Medya:Ege
------------- • ----------
"İğrenç, iğrenç, iğrenç. Şu halime bak yarın okullar açılıyo ve ben hala ayakkabı bulamadım. Rezillik."
Ölmek üzereyim 6272838473 defa ayakkabı denedi ve hiç birini beğenmedi.
"Ay hadi kalk başka mağazaya bakalım."
Ezgi şuan seni öldürmek istiyorum. Zaten 2 avm deki tüm ayakkabıcıları gezdik. Şimdi başkasına gidiyoruz ahh.
"Bence bu çok şık bunu al."
"Aslında bakarsak kötü değil. Evet ben bunu alıyım. Pardon! Ben bu ayakkabıyı alıcam kasaya bırakırmısımız."
"Tabi efendim."
Çalışan çocuk sonunda bizden kurtulacağı için mutluydu. Çünkü Eylül sonunda ayakkabı bulmuştu. Eylül ödeme yaparken gözüme kestirdiğim 2 ayakkabının 37'sini isteyip ödeme yaptım. Eeeee sonuçta baba hazır kredi kartı vermişken kefini çıkaralım. İşimiz bitince avm yakınındaki sakin bir cafeye geçip oturduk. Siparişleri almak için gelen garson kıza istediklerimizi söyledik. Çok geçmeden 3 limonata 1 browni 1 suffle 1 tramisu geldi. Bizde iştahla yedik. Limonatamı içerken gözüm diğer masada siparişleri yazan garson kıza takıldı. Tanıdık geliyodu.
"Kızlar şu garson kız kim? Niye bana bu kadar tanıdık geliyo"
Diye sorduğumda hiç yabancı olmayan erkek sesi;
"Çisem Dalkıran. Bizim okulda ve bizle yaşıt. Bestelerin grubunda."
Kim konuştu diye baktığımda Emre'nin gelmiş olduğunu fark ettim.
"Sen ne zaman geldin?"
Diye sordum umursamaz ve şaşakın yüz ifademle
"Sen o garson kızı sürerken geldim. Kız güzel valla."
Dediğinde Eylül tekmeyi geçirdi. O sırada Ezgi ile bakışıp kıkırdadık. Emre tekrar konuşmaya başlayınca;
" Ne o Ege kıskandın mı kızı."
Sesli bit şekilde kahkaha atıp her zamanki ifadesiz halimi alıp;
"Ben kimseyi kıskanmam."
Sesim sinirli bir şekilde çıkmıştı. Resmen ateş ediyodum. Bir anlık sessizlik oldu ve ardından çalan telefonum sesizliği bozdu.
Eylül'den
Ege telefonu umursamazlıkla açtı ama sonrasında kaşlarını çatıp masadan kalktı. Bizde Ezgi ile takip etmeye başladık. Emre hesabı ödeyip bize yetişti ve 15 dakikalık araba yolcuğu sesiz ve endişeli geçti. Araba durduğunda eski kırık dökük bir okulun önünde durduk. Arabadan inip koşar adımlarla okulun içine girdik. Okulun için kötü kokuyordu. Etrafımızda büssrü kapı vardı . Hangisine gireceğiz diye bakarken bir kapının kapanış sesini duyduk. Çok geçmedende bir çığlık. Ege'nin çığlığı,
UMARIM BEĞENİRSİNİZ
