Dışlanmış

Aras daha lise ikide genç ve hırslı önünde iyi bir geleceği olduğuna inanan bir çocuk.Aslında hayatı fena değildi annesi ile yalnız yaşıyordu,ev okul dershane üçlüsü arasında mekik dokuyup duruyordu.

Onun bir sıkıntısı vardı DIŞLANMAK .Onu bu yalnızlıktan kurtaran aslında onu bu çukura atan kişiydi Şevval ve bide 10 yıllık arkadaşı Raziye.Evet hayatında sadece bu iki kız vardı ama diğer tüm kızlar onunla konuşmaya çalışıyordu ve Aras onların konuşmalarından bir sevgi,aşk ya da hereyse bir duygu olabileceğini hissediyordu ama kızlar onu sadece ağlamaya yarayan bir omuz olarak görüyordu.

Aras nerde mi yıkıldı,nerde mi yalnız kaldı?Size söyliyeyim.En yakın arkadaşım dediği Hüseyinden o darbeyi yedikten sonra.Aslında Aras için sadece bir hevesti Şevval'den hoşlanmak,ama Hüseyin onu yalnış anladı.Durun olayı baştan görelim en iyisi.

Okul bitmiş herkes tatildeydi Aras da tatil için teyzesinin yanına kalmaya gitmişti.Bir hafta kalmıştı ve sonra geri evine dönmüştü.Keşke dönmesydi şu an kendi bile buna pişman.Eve döndüğünde annesi evde yoktu alt katlarında oturan halası ona ''Meryem halanlar buraya taşındı,annende orda hadi git hem yardım etmiş olursun hem de hoş geldin dersin''dedi.Aras gittiğinde gördüğüne inanmamıştı Şevval'i görmüştü üstünde askılı bir t-shirt ve altında kısa bir şort Aras için kısa bir şort herkes gibiydi,normaldi Şevval ama işte salaklık ya o an gönlü bir anda ona vuruldu.

Meryem hala ile vedalaşıp Şevval ve kardeşi Semih ile birlikte evlerine gittiler giderkende yolda Hüseyin ile karşılaştılar Aras hemen Hüseyin'e göz kaş yaparak olayı anlatmıştı ve Hüseyin Aras'ın yanına gelip sessizce ''turşu gibi burnu var bunun buna mı tutuldun sende''dedi.

Aslında Aras hiç bir şeyi bilmiyordu olacakları ve yaşayacaklarını şimdi düşündüğünde pişmanmıydı EVET hemde çok ama o bu dışlanmışlığıyla yaşamayı öğrenmişti.