Telefonuma gelen mesajla izlediğim yabancı diziyi durdurup telefonumun kilidini açtım. Mesaj Batı'dan gelmişti "Ezgi özür dilerim... Bana gerçekten çok destek oldun ama eğer devam edersek seni üzeceğim... Lütfen beni unut bir daha mesaj atma..." yazıyordu. Önce bir şok geçirdim sonra şaka olduğunu düşündüm. Sonuçta onun yanın da kimse yokken ben vardım. Evde oturup kendimi yiyeceğime Batı'nın evine gittim. Zili çaldım... Çaldım, hatta arada kapıyı tekmeledim ancak nafile evde kimse yoktu. Olduğum yerde oturdum. Batı'nın beni terk edişini aklım almıyordu...
Batı'yla sevgiliyken o kadar iyiydi ki aramız hayatımın en güzel anları, en huzurlu anlarını yaşamıştım. Kapının koluna tutunup ayağa kalktım. Evim buraya biraz uzaktı ama benim düşünmem lazımdı bu yüzden eve kadar yürüdüm. Arabalar yanımdan hızla geçerken kendi kendime "Ne bekliyordun ki aptal! birinin seni seveceğini mi!? Hele ki Batı gibi birinin seni sevebileceğini düşünmen gerçekten tam bir aptallıktı!" diye düşündüm. Ama benim bir suçum yoktu ya da vardı Batı'nın beni sevebileceğini düşünmem, ona değer vermem de bunlardan bir kaçıydı.
Şeytan aklımı ele geçiriyordu artık... Yolda daha fazla devam edemeyeceğimi fark ettim ve yanımdan geçen bir otobüsü durdurdum. Kartımı okuttuktan sonra boş olan bir koltuğa geçip oturmuştum. İnsanların gözü benim üstümdeydi başka bir zaman olsaydı umursayıp utanırdım ama şuan kimseyi takacak halim yok. Otobüsten inip evime doğru yürüdüm. Beden bulamayan bir ruh gibi yürüyordum. Eve gelip yatağıma yattım. Telefonumdan Demir Demirkan - Zaferlerim
şarkısını açmıştım. Bugün sadece düşünecektim kimse olmadan.
Saat sabah 04.00'a gelirken uyuyakalmıştım. Saat öğlen bir buçuk gibi uyanmıştım. Aynanın karşısına geçip kendi kendime baktım. Geldiğim duruma bir baktım. Mahvolmuştum, terk edilmiştim ama sonra ilk defa babam tarafından terk edildiğimde de böyle olmuştu. "Paramparça" o zaman da kalkmıştım... şimdi de kalkarım! Gözlerim onu arıyordu hala... Evet o karaktersiz kapıdan girse yine ben yine onu affedecektim. Yüzümü yıkayıp kendime çeki düzen verdim ve evden çıktım. Pes etmeyecektim bu sefer. Pes etmeden, dibe batmadan kalkacaktım.
Eve geldiğim de bir yandan zile basıyordum, bir yandan kapıya vuruyordum ve "Batı... Batı" diyordum. Umudum tükenmişti ve gözümden bir damla yaş akıyordu. Elimi gözüme götürüp sildim. Ardından belki sel gibi gelecekti ama tuttum. Arkamı dönüp giderken kapının açılma sesini duydum. Gözlerim gök kuşağı gibi olmuştu kapıda ki adamı görene kadar. Hızla adamın yanına gidip "Sizin ne işiniz var burda!? Burası sizin eviniz değil!" diye bağırıyordum. Bir yandan da ağlıyordum. Adam elini omzuma koyup "sakin ol ufaklık. Noldu anlat bana." dedi. Bana acıdığı belliydi ama ben ondan nefret ediyordum burası Batı'nın eviydi!
Sakinleşip amcaya "Burası Batı'nın eviydi! Siz kimsiniz? Batı nerde!?" demiştim. Ağlamaktan garip çıkıyordu sesim ama anlaşılıyordu. Amca'nın yüzünde olumlu bir ifade oluştu "Kızım evin eski sahibi. Antalya'ya taşındı o. Buranın yeni sahibi benim." dedi. Bir yıldız gibi kaymıştı avuçlarımdan. Arkamı dönüp hızla eve koştum. Eşyalarımı toplayıp çantama tıktım. Yanıma biriktirdiğim tüm paramı aldım. Evden çıktım Antalya'ya gidiyordum. Nerede kalacağımı bilmiyordum ama çıkmıştım. İlk uçağa atlayıp Antalya'ya varmıştım. Çantamla boş boş yürüyordum. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Aklım başıma anca gelmişti! Ani bir kararla Antalya'ya gelmiştim. Burada hiç bir yeri bilmiyordum... Hiç bir şeyi!
Yolumun üstün de bir cafe&bistro görmüştüm. Cafe'ye girdiğim de içerisinin ne kadar kalabalık olduğunu gördüm. Tek boş bir yer vardı orada da bir kız oturuyordu gerçi ama yapacak bir şeyim yoktu. Kıza "Oturabilir miyim?" diye sordum. Kız kafasını olumlu anlamda sallamıştı. Çanta mı masanın yanına koymuştum. çantamın önümde bir tane daha çanta vardı ikisi de neredeyse aynıydı ama diğerinin üstünde bir imza vardı. Ne imzası olduğunu düşünecek halde değildim o yüzden kendimi hiç zorlamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FedaKardeş
ChickLitinatçı ve aşık bir kızın duygularıyla oynamak hayatta yapılan en büyük yanlışlardan biridir. Ezgi, 19 yaşında Batı'ya vurulmuştu ancak Batı'nın bir süre sonra onu terk edeceğinden haberi yoktu. Ezgi o kadar güzel bir kız değildi belki ama bu kimseni...