Multimedya: Kızımız Melsum🤗
Merabayınn herkesee! Bu bölümü iki defa yazdım kaydetmemiş bilgisayarım. O yüzden tekrar yazıyorum. Daha fazla tutmayayım, İyi okumalar! 😘😜
Bugün sol tarafımdan kalktım lakin çok mutluyum. Hangi insan sol tarafından kalkınca mutsuz oluyor ki? Bu bir klişe bence. Çünkü benim şuan içimde bando takımları mehter marşını çalıyor.Neyse kafamdaki salakça düşünceleri kışkışlayıp dolabıma yöneldim. Malum gün bugün! Evet lise dört hayatımın ve bir senelik geçireceğim maratonun ilk günü. Okulumuz evet (yine bir klişe ama olsundu) özel okul. Bundan dolayı serbest kıyafetle gidecektim.
Giyecek doğru düzgün kıyafetim bile yok. Tamam zengin olabiliriz ama bu benim gardırobumun çok mükemmel olduğu anlamına gelmez dimi? Alışveriş benim fobilerim (en bi nefret ettiklerim) arasında geliyor. Ama eğer alışverişi çok seven bi dostunuz varsa iş başka. Burçin ( kan bağımız olmasa da öz kardeşim olur kendisi) alışveriş için doğmuş bir insandı. Onunla geçen yaz alışverişe çıktığımızda (zoraki) beyaz baskılı bir bluzla siyah jean almıştık. Şuan dolabımda gözüme başka çarpan bişey olmadığı için onu alıp giydim. Saçımı hemen dağınık topuz yapıp odamdan çıktım.
Annem okul günleri kahvaltımı sabahın ilk ışıklarında hazırladı. Bu kadın bu kadar enerjiyi neresinden depoluyordu acaba? "Günaydın balım" deyip annemin yanağına bir öpücük kondurdum. Annem cevap vermek yerine gülümseyip öpücük attığında bende ona aynı şekilde gülümsedim. "Tatlım kahvaltını birazcık hızlı yap; yoksa ilk günden geç kalacaksın."Ağzıma bir dilim peynir ve iki zeytin atıp ayaklandım. "Ben çıkıyom balım." diyip mutfak kapısına yöneldim. Tam kapıdan çıkacakken annem silahını bana doğru yöneltti. Canımın yanmasının verdiği acıyla yüzümü buruştururken annem "Şu yaptığım sandviçi al yolda yersin." dedi. Bu terliğin hesabını soracaktım. Sandviçi hızla aldım ve ayakkabılarımı giydiğim gibi aşağıya indim.
Burçin aşağıda beni bekliyordu. "Nerede kaldın lan? Ağaç oldum dallarım çıkıcak resmen!" deyince kıkırdadım. "Kızma esmer bomba be! Annem totoma terlik fırlattı." dediğimde hunharca güldü. Hain pislik nolcak?! Durağa gittiğimizde dolmuş beklemeden hemen geldi. Beyaz sakallı amcaya paramı uzattığımda "Kızım sen benle dalga mı geçiyon? Ortaokullar 1 TL veriyor. Senin neren ortaokul?" Dediğinde amca kendi kaşındı diye kafamı sallayarak amcaya söylenmeye başladım.
"Amca ben teog-" diyordum ki Burçin eliyle ağzımı kapattı ve "Gerisini şuradan alın amca"deyip 5 TL banknotunu verdi. Sinsi bakışlarımı ona attım. Laf ettiğimde kavga çıkacağını biliyordu namert! Dolmuş okulun karşısındaki durakta durduğunda amcaya dil çıkarıp indim. Dolmuştaki teyzeler ya sabır çekiyorlardı. Onlar ya sabır çekeceklerine oturup evlerinde tesbih çeksinler!
Burçin koluma girdi ve okula doğru ilerlemeye başladık. Müdürden yeni sınıfımızı öğrenip sırama geçtim. Burçin de yanıma oturdu. Herkes sınıfa gelmeye başlıyordu. Müdür bey amcamız sıra olmamızı istemeyip (düşünceli adam) duyurusunu sınıfta yapacağına karar vermişti. Yüzümü arka tarafa çevirdiğimde bi çocuk dikkatimi çekti. Bu çocuk yeni mi gelmişti yoksa ben mi onu fark edememiştim önceden?
Sınıfa öğretmenin gelmesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Bu hoca bence saçlarına her gün limon sıkıp geliyordu. Hem kafası inek yalamış gibi, hemde sınıfa girdiğinde sınıf limonata gibi kokuyor. "Çocuklar önceklikle yeni dönemimiz hepimize uğur getirsin." dedi peltek diliyle. Bu dersin çok sıkıcı geçeceğini anlamam pek uzun sürmedi. Kafama sıraya yasladım ve uyuklamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Rüya
Teen FictionBirbirinden habersiz iki genç.. Uras ve Melsum aynı sınıftalar fakat birbirlerinden habersizler..Okulun ilk günü Melsum, Uras'ı yeni fark eder. Birbirlerine ne kadar direnip, kafa tutsalarda ; içlerinde, kalplerinin bir köşesinde o sevgi hep büyüyec...