NESLİHAN

beklenmedik yolculuk

yazma saati: 21.32

tarih.2.2.2017

dün eylüle konuşma fırsatım oldu hayatımda o kadar güzel bir kadınla tanışmadım ve hayatımda onun kadar ağır başlı alımlı ölüm kokan bir kadın tanımadım tanısaydım yanında olurdum her halde ona onu sevdiğimi söylediğimde konuşmak istemedi benimle galiba çok çirkinim komşum hanife abla bana aşkı özetlemişti oysa onun olmadığını inananların da salak olduğunu söylüyordu durumlar düzeldi bir iş adamı sefil haline acıyıp beni şirketine evrak dağıtma elemanı olarak aldı karnımı doyura biliyorum

eylül dünya çocuklar kanser haftası olduğu için çocuk karakterleri paylaşmış bana sende paylaşa bilirsin dedi o sedrici seçmiş çinli çocuk olan var ya sevdiği kadın için Savaşan işte bende onun gibiyim bana sizinle tanışmak isterim dedi bende onu çok yakından tanıdığımı söyledim çünkü onu izlerken Elimde fırça olmasa bile onun resmini hafızama çizdim o kadar detaylı o kadar anlamlı kazıdım ki her detayını gülüşünü biliyorum bir kere ona yakın ola bilmek için hemen yan tarafındaydım ejderya dedi gülmemek için çenemi zor tutum ve benim en sevdiğim karakter'de Red kit çünkü o kahraman o başarılı bir silahşör ben sadece imrendim ona külfetler darma duman eylül ayının gelmesini bekliyorum oturduğum yerden ama olmadı hala karanlık kış ayının ortasındayız acaba o nerededir acaba ellerini soğuk benim ellerimi kağıdın kestiği gibi kesiyor mudur ?

cevapsız sorular aklımı kurcalıyor bu ruha hakim olan benliğim erirken sıradan her kez gibi bende soluyorum piyano hevesim gün geçtikçe artıyor resim çizmek roman yazmak dünyaya bir miras bırakmak istiyorum yeni nesillerin geç filozoflar gibi beni'de örnek almasını artık Ruhum sadece eylüle ait ben onu asla ama asla unutamam kim gelirse gelsin hayatıma karanlığa tutkusu beni ona halatlarla zincirlerle bağlıyor tersane oldu kalbim sadece onun gemisini kalp yarasını tamir etmek sıvazlamak istiyorum neden böyle oluyor

çirkinim diye mi sevmedi kimseler beni keşke bir kere durup kalbimin derinliklerinde gömülü olan hazinelere baksalardı bu kitabı yazarken balkonumda ay ışığının altındayım belki hayat olmayan diyar dadır aşk denilen kavram olamaz mı ?