8. Bölüm "-Affettin mi?"

897 37 9
                                    


BU BÖLÜMDE HİÇ BEKLENMEYEN ŞEYLER GERÇEKLEŞECEK. JUSTİN VE

Lİz'Yİ TEKRAR BİR ARAYA GETİRDİM. AMA BU DAHA SONRA DEĞİŞEBİLİR

BİLMİYORUM. BÖLÜMÜN GEÇ GELDİĞİNİN FARKINDAYIM AMA 15 GÜN

TATİLDEYİZ YAZMAM GEREKEN BAŞKA HİKAYELER VAR VE BAŞKA BİR ŞEHRE

TAŞINIYORUM O YÜZDEN BİRAZ YOĞUNUM.

İYİ OKUMALAR! SİZİ SEVİYORUM :***

🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈


Niall salona geçtikten sonra arkasından bende gittim. Zayn'in ve Liam'ın arasına oturup ne

konuştuklarını anlamaya çalıştım. Harry'nin İtalya'da ki bir konserden bahsettiğini duyduğumda

gözlerimi kocaman açtım.

"Bir dakika! İtalya'ya mı gidiyorsunuz?" diye sorduğumda hepsi başını salladı. "Ama neden?"


"Çünkü orada hem konserimiz, hem de bir röportajımız var." dedi Zayn kolunu omuzuma atarken.

Hemen yüzüm asıldı. "Ne kadar kalacaksınız?" diye sordum. "Sanırım 2-3 gün." dedi Louis. Daha

da yüzüm asılmıştı. Ben 2-3 gün onlarsız ne yapacağım..


"İstersen sen de gel. Hem Perrie ve Danielle'de bizimle olacak. Onlarla tanışmış olursun." dedi

Zayn. Gülümsemem yüzüme yayılırken, orada geçireceğimiz zamanı hayal etmeye başladım. Perrie

ve Danielle'le tanışacağım. Ve belki çok iyi anlaşacağız. Bu harika olacak. Ama şu an kafama

'DANK!' eden şeyle dondum kaldım.

"Sakın bana Luke'un da geleceğini söylemeyin." dediğimde hepsi dudaklarını büzüp başını iki yana

salladı. Liam ve Louis bu yaptıklarına gülerken, bense içimden lanet ediyordum. "Sikeyim böyle

işi!" diye mırıldandığımda Zayn ağızımı kapatıp "Shh çok ayıp." dedi. "Afedersin." diye özür

diledim. Bana ne oluyor böyle.

Kapı çaldığında hemen yerimden kalkıp kapıyı açtım. "Senin ne işin var burada?!" diye fısıldadım.

"Kim gelmiş Liz ?" diye seslendi Liam. "Hiç." diye lafı geçiştirip karşımda duran Justin'e döndüm.

Dışarı çıkıp arkamdan kapıyı kapattım.

"Seni bir daha görmek istemediğimi söylemiştim." dedim kollarımı göğüsümde birleştirip. "Liz

ben gerçekten özür dilerim. Seni çok seviyorum ve kaybetmek istemiyorum." Bu Justin miydi? Şu

an karşımda yalvaran bir Justin? En son gördüğüme göre yüzü bembeyaz ve yorgundu. Biraz

zayıflamıştı. Ve eskiden giyindiği gibi giyinmemişti. Siyah dar bir kot, her zaman ki siyah supraları

ve beyaz bir tshirt.

"Ben- ne diyeceğimi bilmiyorum. Sana tekrar güvenebilir miyim gerçekten bilmiyorum. Sana bir

şans daha versem tekrar aynısını yapmayacağını nereden bilebilirim?" Gerçekten çok kararsızdım

ama onu böyle görmeye dayanamıyorum. Belki ona bir şans daha vermeliyim.

Ne olduğunu anlamadan sıkıca sarıldı. Ve- bir dakika ağlıyor mu? Tanrım bana yardım et. Bende

kollarımı ona sarıp çenemi omuzuna koydum. Hala aynı kokuyordu. Bu kokusu beni her zaman

etkilemiştir. "Özür dilerim." dediğinde kollarını belime daha sıkı sardı. "Ağlama artık. Bilerek mi

yapıyorsun?" diye güldüğümde o da güldü. Geri çekildiğinde parmağımla gözyaşlarını sildim.

"Affettin mi?" diye sorduğunda düşür gibi yaptım. "Sanırım evet." dediğimde güldü ve

dudaklarıma yapıştı. Önce bir şaşırsamda kollarımı boynuna dolayıp öpüşüne karşılık verdim.

"Jaxon ve Jazmyn ne yapıyor onları çok özledim." dedim geri çekildiğimizde. "Sürekli senin nerede

olduğunu soruyorlar." dediğinde gülümsedim. "Peki ya Pattie ve Jeremy?" "Seninle ayrıldığımızda

bana o kadar çok kızdılar ki." dediğinde yüzünde bıkkınlık ifadesi vardı, bu haline kıkırdadım.

Tekrar kollarını belime sardığında kafasını boynuma gömdü.

"Seni o kadar çok özledim ki. Mutfakta çıplak ayakla dolaşmanı, sarılıp uyumamızı, şirin

aksanını.." kıkırdadım.

"Bende seni özledim. Yemek yaparken şarkı söylemeni, evde yarı çıplak dolaşmanı, evin içinde

Mally'yi kovalamanı.." dediğimde ikimizde güldük. Kapıyı açıp içeri girerken Justin'nin elini tutup

içeri çektim. Çocuklar bize döndüğünde kapıyı kapatıp içeri geçmiştik bile. Niall bana anlamamış

bakışlar atarken ben Justin'in koluna sarılıp yanında duruyordum. Niall ayağa kalkıp Justin'e

sarılıp "Merhaba dostum." dedi.

Herkesle selamlaştıktan sonra onlara olayı açıkladım. Önce biraz şaşırsalarda sonra bu karara

sevindiklerini söylediler. Biraz daha konuştuktan sonra Justin'le burada ki evine gittik.

Şu an ise pijamalarımızla koltukta birbirimize sarılıp romantik bir film izliyoruz. "Bunu yapmayı

özlemişim. Eskiden beraber vakit geçirirdik ama son birkaç yılda birbirimizi görmüyorduk bile."

dediğimde kollarını bana daha sıkı sarıp başımı öptü. "Sana söz veriyorum bir daha böyle bir şey

olmayacak." başımı sallayıp ona daha çok sokuldum. "Hey başka ne özledim biliyor musun? Pizza

ve dondurma." dediğimde güldü. Telefonunu alıp pizza siparişi verdi.

20 dk sonra pizza geldiğinde mutfağa gidip dondurmaları ve kaşıkları aldım. Salona geldiğimde

Justin yemeğe çoktan başlamıştı. Şimdi farkettim o kas mı yapmıştı? "Dur biraz sen kas mı yaptın

ve o da nedir? Bütün kolunu kaplayan bir dövme. Eğer bir dövme daha yaptırırsan o kolunu

kopartıp boynuna zımbalarım bilmiş ol." dediğimde kahkaha attı. İzci sözü verdikten sonra yanına

oturup dondurma kutusunun birini ona uzattım.

Bütün hepsini bitirdikten sonra yukarı, Justin'nin odasına çıktık. Yatağın içine girdikten sonra

kafamı göğüsüne yasladım. Uyumama yardımcı olan sesiyle Be Alright'ı mırıldanmaya başladı.

Yavaşça gözlerim kapanırken en son hatırladığım şey, dudaklarımı öpüp 'seni seviyorum'

dediğiydi.

Neden Ben !? (One Direction and 5SOS Fan Fic.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin