GİRİŞ

100 39 44
                                    

Müzikle okumanız tavsiye edilir...

Nefes nefese kalmış, nereye gideceğini bilmiyordu.

Yol ayrımında gideceği tarafa karar vermek için anlık duraksadı ve yaya geçidinden koşarak karşıya geçti.

Yorgun bacakları iflas eşiğinde olsa da uyuşmuş bir şekilde hareket etmeye devam ediyorlardı.

Neden ve ne zamandan beri koştuğunu bilmiyordu. Sanırım bu bir çeşit refleksti. En sonunda yorulmuş,bitkin bedeni ve yanmaya başlayan ciğerleriyle durakladı. Düzene giren nefesleriyle yavaşça arkasına döndü.

Akşam vaktinde sisli bir hava...

Sokağın ürkütücü karanlığı bu ilginç akşamı daha da garipleştiriyordu.

Gözleri önce aniden ışıkları sönen bir kaç evin penceresine takıldı. Daha sonra da eskimiş apartmanlardan birinin damından akan damlaların düştüğü kısıma çevirdi bakışlarını.

Yaşadığı gerginlikle adem elması yavaşça ve zorlukla aşağı yukarı hareket etti.

Korku dalgaları vücuduna hafif bir uyuşukluk getirmişti.

Rüzgarın uğuldayan sesi arkasından gelen adım seslerini kamufle edemiyordu.

Her zerresi korkunun sinsi avına düşerek titremeye başladı. Kalbi boğazında atmaya devam ederken adım seslerine doğru döndü.

Hayatta en hakiki duygu korkudur.
Çünkü korku çaresizliğe, yalnızlığa ve birçok duruma zemin hazırlar. İnsan neden korktuğunu anlayamaz ya da neyden korktuğunu. Bu insanoğlunun doğasında vardır.

"Koşup kaçman pençemde olmanı inkar etmez. Bilirsin Konya büyüktür ama kaçacak yerler nadirdir..."

Bu boğuk ve kendinden emin ses tehlikenin ta kendisiydi.

Başlıyoruz...

İNFERUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin