Bölüm Playlist;
Boy Epic - Wicked
Boy Epic - Say Something
Sahiplenilmiş miydim?
Bilmiyordum.
Bir an ona bakakaldım. Alec'de en az benim kadar şaşkın görünüyordu. ''Yürü,'' dedi Louis Alec'i savurarak bırakırken. ''Gidiyoruz.''
Afallamış bir ifadeyle ona bakarken bileğimi tuttu ve beni çekiştirerek dışarı çıkardı. Koridoru büyük bir hızla yürürken, ifadesiz yüzü hiç olmadığı kadar gergin görünüyordu. Bileğimden çekiştirmeye devam etti. Canımı acıtmaya başlamıştı ama sesimi çıkarırsam olacaklardan korkuyordum.
Mekanın içinden geçerken, duvara yaslanmış şekilde sevişen çiftleri gördüğümde ağzım beş karış açık kaldı. Louis omzunun üzerinden bana baktığında yüzündeki ifade yumuşadı ve yerini alaycı bir gülümsemeye bıraktı.
''Tam bir saftiriksin,'' dedi, her ne kadar sesini duymasam da oynattığı dudaklarından çıkan kelimelerin tam olarak bunlar olduğundan emindim. Mekandan çıktığımızda arabasına doğru yürüdük ve uzaktan kumandayla arabasının kilidini açtı.
''O bana ait.''
Arabaya bindikten hemen sonra motoru çalıştırdı ve kendi kendine homurdandı. ''Şerefsiz Zayn, söylediği saatte gelmeyeceğini biliyordum. Arasın dursun şimdi bizi.''
Louis kendi kendine homurdandırkenbenim düşündüğüm tek şey, Alec'e saldırdığında dudaklarından dökülen o kelimelerdi. Onun gibi sert görünümlü, tehditkar bir insandan böyle bir şey duymak belki de aklıma gelebilecek son şeydi.
Yadırgamıştım.
''Ne düşünüyorsun?'' diye sordu buz gibi bir sesle.
''Hiç.'' Omuz silktim. ''Nick denen herifle bir ilgim olmadığına göre artık beni serbest bırakacak mısın?''
Kahverengi kavisli kaşları çatıldı ve başını hafifçe yukarı kaldırarak yutkundu. Boğazındaki çıkıntıya bakakalırken, gözlerim boğazındaki çıkıntıdan kurtuldu ve yüzüne odaklandı. Çenesi ve bir erkeğe göre fazla kusursuz olan burnu, uzun siyah kirpikleriyle kesinlikle mükemmel görünüyordu.
Hayatımda gördüğüm en yakışıklı erkeğe baktığımı gördüm.
''Hayır. Henüz seninle işim bitmedi.''
''Annemi hiç mi düşünmüyorsun? Kesinlikle perişan olmuştur.'' dediğimde kaşları daha da çatıldı fakat hiçbir şey demeden arabayı kullanmaya devam etti. Bu sessizliği beni öldürüyordu.
Yaklaşık on dakika süren sessizliğin ardından uğuldayan düşüncelerimi susturmak adına derin bir nefesi ciğerlerimi doldurdum ve son duamı ederek göz ucuyla Louis'ye baktım. Resmiyeti bir takım elbise gibi giyinmiş, öylece duruyordu.
''Ona neden benim sana ait olduğumu söyledin?''
Nefesimi tutmuş cevabını beklerken omzunun üzerinden bana baktı. ''Seni becermesi için ona izin mi vermeliydim? O kendine hakim olamayan bir gay. Eğer ona bana ait olduğunu söylemeseydim seni ilk gördüğü yerde-''
''Tamam, anladık.'' Açık sözlülüğü karşısında yüzümü buruşturarak ona baktım. ''Peki bu senin ne kadar umrunda? İşine gelirdi bence.''
''Umrumda falan değil,'' dedi direksiyonu sağa kırarken. ''Eğer düzülmeye meraklıysan seninle işim bittikten sonra postalayacağım ilk yer o herifin yanı olur.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nobody is in the right place | larry fanfiction
Fanfictionsiz hiç bir kitap karakterine aşık oldunuz mu? Harry, oldu. Ve Louis'de ona...