Bölüm Şarkısı: Unknown Brain, Rival, Jex - Control
İyi okumalar dilerim~
Maya Cresta
Lise hayatım boyunca çeşitli partilere ve festivallere katılmıştım. Doğum günü partisi, ailem şehir dışında partisi, üst sınıfların mezuniyet partisi, cadılar bayramı partisi, yılbaşı partisi, güz festivali, bal kabağı festivali ve daha niceleri... fakat daha önce böylesini görmemiştim. Buraya gelirken de böyle bir şey hayal etmemiştim.
Ortam tam anlamıyla yıkılıyordu. Devasa bir köşkün önüne, kutlama ve festivaller için fazlasıyla geniş bir boşluk bırakılmıştı. Tam ortada büyük bir ateş yanıyordu ve tüm alan onun ışığı ile aydınlanıyor, onun sıcaklığı ile ısınıyordu. Köşkten tüm alanı saran müzikler yayılıyor, partinin katılımcıları olan gençler bazen çılgınca dans ediyor, bazense hafifçe oldukları yerde sallanarak sohbet ediyordu. Tempo bir anda artıyor ve bir anda düşüyordu. Herkes o kadar mutlu, hayat dolu ve arkadaş canlısıydı ki şaşkınlıktan donup kalmıştım. Her ne kadar onlarcasına katılmış olsam da ben pek parti insanı değildim. Partilere, arkadaşlarıma eşlik etmek için katılıyor, sessizce en ıssız köşede birkaç saat geçirip ayrılıyordum.
Bir parti esnasında akranlarımı izlemek ve davranışlarını incelemek benim favori aktivitemdi. İncelediğim diğer partilerde gece sakin başlar, zirveye doğru ilerler, sonra da sessizce biterdi. Burada ise tempo daima ya en dipte ya da en zirvedeydi ve o kadar hızlı değişiyordu ki uyum sağlamak imkânsızdı.
Yarım saatten kısa bir sürede, hiçbir şey içmememe rağmen, parti tarafından sarhoş edilmiş bir şekilde sürünerek insanlardan uzaklaşmaya başlamıştım. Festival alanının en uzak köşesine çekilip bir ağacın altına oturduğumda derin bir nefes aldım. Partiyi bu uzaklıktan izlemek çok daha keyifliydi.
Devasa ateşin ışıkları gecenin ortasında bu ıssız mekânı aydınlatıyor; köşkün ve insanların parlamasına, yerde ve alanın çevresini kaplayan ormanda gölgelerin dans etmesine sebep oluyordu. Ortam düşündüğümden daha kalabalıktı. Gönüllü faaliyetlere katılan gençlerin sayısı iki yüzü aşmış gibiydi ve köşkün daimi çalışanlarının sayısı da en az gönüllüler kadardı.
"Bu kadar çabuk mu sıkıldın?" dedi elinde iki içecekle koşarak yanıma gelen sarışın kız.
Adı Lacey'di ve onunla daha bu sabah tanışmıştık. Kıkırdayarak yanıma oturdu ve elindekilerden birisini bana uzattı. Onu başımı iki yana sallayarak reddettiğimde ikisini de kendisi içmeye başladı. İkisini aynı anda içmesi ve içerken üstüne başına dökmesi beni güldürmüştü.
"Sıkılmadım," dedim sorusuna cevap olarak. "Sadece tempoya ayak uyduramadım."
"Alışırsın," dedi, hâlâ gülümsemeye devam ederken. "Burada çok sık parti veririz."
Alışamazdım... fakat onu başımla onayladım. Yeni tanıştığım birisine böyle ufak tefek yalanlar söylememin ne zararı olabilirdi ki?
"Buraya gelirken böyle bir şey beklemiyordum," diye mırıldandım.
"Ben de," diye hızlıca onayladı beni. "Kim gönüllü ağaçlandırma çalışmasına katılırken bunu bekler ki zaten? Hiç kimse. Fakat beklentilerimi aşan bu duruma ciddi anlamda bayıldım. Birileri beni buradan zorla çıkartıp kovana kadar hiçbir yere gitmeyeceğim."
Bu açıklaması da beni güldürmüştü. Lacey çok neşeli bir kızdı ve eğlenmeyi çok seviyordu. Onun bu eğlenceli tavırları ister istemez beni de etkiliyordu.
"Belki sen de bizimle kalırsın?" dedi soru sorar gibi. "Ne dersin, Maya?"
"Belki," diye mırıldandım, o bitirdiği içeceklerin yerine yenisini almaya gitmek için ayağa kalkarken. Fakat yine bir yalan söylüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişim
Science FictionMaya'ya göre: O sıradan bir zekaya, sıradan bir görüntüye, sıradan bir hayata sahip basit bir genç kızdı; insanlar gereksizdi, az insan çok huzuru beraberinde getirirdi. O halinden memnundu ve mutluydu. Hayatının hep böyle devam etmesini isterdi...