncesi ile nazikçe 'gel' dedim. Kapı açıldı.  Ama gelen Ömer'di.  Yine bana o tuhaf bakışları ile bakıyordu. Normalde bir insanın bakışından neler düşündüğünü az çok tahmin edebilirim.  Ama bu Zorba Kervancıoğlu için geçerli değildi.  Onunla tanıştığımdan beri ne düşündüğünü ne ima ettiğini anlayamıyorum.  Zorba işte ne olacak. Konuşmadan bana öylece bakması beni rahatsız ediyordu.sessizliği 'yine' ben bozdum.

Ömer:
Kapıyı tıklayıp içeri girdim. Bugün güzel giyinmesini söyleyecektim. Fakat odaya girdiğimde buna gerek kalmadı.  Oldukça şık giyinmişti alışveriş için. Konuşmam gerekiyor fakat ben diyecek kelime bulamıyordum.  Gerçekten oscarlık oyuncu.  Sessizliği bozan o oldu. "Ne oldu. Neden öyle bakıyorsun. " kendime gelerek yanıtladım.  "Kahvaltıya bekliyorlar. Hazırlan diyecektim. Ama hazırsın. Salona geçelim.  Bugün yoğun bir gün olacak." Bir garip hali vardı. Sanki bir şey söyleyecek ama...

Zehra:
Acaba alevin akşam odaya geldiğini söylesem mi? Yok şimdi durup dururken tatsızlık çıkmasın. Ama ya sonradan duyup kızarsa...  tereddüt ile söze başladım. "Dün alev seni seviyor dediğimde sinirlendin ama artık eminim. Alev seni seviyor." Bana 'ne saçmalıyorsun sen ' der gibi baktı.  "Yok öyle bir şey unut!" Dedi. Anlatmakta kararsızdım ama artık anlatacağım. "Alev dün gece sen gittikten sonra odaya girdi. Ağlamaktan yüzü şişmişti. Makyaj'i akmıştı. Bana yarın akşama kadar bu evden gitmemi söyledi.  " durdu.kafası karışmış ne diyeceğini bilemiyordu. Sakince söze başladı.  "Ona da oyun yaptığımız için rolümü yaptım. Birbirimizi sevdiğimizi bir derdin varsa bunu sana söylemesini söyledim.  Beni tehdit etti. Benden kork bu konakta kaldığın sürece dedi." Ömer afallamıştı. "Alev bugün Dubai'ye gidiyor. O gidene kadar ortalıkta olmasak iyi olur. Senin güvenliğin için.  Kahvaltı için dışarı çıkacağımızı söyleyelim. " kafamı tamam anlamında hareket ettirdim. "Tamam. Zaten bugün gelinlik bakma var. Gelinlikçi de buluşuruz Ayşe ile. Yarın zaten düğün var." Son cümleyi hayal kırıklığı ile söylemiştim.

Ömer odadan çıktı. Salondakilere dışarı çıkacağımızı söyleyip geri geldi yanıma.
"Hadi çıkıyoruz. " emir vererek konuşması beni sinir ediyor.

Dışarı çıktık.  Sahil kenarına geldik.Aslında kurt gibi açım ama o lüks restoranlarda adını duymadığım şeyleri yemek istemedim. Sağ tarafımızda simitçi gördük.  Yanına giderek iki simit aldım.  Peynirde olduğunu söyleyen simitçi amca peyniri de uzattı. Parayı uzatıp banka döndüm.  İştahla yiyordum peynir ve simidi. Bana bakıp güldü.  " eğer çok açsan kahvaltı ya götüreyim seni. Sonra yorgunluktan açlıktan bayılma da." Ukala şey işte ne olacak.  "Bir kahvaltı en güzel peynir ve simitle yapılır" dedim. Yemeye devam ederken. Sahilden kalkıp gelinlik seçimi için gelinlikçi'ye gittik. Ayşe gelmiş bizi bekliyordu. Beni görünce heyecanla ayağa katlı.  "Zehracığım hiç heyecanlı durmuyorsun. Ben bile heyecandan mutluluktan uçuyorum. " Ayşe'ye gülümseyerek cevap verdim. "Aslında o kadar heyecanlıyım ki anlatamam... ama ben Çok değişik bir insanım.  Heyecanımı kontrol etmeyince dünyanın en sakar insanı oluyorum. Böyle bir günde sakarlık yapmamak için heyecanımı bastırmaya gayret ediyorum." Ayşe içten bir gülüş ile sarıldı bana. "Abiciğim bak müstakbel eşin zor durumları kontrol edebilme yeteneğine sahip. Sonra çocuklar ile arası çok iyi. Asya iki günde Zehra'ya o kadar alıştı ki..." Asyayı bende çok sevmiştim.  Ortamı toparlamak için söze girdim. "Ee hadi biran önce başlayalım. Erken bitirip yarın için dinlenmeliyiz değil mi? (Gülerek) yorgun bir gelin ve damat hiç de iç açıcı olmaz. Üstelik yorgun ve halsiz bir görümce bu düğünü nasıl idare edecek?" Ayşe de gülerek cevap verdi. "Doğru bütün organizasyon bende iken dinç olmalıyım.  Hadi başlayalım.  Ben bir iki model beğendim. Eğer seninde hoşuna giderse ilk onları denesen olur mu Zehracığım?" içten bir gülümseme ile cevap verdim. "Tabi kide olur. Senin zevkine güveniyorum.  "

Ayşe'nin dediği modelleri tek tek denerken en son giydiğim gelinlik çok hoşuma gitti. Ayşe de en çok bunu beğenmişti. Göz ucu ile ona baktım.  Gözlerini üzerimden alamıyordu. Ayşe bu durumu fark etti. Gülerek onunla konuştu.  "Abiciğim daldın bakıyorum da. Ee tabi gelin güzel olunca, gelinlikte mükemmel oldu. Abim tabi gözlerini alamaz." Oda Ayşe'ye içten gülümseyerek "haklısın Ayşeciğim" dedi. En son gelinlikte karar kılıp alışveriş i tamamladık.
Eve döndüğümüz de alev Dubai ye gitmişti. Odaya geldim dinlenmek için.  Yatağın üzerinde bir kağıt duruyordu. Yaklaştım. Üzerinde ''Zehra'ya" yazıyordu. Neydi bu şimdi?

Sıkıcı bir bölüm oldu biliyorum. Umarım yinede beğenirsiniz.
+30 beğenide yeni bölüm gelecektir.

Adını Sen Koy (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin