Eve geldiğimde çantamı ve poşetleri yere fırlattım.
İçeri girdiğimde halam bilgisayar ile oynuyordu. Yanına gidip ona sarıldığımda "Hoşgeldin kızım." Dedi. İçten bir şekilde gülümseyip yanına oturdum.
"Aç mısın sen?"
"Yok ya, yedim ben."
"İyi o zaman yemek yapmaya üşendim. Bana internetten yemek sipariş eder misin? Beceremiyorum ben şunları."
Halama kıkırdayım bilgisayarı kucağına alıp sipariş verdim. Bugün kendimi iyi hissetmiyordum. Sanırım ağır depresif olduğum günlerdeydim.
"Hala ben odama geçiyorum, bir şey istersen çağırırsın." Dediğimde kafasıyla onayladı.
Fırlattığım çantamı ve poşetleri alıp odama girdim. Çantamı kapının kenarına koyarken odanın ışığını açtım. Poşetleri de dolabıma koyup klasik pijamalarımı giyip yatağa uzandım.
Şuan kesinlikle nadiren gelen depresif anlarımdan birisindeydim. Hiç bir şey yapmak istemiyordum ve şuan her şeye ağlayabilecek durumdaydım.
Yüzümü buruşturup yattığım yerden geri kalktım. Yiyecek bir şeylere ihtiyacım vardı kesinlikle. Ama açlıktan değil. Canım tatlı bir şeyler çekiyordu. Pijamama aldırmadan hırkamı ve cüzdanımı alıp odadan çıktım.
"Hala ben markete kadar gidip geliyorum." Dediğimde sorgulamadan onayladı. Ben ise evden çıkmıştım.
Hava kararmıştı ve biraz da olsa soğuktu. Hırkama sarılıp altımdaki pandalı pijamaya bakıp kendi kendime konuştum. "İyice kafayı yedim ya." Yolun ortasında kıkırdadım. Karşıdan geçen birkaç kişi bana bakmıştı ama umursamadan markete doğru ilerlemeye başladım. Alışmıştım çünkü.
Bakkala girdiğimde ilk olarak çikolata bölümüne saldırmıştım resmen. Önüme gelen bir kaç çikolatayı elime alıp diğer abur-cuburlara yöneldim.
İki elimde abur-cuburla dolmuştu. Hepsini kasaya bıraktım ve elimi cüzdana attım. Kasiyer kadın ne kadar tuttuğunu hesap ederken 'ya çikolatalar yetmezse?' Diye düşündüm.
"Bir dakika! Bir dakika! Bekler misiniz lütfen? Bir şeyler daha alacaktım."
"Tabi." Diyen kasiyere mahçupça gülümseyip çikolataların olduğu kısma geri döndüm. Daha çok çikolata aldım ve tekrar kasaya geldim. Ben çikolataları almaya giderken biri önüme geçmişti.
"Pardon ama benim alacaklarım orda, önünüze geçebilir miyim?" Diye sorduğumda çocuk arkasına dönüp bana baktı. Bu oydu! Baraka da bana saçma sapan konuşan çocuk.
"Sen." Dedim sadece.
"Evet ben." Deyip devam etti. "Benim alacaklarım da var. Bekle biraz." Diye çıkıştığında sinirlenmiştim.
"Senden önce ben burdaydım." Dediğimde
"Gitmeseydin o zaman, hem seni bu şekilde ciddiye alamıyorum." Üzerimdeki pijamayı gösteriyordu. Şimdi iyice sinirlenmiştim.
"Pijama giyemez miyim?" Diye sorup güçlü bir şekilde ayağına bastım. Biraz da olsa sendelediğinde onun önüne geçtim.
"Deli misin kızım sen? Ayağıma ne basıyorsun."
Etraftakiler bize bakıyordu. Ama yine de umrumda değildi.
"Ukalalık yapma o zaman bana." Dediğimde istemeden de olsa güldüm. Önüme döndüğümde kasiyer bize kötü kötü bakıyordu. Ama yine de aldıklarımı ödeyip poşete koyduktan sonra arkama bile bakmadan marketten çıktım. Eğlenmiştim. Kıkırdarken arkamdan, hala ismini bilmediğim çocuk gelmişti.
"Ne yaptığını zannediyorsun sen?" Diye sorduğunda hala gülüyordum. Nedense gülmemi durduramıyordum.
"Ne gülüyorsun kızım?" Diye yeniden sorduğunda birden ciddileştim.
"Gelip birden huzurumu bozuyorsun ve şimdi de gelip bana ukalalık mı yapıyorsun?" Deyip ilerlemeye başladım. Peşimden geldiğine emindim. Birden arkamı dönüp sinirle çocuğa baktım.
"Niye peşimden geliyorsun sen ya! Sapık mısın oğlum?"
"Biliyor musun bilmiyorum ama, aynı sitede oturuyoruz Efsun." Dediği zaman ismimi nereden bildiğine hayret etmiştim.
"Sen ismimi nerden biliyorsun?" Diye sorduğumda cevap vermeden apartmana girdi. Arkasından bağırmıştım ama pek bir faydası olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARM'ÂŞIK
Teen FictionEfsun Üvey ailesi, trafik kazası sonucu öldükten sonra halası ile yaşarken birden hayatına birisi girmesi ile her şeyi değişir.