Bölüm şarkısıyla mutlaka okuyun ! Ben çok sevdim. Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum ! :*
'Hiçbir acı sürekli değildir. Her acı bir zaman sürer ve söner. Sonra başkası başlar ve önceki acınız size komik gelmeye başlar... ve sonra oda biter. '
Agafya / Ertürk Akşun
Yayınlanma: 28.01.2014
Düzenlenme: 18.11.2017Bütün gün yemek yemeden, Bavol ile kılıç antrenmanı yapmıştım. Pardon Bavol karşıma geçip, yemek yemiş ve ben onun gösterdiği hareketleri tekrarlamıştım. Sonunda dersi bitirmişti, çünkü ben açlıktan yere yığılmıştım. Odama zar zor gelmiştim ve kendime sıcak su kaynatıp, banyo yapmıştım. Yorgun kaslarım gevşemişti. Burada kendi hizmetimi, kendim yapıyordum. Önceden hizmetkarlarım çevremde dönerlerdi. Şimdi ise, tek başıma idim. Yapayalnız. Yemeğimi bile tek başıma yiyordum. Bavol'un emriydi. Askerler arasında yemek yemeyecektim. Onların arasında da, yemek yememi istememişti. Nedenini gerçekten merak ediyordum. Acaba askerler beni yer miydi ? Bundan mı korkuyordu ? Derin bir nefes aldım ve yemeğimi yedim. Bitirdikten sonra, kapımın önüne koydum. Kapımı kilitledikten sonra, yatağıma oturdum. Ne yapabilirdim ? Lanet dört duvara hapsedilmiştim. Kafes gibiydi. Acaba, dışarı çıksam ne olurdu ? Kapı tarafından bir ses geldi ve oraya baktım. Anlaşılan, birisi odama gelmek istemişti. Kapının kilidini açtım ve karşımda Bavol'u gördüm. Yüzünde alaycı bir gülümseme vardı.
Bavol "Unutma, seni öldürmek isteyen kişi bu kapıyı da kırabilir." Dedi dalga geçerek.
" Yine de, biraz zaman kazanmış olurum. Evet, neden kapımdasın ? " dedim umursamazca.
" Bu lanet dört duvar arasında sıkılacağını düşündüm. Kafesinden dışarı çık. Hadi, aşağı gel."
" İzin veriyor musun ? " dedim şaşırarak.
" Evet, benim iznimle aşağı iniyorsun zaten. Beni takip et, Prenses." dedi ve onunla beraber aşağı indim.
Aşağıda Pamilian ve Yogov oturuyordu. Bavol oturunca, Yogov'un yanına oturdum. Bavol, izin vermişti sonuçta. Yogov, önüme bir sarılı bir kağıt koydu. Kağıdı açtığımda, ilk gördüğüm kendi yüzüm olmuştu. Başarılı bir şekilde çizilmişti. Altındaki yazı ise, şok ediciydi.
" Prenses Alania kayıptır. Onun cesedini bulana 1000 akçe verilecektir. " yazıyordu.
Benim öldüğümü mü düşünüyorlardı ? Neden canlı bulunana değil de, cesedime 1000 akçe veriyorlardı ki? Neden beni ölü kabul etmişlerdi ? Ölmem, onlar için bu kadar çok önemli miydi ? Derin bir nefes aldım. Ne yapacaktım ? Koşarak ' Ben ölmedim, yaşıyorum ! ' diye bağıracak mıydım ? Yoksa burada kalmaya devam mı etmeliydim ? Evet, burada kalmalıydım. Burada değişip, saraya öyle dönmeliydim. Kesinlikle böyle yapacaktım. Her şeye katlanacak ve bambaşka bir Alania olarak dönecektim. Çok daha güçlü. Yine de bu yazı beni üzmüştü. Ailemin ölü bedenimi araması, içimdeki yarayı kanatmıştı.
Bavol " Evet, ne düşünüyorsun ? Seni çoktan ölü olarak kabul etmişler. Ne kadar değerlisin. Değerli olsaydın, canlı getirin, canlı bulun derlerdi. Ama bak, ne yazıyor. Cesedini buluna 1000 akçe. Ne kadar komik ! Prensessin ama ölünü istiyorlar. Acaba seni saraya götürsem, bana ne kadar verirler ? Bence hiçbir şey vermezler. Ama öldürürsem, 1000 akçeyi almış olurum." Dedi.
Zihnimdeki zehirli akreplerin söylediklerini direk yüzüme demesi, canımı daha çok acıtmıştı. Bastırmaya çalıştığım sesler, Bavol ile karşıma çıkıyordu. Yaşlarım hemen gelmişti.Yogov " İstersen bu konu hakkında daha fazla konuşarak Alania'yı ağlatma, Bavol. Baksana, ağlayacak gibi. " dedi nazikçe.
Pamilian " Korkunç bir aileye sahip olmak, zor olsa gerek. İyiki böyle bir ailem yok ! Bunun için şükretmeliyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Seçimi ❁
FantasíaTehlikeli bir Aşk üçgeni. Güzel bir kız, Tehlikeli bir katil ve Öldüğü belli olmayan bir sevgili. Alania. Criskow'un güzel prensesi. Aşk canını acıtsa da, hala inanıyordu. Fakat, Symon'dan sonra değişmeye karar vermişti. Symon. Öldüğü belli olmayan...