12. Bölüm

978 127 46
                                    

 Hikayenin en yeni okuyucusu olduğunu düşündüğüm okuyucuma bu bölüm ^^

İlk yayınlanma tarihi: 14 Şubat 2014

26 Mart 2015- Düzenlendi

   

 12. Bölüm

   Herkesin bir yeni yıl dileği vardır. Olana kadar her yılbaşı gecesinde tekrar tekrar dilenir o dilekler. Umutsuzca sarıldığımız ve gerçekleşmesine tüm kalbimizle inandığımız küçük peri oyunlarından ibaret olsalar da dilek dilemek zayıf kalplerimize güç verir.

 Tamı tamına bir ay sekiz gün geride bıraktığım yılbaşı kutlaması bana bu peri oyunlarının sahteliğini göstermeye başlamıştı bile. Tek bir şey dilemiştim Tanrı’dan. O da Rüzgâr’dan kurtulmaktı fakat Ozan’ı kutuya kapattığı o geceden beri ondan da haber alamıyordum.

  Tek bir şey istiyordum artık:

 Uyanmak.

  "Dinlenmek istiyorum,"dedim sinirle. Önünde durduğum kum torbasını Eren'in üzerine doğru fırlatıp çatı kenarının tek güneş görmeyen kısmındaki L koltuğa yöneldim. Eren, torbayı diğer tarafa atıp önüme geçti. 

 "Hayır,"diye diretti "Biraz daha çalışalım sonra."

 "Eren, gerçekten kaldıracak durumda değilim,” dedim inatla “Aylardır çalışıyoruz, bir şey olacağı yok.”

 Eren kaşlarını çatıp “Aslında 4 Aralık’ta başladık ve bu gün 8 Şubat,” diye düzeltti “Pek aylardır sayılmaz ya!”

Gözlerimi devirip bileğime sardığım bandajları çıkarmaya başladım. “Hayır,” dedim kararlılıkla. Eren karşıma geçip koltukla aramdaki son birkaç adımı doldurdu. "Yorgunsun, peki, ama son bir iki yumruk daha,"dedi, pes edecekmiş gibi durmuyordu. Ona dik dik bakarken "Önümden çekil yoksa bahsettiğin bir iki yumruğu sana atacağım," dedim. 

 "Haydi, o zaman,"dedi Eren hevesle "Durma ve suratıma yumruklarını geçir."

 Ona, bana şaka yapmayı kesmesi gerektiğini anlatan bir şekilde bakarken  sağ elimdeki bandajı tamamen söküp koltuğa fırlattım. 

 "Ah,"diye inledim "Vazgeç."

 "Hayır,"dedi beni kolumdan tutup kendine doğru çevirirken "Ciddiyim. Bunu yapmalısın çünkü hak ediyorum."

 "Hak etmiyorsun,"diye itiraz ettim "Bana yardım ediyorsun bu yüzden yapamam."

"Sana en başında nasıl davrandığımı hatırla,"dedi Eren yüzüme bakarak. “Tıpkı bir pislikmişsin gibi.”

"Çünkü en başında öyleydim,"dedim diğer bandajı çıkarırken. “Tam bir pisliktim.” 

 Eren kolumu bırakırken "Hayır,"dedi "Değildin, sadece ben öyle olduğunu sandım. Ayrıca, başına çok büyük bir bela açtım ve seni aşktan uzaklaştırdım ve sen ölümle burun burunayken seni terk ettim...”

“Beni aşktan ne,” diye sordum kaşlarımı çatarak fakat sonradan bunun çokta umurumda olmadığını hissederek “Günahlarını bana çıkartma,” dedim.

Eren çenemi tutup yavaşça kaldırdı. Gözlerini yüzüme odaklayıp “Çoktan çıkardım,” dedi ve duraksamadan devam etti “Şimdi sende sinirini çıkar.”

"Bırak Ruhun Aşka Düşsün"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin