"BENİ UNUTMAMIŞ!"
.
.
."Kiz zillu gel ha buraya diyrum sağa." Babaannem bana bir kez daha seslenince bu kez daha çok emin oldum. BENİ UNUTMAMIŞ!
"Babaannemmm!" Diyerek ona sarıldığımda o da bana sarıldı sımsıkı.
"Bu kizun akrabasi falan mi öldu? Bağa babaanne diyi bu?" Babaannem saçımı okşarken dediği şeyle şoka girdim resmen. Ama daha az önce..
"Kiz paçali al şu uşağu burdan beni babaannesi saniyi. Vah yavrum vah!" Gözlerim yeniden dolmaya başladığında ayaklarımda güç kalmamıştı. Arkamdan gelen hemşire beni babaannemden ayırarak Kerim' e doğru itledi. Ben donuk gözlerle babaanneme bakarken o da bana bakıyordu. Acıyan gözlerle. Beni de tanımamıştı!
"Kiz zillu bu uşaklar ne diye ha burda?" Babaannem 'Zillu' diye hemşireye mi söylüyormuş?
"Onlar seni görmek istiyorlarmış Fatıma Sultan." Babaannem Kerim ve Levent' e iğrenircesine bakarken gözleri bana değdiğinde o igrenme ifadesi yerine hüzün ve üzüntü gelmişti. İşte o an bi kez daha yalnız kaldığımı hissettim ve gözlerim bir anda karardı. Son hatırladığım Kerim' in 'Melis!' diye haykırmasıydı.
.
."Üzüntüden ve ya geçirdiği ani bir şoktan olabilir Kerim bey. Endişelenecek bir şey yok. Sadece biraz stresten uzak dursun. O kadar. Geçmiş olsun." Kulağıma gelen seslerle gözlerimi araladığımda hastanede olduğumuzu anlamam geç olmamıştı. Aklıma gelen detayla gözlerim yeniden doldu.
"Babaannemm.." sesim acı çeker gibi çıkmıştı. Çekiyordum da zaten.
"Şşt. Geçti güzelim. Geçti." Sakinleşmeye çalışıyordum ama olmuyordu. "Kerim, babaannem.. bi daha bana öyle bakmayacak." Burnumu çektim.
"Hadi hazırlan da çıkalım güzelim. Buradaki maceramız bitti." Dediğinde alnımdan öptü ve dışarıya çıktı. Ben de kalkıp yüzümü yıkadım ve dışarıya çıktım.
.
.Öykü...
"Öykü!!" Mustafa' nın bana seslenmesiyle gözlerimi açtım. Mustafa' ya baktığımda hala uyuduğunu gördüm. Hayal görmeye mi başlamıştım?
Ayağa kalkıp lavaboya gittim. Ellerimi ve yüzümü yıkayıp mutfağa girdim. Bugün yeni bir gündü. Güzel olacaktı.
Güzel bir kek hamuru hazırlayıp fırına sürdükten sonra dağılan etrafı toparladım. Çayı da demleyip kahvaltılıkları da masaya koyduktan sonra ekmekleri ince ince doğramaya başladım. Kızarmış ekmek iyi olabilirdi. Ekmekleri dilimledikten sonra fırın aklıma geldi ve fırının kapağını açıp keki içinden aldım. Güzel görünüyordu.
Keki dilimledikten sonra çayın altını da kapatıp sosis tabağını da sofraya koyup hazırladığım şahesere baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Teen FictionBazen istediğini elde edemez insan. Çalışır ama yine de kazanamaz. Çabaladığı şeyi yapmaya başlar bir ucundan ama.. Sonunu getiremez. Sever... Ama söyleyemez...